İKİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDAN 1980’lere kadarki dönemde insan kaynakları fonksiyonu çalışanları desteklemeye odaklandı. Amaç, başlarda sendikaların şirketin içine sızmalarına engel olmak; tüm yeteneklerin şirket içinden yetiştirildiği ilerleyen yıllarda ise çalışan gelişimini yönetebilmekti. Ancak bir noktada işler değişti. 1970’lerdeki stagflasyon, 80’li yılların başına damga vuran resesyon ve geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız Büyük Durgunluk, İK’nın odağının gün geçtikçe artan biçimde maliyetleri düşürmeye kaymasına yol açtı. Gevşek işgücü piyasaları insanların işten ayrılmalarını zorlaştırarak İK masraflarını kısmayı kolaylaştırıyordu. Bunun sonucunda ücret ve yan haklar (ki bunlara eğitim ve gelişim de dahildi) azaldıkça azaldı. İş arayanların sayısının artmasıyla birlikte iş güvencesi azaldı.
X
Üye Girişi
Üye Ol