
Reklama toplumsal cinsiyet eşitliği merceğiyle bakış... Kadın ve erkeklerin eşit şartlara sahip olması koşulu 1945’ten beri dünya liderleri tarafından benimsenen Birleşmiş Milletler (BM) Antlaşması’nın ilkeleri arasında yer alıyor. Bu çerçevede, cinsiyet eşitliği en temel insan haklarından biri olarak kabul ediliyor. O günden bugüne geçen zamanda dünyanın kadınlar için eşit bir yer haline geldiğini söylemek zor. Ancak eşitlik yönündeki global iradenin güçlendiği de aşikar. UN Global Compact ve UN Women (BM Kadın Birimi) 2010 yılında konuyla ilgili önemli bir adım attı ve “Kadının Güçlendirilmesi Prensiplerini (WEPs)” hayata geçirdi. Bu prensipler cinsiyet eşitliği ve kadının işyerinde güçlendirilmesi için gereken bir dizi kurumsal aksiyonu içeriyor. Dünya Bankası verilerine göre son iki yılda dünya çapında 65 ülkede toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik 87 yasal düzenleme yapıldı. Dünya Reklamverenler Federasyonu’nun (WFA) da dikkat çektiği üzere toplumsal cinsiyet eşitliği konusu daha önce hiç bu kadar fazla ülkenin odağında yer almamıştı. Son 2-3 senedir toplumsal cinsiyet eşitliği arayanların isteklerini daha yüksek perdeden dile getirdiklerine şahitlik ediyoruz. #MeToo, #timesup, #seeher, #MosqueMeToo gibi girişimler ve etrafında şekillenen eşitlik söylemleri toplumsal ihtiyaç ve taleplerin güç ve çeşitliliğine de ışık tutuyor.