Uzun yıllardır şirketler kısa vadede çeyreklik sonuçlara odaklanarak büyüme, kârlılık, maliyet kısma gibi metriklerde hissedarlara yukarı yönlü küçük yeşil oklar göstermek peşinde koşuyorlar. “Hissedar değeri yaratmak üzerine kurulu olan oyun planı, gerçekten uzun vadeli bir değer yaratabiliyor mu?” diye çok az kurum ve kuruluş endişe duyuyor ve bu fasit daire sürüp gidiyor. Bunun sonucu olarak Fortune 500 şirketlerinin on yıllar içinde büyük çoğunluğunun artık yerlerinde olmadıklarını birçok hikâye anlatıcıdan dinliyoruz.
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et