Şirketler bir yandan inovasyon hızlarını artırmak, diğer yandan belirsizlik ortamında rekabetçi kalabilmek için doğru yeteneklere ulaşmaya çalışıp duruyorlar ve yıllardır aynı cümleleri kuruyorlar: “Piyasada doğru yetenek yok” veya “İhtiyacımız olan nitelikli ve yetkin işgücünü bir türlü bulamıyoruz.” Garip olan, aynı şirketlerin, işgücünü sadece norm kadrodan ibaretmiş gibi görme konusundaki ısrarları. Çoğu organizasyon bu arayışı hâlâ geleneksel, tam zamanlı istihdam refleksleriyle yönetiyor; bu da hem zaman kayıpları ve maliyetlerin şişmesine hem de çevikliklerinin sınırlanmasına sebep oluyor. Oysa bugün dünyada yaşanan, gerçek bir yetenek kıtlığından çok, işgücüne ilişkin bir perspektif darlığı.
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et