Girişimlerin yıkıcı inovasyon becerilerinin global ölçekte artması ve yeni trend teknolojilerin bu inovasyonu kolaylaştırmasıyla gündeme oturan oyun sektörü bizleri etkilemeye devam ediyor. Değişim trendini yakalayabilen, yaratıcı genç girişimcilerin varlığıyla en hızlı büyüyen sektörlerin başında şüphesiz ki oyun ekosistemi geliyor. İlhamı deneyime dönüştüren multi-disipliner yapılara ev sahipliği yapan teknoparklar bu ekosistemin merkezinde yer alıyor. Özellikle genç girişimler üniversite dinamizmiyle oyun/oyunlaştırma araçlarını hızla tüketirken, e-spor dünyasını da teknopark kültürüne kazandırdı. E-spor, elektronik bir cihaz vasıtasıyla çevrimiçi veya çevrimdışı ortamda ister bireysel ister takım halinde katılım gösterilen her türlü aktiveyi kapsıyor. Türk e-spor ekolünü ve oyun ekosistemini artık teknoparkların ev sahipliğinde daha keyifli izleyeceğiz.
Büyümeyle birlikte değişen ihtiyaçları belirleyin
Oyun sektörü beş yıl önce yılda 91 milyar dolarlık bir pazar büyüklüğüne sahipken 2020'ye geldiğimizde ise 160 milyar dolarlık şaşırtıcı bir pazar büyüklüğüne ulaştı. Bu rakamı bir perspektife oturtmak gerekirse, oyun pazarının küresel kayıtlı müzik endüstrisi (yaklaşık 19 milyar dolar) ve dünya çapındaki film gişe gelirlerinin (yaklaşık 43 milyar dolar) toplamından iki kat daha büyük hale getiriyor. 2010 yılında Sidar Şahin tarafından kurulan Peak Games ilk büyük çıkışını, uluslararası oyun şirketi Zynga’ya oyun stüdyolarından birini 100 milyon dolara sattığında yaptı. Daha sonra ise 2020 yılında 1,8 milyar dolar değerinde bir exit yaparak Türkiye’nin ilk unicorn şirketi oldu. Bunu takip eden Gram Games, 2018 yılında Zynga’dan 250 milyon dolar yatırım aldı.
Bu büyümeye paralel olarak da oyun geliştirme araçları ve geliştiricilerin yetkinlikleri sürekli değişiyor. İhtiyaçların da çeşitlenmesiyle birlikte sektör farklı bakış açısına sahip ve desteklere ulaşabilen oyuncularla daha da büyüyor. Oyun geliştiricilere en kritik yetkinlikleri ve etmenleri sorduğumuzda da en çok gelen cevaplardan bazıları şöyle:
Donanım ihtiyacı ve yeterliliği: Geliştirme ortamına sahip olmak ve geliştirilen oyuna uygun donanımlarla çalışmak olmazsa olmaz. Sonuçta harika bir şef olabilirsiniz ama yemeği pişirmek için elinizin altında araç gereç ve hammadde olmalı. Bu yüzden biz de bu ihtiyacın en önemlisi olduğuna katılıyoruz.
Yetenekli ekip ve odaklanma: Oyun geliştirmede yaratıcılık ve farklı yetkinliklerin bir araya gelmesi çok önemli. Dışarıdan bakıldığında sadece yazılım gibi görünen oyun dünyasında aslında tasarım, pazarlama, müşteri deneyimi, algoritmik düşünme ve veri analizi gibi farklı yetkinliklere sahip olmak gerekiyor. Bunları ise motivasyonu yüksek ve öğrenmeye açık işine odaklı bir ekip çözebilir. Alternatif olarak hali hazırda bu konularda deneyimli farklı yetkinliklere sahip kişiler bir araya getirilebilir.
Pazarlama yeteneği ve yayıncılık: Aslında bu, en kritik olduğuna inandığımız ihtiyaç. Oyun geliştiricileri için bir oyun harika ve çok eğlenceli görünüyor olabilir ama önemli olan kullanıcı kitlesinin ne düşündüğüdür. Doğru kitleyi tespit ederek onlara ulaşmak ve sürekli büyümek için birçok test yapmak gerekiyor. Bu da ancak pazarlama metriklerini çok iyi bilmek ve yatırımla mümkün olabilir.
Maddi ihtiyaçlar ve yatırım: Bazı oyunların geliştirme aşamasında yüksek maliyetler doğarken bazı oyunlarda da pazarlama aşamasında yatırım gerekmekte. Özellikle üniversite öğrencilerinin oluşturduğu bir ekosistem düşünürsek, sıfırdan başlayan ve milyar dolarlık değerlemelere ulaşan bu girişimcilere yatırım olmazsa olmaz. Sadece pazarda tutabilecek bir iş görüldüğünde değil, harcayarak öğrenme ve deneyim kazanma için de bu sektörün yatırıma ihtiyacı oluyor.
Bu liste uzar gider, ama en kritik görülenler ve her ortamda dile getirilenlerin başında bu dört temel ihtiyaç geliyor. Bu ihtiyaçların ve daha fazlasının karşılanması için YTÜ Yıldız Teknopark bünyesinde faaliyete geçen GamesUP, oyun girişimlerinin bu ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılıyor.
Bir sonraki unicorn olmak için desteklerden yararlanın
Uluslararası alanda güçlü bir marka olabilmek için GamesUP’ın pek çok önemli katkısı olacak. Kurumsal ve bürokratik yaklaşımları çok sevmeyen ve yaratıcılıklarını kısıtlandığını düşünen bir kitle ile karşı karşıyayız. Bu sebeptendir ki hiçbir başarılı oyun şirketi Teknoparklarda yer almak istemiyor. Aslında tam da bu şartlar bizi harekete geçirdi ve oyun sektörü için yepyeni bir yaklaşım tasarladık. Oyun girişimcilerini bürokratik süreçlerden bağımsızlaştırarak kendilerini özgürce ifade etme fırsatı sunuyoruz.
Oyun girişimcilerimizin fiziki mekâna ihtiyaç duymadıkları için kısmi olarak mekan bağımsız olarak çalışması, teknoparkların ülkemizde genç ve yaratıcı girişimcilerimizi çekebilmesi adına önemli bir gelişme oldu. Bu olumlu durum farklı lokasyonlarda yaşayan girişimcilere ulaşabilmek adına önemli bir motivasyon kaynağı olarak karşımıza çıkıyor.
GamesUP olarak 18 aylık bir programla girişimcilerimizin, ilk versiyon ürünlerini geliştirmeleri veya mevcut ürünü pazara ulaştırmaları, farklı mecra ve platformlarda oyunlarını yayınlamaları, dijital pazarlama ve büyüme stratejilerini belirlemeleri, farklı dikeylerde işbirliği, partnerlik ve diğer iş modellerini deneyebilmeleri ve insan kaynağı noktasında destek alabilmeleri için çeşitli destekler sunarak girişimcilerimize bu yolda bir ekip arkadaşı olma rolünü üstleneceğiz. Türkiye’de daha fazla başarılı oyun şirketi görebilmek ve globalde daha da ses getirmek için bu desteklerin yeni unicornlar yaratacağına inanıyoruz.
Başarı hikayelerinden ilham alan, global stratejileri yakından takip ederek yetenek geliştirmeyi önemseyen, vereceği destekler ile oyun dünyasındaki dengeleri değiştirecek YTÜ Yıldız Teknopark, GamesUP programına tüm oyun girişimcilerini bekliyor. Pandemi ile birlikte ivmelenen oyun ve e-spordaki gelişmelere sadece oyun geliştirerek değil, güçlü paydaşların yer aldığı kümelenme ile toplulukların genişlemesini sağlayan teknoparklarda yer alarak dahil olun, kalite ve değerinizi artırın.
