Covid-19 döneminde yaşananlar ve sonrasına dair beklentiler, son yıllarda tartıştığımız ama moda tabiriyle “nice-to-have” görülen birçok yaklaşımın stratejik önemde değerlendirilmesine zemin hazırladı. Artık yılmazlık, psikolojik sermaye ve dijitalin gücü gibi konular konferanslarda dinlenen ama ofise dönüldüğünde unutulan kavramlar gibi görülemeyecek, yeni dönemde rekabet avantajının temelini oluşturan en önemli stratejik öncelikler arasında konumlandırılacak. Tıpkı çeviklik gibi…
Çeviklik, son yıllarda önemi anlaşılan ama ölçeklenebilirliği konusunda kafaların karışık olduğu bir kavram. Bazı şirketler çevik organizasyon felsefesini kurumlarında önemli bir ölçeğe eriştirmek için çabalasa da bu şirketlerin sayısı ve ortaya koyulan toplam çaba yetersiz kalıyor. Üstelik çevik yaklaşımın kurumlarda küçük ölçekli başlayıp bir aşamaya geldikten sonra üst kademelere yansıması sınırlı olabiliyor. Bu sayımızın kapak konusu bu duruma işaret ediyor: Üst yöneticiler ne kadar çevik çalışıyor? Çevik derken esnek veya hızlı çalışmayı değil çevik çalışma felsefesini uygulamaktan bahsediyoruz. Bu noktada yöneticilerin doğru yapıyı kurgulamaları, mentorluk ve karar almada destek fonksiyonlarını üstlenmeleri ve oluşacak krizleri çözümlemeleri önem kazanıyor. Kapak dosyamızı destekleyen bir çalışmamız da Nasıl Başardım? bölümümüzde. Çevik felsefe konusunda önde gelen danışmanlık şirketlerinden ACM Agile’ın ağzından bu yaklaşımın gelişimini görmekten keyif alacağınıza inanıyoruz.
Bu ay Spotlight dosyamızda çok önemli bir başlığı ele alıyoruz: Kurumsal dünyada cinsel taciz. Her ne kadar son dönemde bu konuda bilinç seviyesinin arttığını düşünsek de işler o kadar da iyi gitmiyor. Cinsel taciz hâlâ kurumsal dünyanın söylenmeyen sırlarından biri gibi görülüyor. Bu konu o kadar çetrefilli ki insan psikolojisinden hukuka, kurumsal kurallardan eğitime uzanan birçok noktada ciddi aksiyonlar almak gerekiyor. Dosyalarımız bu çerçeveyi tanımlaması açısından değerli bir bakış açısı sunuyor.
İş dünyasında yeni iş modelleri ve pazar yapıları oluşurken bu alanlarda konumlanmanın sırrı stratejiye bakış açımızda gizli. Öyle ki, yepyeni alanlar ve pazarlarda geleneksel strateji söylemleri yetersiz kalabiliyor. Henüz kimin rakibiniz olduğunu anlamadığınız bir ortamda rakiplerin pazarlık gücünü analiz etmeye çalışmak bir anlam ifade etmiyor. Ürün ve hizmet ortadan kalkarken ikame konsepti değişiyor. Makalemiz yeni pazarlarda farklı bir strateji tanımının gerekliliğini adresliyor. Strateji demişken… Borusan Holding CEO’su Erkan Kafadar’ın, grubun stratejik yol haritasını anlattığı söyleşiden süzülen içgörüler, büyük bir grubun dönüşüm sürecini anlamak açısından önemli bir perspektif sunuyor. Yapay zeka temelli öğrenen stratejik gelir yönetiminin sağladığı avantajları ele alan makalemiz de dikkate değer. Son dönemin en çok tartışılan konularından bir olan tedarik zincirlerinin yeniden yapılandırılması noktasında çok değerli bir makalemizi de görüşlerinize sunuyoruz.
Bu sayımızda kapısını araladığımız yeni döneme dair önemli bir perspektif sağlayacak makaleleri bir araya getirmeye, deneyimlerle zenginleştirmeye gayret ettik. Keyifle okumanız dileklerimizle…