Benim bu yaz yaptığım gibi Avrupa’yı arabayla dolaşırsanız şehirlerin ufuk çizgisinde kayıtlı tarihi görürsünüz. Binaları, eski kalelerden başlayarak bugünün otel ve müzelerine kadar gücün asırlar boyunca nasıl taşındığını yansıtıyor. Kent merkezlerinde ise halkın parlamento sarayları var. Ama bunlar zamanla bugün gücün gerçek sahibi olan kurumsal dünyanın kulelerinin yanında birer cüce gibi kalıyor. Bu kuleler paradokslarla dolu.
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et