Çevik yaklaşımı organizasyonun geneline yayma fikri müşteriyi sürecin en başına alma ihtiyacından doğdu ki bu halihazırda IT departmanımızda altı yıl önce hayata geçirilen bir uygulamaydı. Yapılacak işler ve ihtiyaçlar belirleniyor, ürün ve servisler müşterinin ihtiyacına en uygun ve hızlı şekilde geliştiriliyordu. Müşteri sonuç almak için uzun süre beklememeliydi ve iterasyonlar müşteri için anlamlı olmalıydı. Müşteriyi ve müşteri ihtiyacını odağına alan, ürün ve servisleri müşteriye en hızlı ve verimli şekilde sunabilen bir yaklaşıma ihtiyacımız vardı. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz sektördeki yaygın iş modeli tüm dünyada ciddi meydan okumalarla karşı karşıya. Rekabet ortamında işleri daha etkili ve verimli biçimde yaparak maliyet tasarrufu sağlamak, operasyonel verimlilik ve hız kazanmak da çevik çalışma ihtiyacını tetikliyordu. Çevik yaklaşımı benimsemeden önce her şeyi biz yapmaya çalışıyorduk. Ancak özellikle telekomünikasyon endüstrisinde ihtiyaç duyulan genişlemeye yönelik her beceri setini bulmak ve içeride tutmak hiç kolay bir iş değil. Dolayısıyla bir ekosistem anlayışı içerisinde çalıştığımızda bu sorunu çözebileceğimizin bilincine vardık ve yenilikçi bir ekosistem kurmak gerektiğini fark ettik. İhtiyaç duyduğumuz temel becerileri kurum içinde tutarak ve diğerlerini ekosistemimizdeki ortaklarımızdan sağlayarak işlerimizi çok daha kolay biçimde yapabileceğimizi ve ortak değer yaratabileceğimizi gördük. Yeni nesil çalışanlar bir işi iki haftada tamamladığında motive oluyor, anlamı daha kolay buluyor ve yaptıkları işin farkına varıyorlar. Çalışanlarımızın işe bağlılığını, motivasyonunu artırma ve ihtiyaç ve beklentilerini karşılamak için de çevik çalışmanın önemli olacağını gördük.
X
Üye Girişi
Üye Ol
Vodafone Türkiye’nin İk’dan Sorumlu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı ile Çevik Çalışmayla Fark Yaratmak Üzerine…
Ocak 2020