2001 yılında yaşanan Enron skandalı ve 2002’de Sarbanes-Oxley Yasası’nın yürürlüğe girmesiyle bankaların birçoğu, yasalara uygunluk konusunda dikkatli olabilmek adına riskten sorumlu bir başkan (CRO) işe almaya başladı. 2000 yılında büyük bankaların yüzde 1’inden daha azında CRO varken; 2006’ya gelindiğinde neredeyse dörtte birinde vardı. 157 büyük bankada 1995-2010 arası vadeli işlem stoklarını inceleyen bir çalışma sonucunda, CRO’ları işe almanın şaşırtıcı bir etkisi ortaya çıktı: Bankaları riskli vadeli işlemleri daha az değil, daha çok yapmaya yönlendiriyordu. Araştırmacılar, bu durumun altında yatan çeşitli gerekçeler öne sürdüler fakat içlerinde en makul geleni, bir C-seviye yöneticinin görevlendirilmesinin bir çeşit “ahlaki lisanslama” olduğuydu. Şöyle diyorlardı: “CRO’lar görevlendirilirken, bankalar “risk önleme” şirketinde çalışan bölüm müdürlerine gerekli işlemlerin yapılması için bildiride bulunuyordu ve risk yönetimi başkalarının işiydi. Bunun, tam da regülasyonun önlemeye çalıştığı davranışa teşvik ederek müdürlerin, riskli davranışlarını yönetebilme kabiliyetlerini azalttığını ve onlara sahte bir güven duygusu verdiğini düşünüyoruz.
X
Üye Girişi
Üye Ol