Rakamlara takılıp kalmak stratejinize zarar verebilir. Performans ölçütlerini stratejiye bağlamak son on yıldır iş dünyasının standart uygulamalarından biri haline geldi. Stratejinin tanımı, doğası gereği biraz muğlaktır ancak ölçütler stratejiye bir biçim verir ve stratejinin detaylarının kolay algılanmasına yardımcı olur. Ölçütler, Ford’un bir zamanlar kullandığı “Kalite birinci işimizdir” söylemini Altı Sigma performans standartları biçiminde hayata geçirir. Apple’ın “Farklı düşün” ve Samsung’un “Geleceği yaratın” yaklaşımları yeni ürünlerden gelecek satış hacmi biçiminde tercüme edilebilir. Eğer stratejiyi bir kurumun organize edilmesi için bir şema olarak değerlendirirsek ölçütler çimento, tahta ve tuğladır. Ancak bu organizasyonel mimaride gizli bir tuzak var: Bir şirket stratejiyi temsil etmesi gereken ölçütlere gereğinden fazla odaklanıp stratejinin özünü unutabilir veya gözden kaçırabilir. Bu soruna dair ekstrem bir örnek Wells Fargo’dur. Şirket, müşterilerinin izni olmadan onlar adına 3,5 milyon banka ve kredi kartı hesabı açmış ve bunu yapmasının nedeni “çapraz satış” stratejisini sürdürebilmekti.
