Hangi işi yaparsanız yapın bir noktada kötü haberi veren kişi konumuna düşmeniz kaçınılmaz: Bu, ister işe alım yapan kişinin işe girmesi olası bir çalışana maaşta esneklik payı olmadığını söylemesi gibi ufak bir haber olsun, ister yöneticinin çalışanını işten çıkarmak zorunda olması gibi büyük bir haber. Açıklayacaklarımız bizim hatamız olmasa bile bu tür konuşmalardan korkarız. Sahip olduğumuz bu antipatinin haklı bir sebebi olduğu ortaya çıktı. Araştırmamız, insanların kendilerine duymak istemedikleri şeyler söyleyenleri küçümsemeye eğilimli olduklarını gösteriyor: Böyle durumlarda, “Elçiye zeval olmaz” demiyoruz. Örneğin deneylerimizin birinde, katılımcıların basit bir şans oyunundan 2 dolar kazanma ihtimalleri vardı. Katılımcının 2 doları kazanıp kazanmadığını bir araştırmacının şapkanın içine atılmış kağıtlar arasından seçtiği kağıt parçası belirliyordu ve elçi olarak tayin edilmiş bir başkası sonucu, yani 2 doları kazanıp kazanmadığını katılımcıya iletiyordu. Bunun ardından katılımcılar elçiyi ne kadar sevdiklerini ya da ne kadar sevmediklerini değerlendiriyorlardı. Kötü haber almış olan katılımcılar; elçinin masum olduğunun ve 2 doları kazanıp kazanmaması üzerinde herhangi bir denetimi olmamasının ve bu denetim eksikliğinin tamamen farkında olsa da 2 doları kazanmış olanlara göre elçiden çok daha hoşnutsuzdu.
X
Üye Girişi
Üye Ol