Belirsizliği yüksek dönemlerde yolunuzu çizebilmek için veriyi izleyin ve bunu yönetişim süreçlerinizin bir parçası haline getirin. İK çalışanları normal koşullarda karşılarına çıkabilecek engellere karşı hazırlıklıdırlar. İzinler, rotasyonlar, yedekleme veya işe alım planları normal seyir yaklaşımına göre hazırlanır. İçlerinde biraz ihtiyat payı da bulunmaktadır. Ancak Covid-19 gibi öngörülemeyen krizler karşısında mevcut planlar işe yaramaz. Yaşanan türbülanstan hızlı bir şekilde çıkılmasını sağlayacak yeni yaklaşımlara ihtiyaç duyulur. Biz de İK çalışanı olarak dünyanın çeşitli yerlerinden sonra ülkemizde de görülen Covid-19 vakalarıyla kendimizi daha önce hiç görmediğimiz ve alışık olmadığımız büyük bir türbülansın içinde bulduk. Covid-19 ve beraberinde getirdiği belirsizlik, kısa sürede tüm ülkeleri etkisi altına alarak hayatı olumsuz etkiledi. Sosyal izolasyon ve karantina süreçleri nedeniyle şirketler çok ani şekilde işgücü kaybına uğradı. Bu durum doğal olarak üretim süreçlerini ve dolayısıyla ekonomileri de zorlamaya başladı. Şirketler bu süreçte çalışanlarını ve müşterilerini korumak amacıyla çeşitli kararlar aldı. Ancak şirketlerin aksiyonlarını belirleyecek olan asıl önemli nokta, bu belirsizliğin ne kadar süreceğiydi