Son yıllarda teknolojinin ve özellikle yapay zekanın günümüz ve gelecekteki istihdam üzerindeki etkisiyle ilgili pek çok hikaye duymaya başladık. Robotların gelecekte işimizi elimizden alacağı düşüncesi aslında sadece bir varsayım. Bu varsayım iki şeyi göz ardı ediyor: (1) Geniş açıdan baktığımızda, bu dijital dönüşüm bize dünya genelindeki milyonlarca insanın hayat koşullarını iyileştirmek, küresel verimlilikteki düşüşleri tersine çevirmek ve yükselen gelir eşitsizliklerini gidermek için gerçek bir fırsat sunabilir. (2) Geleceğin çalışma gücü insan ya da makine değil, insan ve makine şeklinde olacak. Bu yüzden geleceğe bu çalışma biçimini göz önünde bulundurarak bakmalıyız.
Pearson Professional’ın, Nesta ve Oxford Martin School'la birlikte yaptığı yeni araştırmalar da insan ve makine çalışma modelini destekler nitelikte. Bu araştırmalarda, uzman kişilerin globalleşme, şehirleşme ve demografik değişim gibi otomasyonun ötesine geçen trendler konusundaki incelemeleri, algoritmik makine analizleriyle bir araya getirilerek değişen yeni yetkinlik alanlarını ortaya koyuyor. Sonuç, geleceğe ait çok daha niceliksel ve pozitif bir resim ortaya çıkarıyor. Fakat bu resmi doğru bir şekilde tanımlamak için öğrenme, meslekler ve yetkinlikler kavramlarını yeniden değerlendirmek ve tanımlamak gerektiğini de göz ardı etmememiz gerekli.
Günümüzde, Öğrenme ve Gelişim Çok Farklı Şekillerde ve Hayat Boyu Devam Eden Bir Süreç Olmak Zorunda
Milattan önce dördüncü yüzyılda kurulan Stoa okulu adını “stoa” kelimesinden alıyordu. Yunancada kemer altı anlamına gelen bu kelime okula kurulduğu yer itibariyle adını vermişti. Bir kemerin altında buluşup konuşan, tartışan insanlar hayal edin. İşte okul tam da orasıydı. Öğrenmek için birbirleriyle etkileşime giren, tek bir kişinin akıl yolundan gitmeyen, sorgulamak için bilge kişinin rehberliğine ihtiyaç duysa da eleştirel düşünmeden geri kalmayan bir okul ortamı. Günümüzde de öğrenme ve gelişim artık sadece okulla sınırlı olmayıp her yerde, her zaman, çok farklı şekillerde ve yaşam boyu devam eden bir süreç olmak zorunda. Öğrenme her yerde ve her zaman var olmalı, bireyler her an öğrenmeye ve yeniliğe açık olmalı, çabuk adapte olabilmeli, hızla karar verebilmeli, uygulamaya geçebilmeli, gerektiği yerde tekrar tekrar öğrenerek ezberini bozmalı. Öğrenme artık okulların dört duvarıyla sınırlı değil. Artık ülkeleri, sınırları kolayca aşabiliyor ve zamansız, mekansız bir biçime kavuştu. İş hayatı da diğer tüm alanlar gibi baş döndürücü bir hızla değişiyor.
Formal/akademik öğrenme doğası gereği, sektörlerin ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamayabiliyor.Teknolojinin hayatımıza girmesi ile birlikte sektör dinamikleri her gün değişiyor. Müşteri ihtiyaçlarından, operasyonel süreçlere kadar tüm iş alanları sürekli bir değişim halinde. Birey ve kurumların, bu hızlı dünyanın her gün yenilenen isteklerine cevap verebilmeleri için bilgilerini ve yeteneklerini sürekli güncel tutmaları gerekiyor. İşte bu sebeple, akademik öğrenme tüm meslekler için vazgeçilmez bir taban hazırlasa da sektörde rekabetçi ve güncel kalabilmek için artık yeterli değil. Profesyonellerin yeni teknoloji ve süreçlere aşina kalabilmeleri için aralıksız olarak araştırmaya ve öğrenmeye devam etmeleri gerekiyor.
2030 Yılında Gerek Yeni Hayat Bulacak, Gerekse Kaybolacak Meslekler ile Hiç Görmediğimiz Bir İş Dünyası Bizi Bekliyor
Pearson’ın yaptığı “Geleceğin Yetkinlikleri: 2030 yılında istihdam” araştırmasının sonuçları, mevcut işgücünün yüzde 20'sinin ileride yüzdelik olarak küçülmesi öngörülen mesleklerde çalışacaklarını gösteriyor. Diğer yandan iş gücünün yaklaşık yüzde 10'luk kısmının da ileride yüzdelik olarak büyüyerek daha fazla kişinin istihdam edileceği mesleklerde çalışması öngörülüyor. Teknolojinin sektörlere etkisi iş gücünde bir azalmaya değil çıktılarda iyileşmeye neden olma eğiliminde. İşgücünün geriye kalan yüzde 70'ininse gelecekte ne olacağını kesin olarak bilmediğimiz işlerde çalışacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen bu türdeki birçok işin yeniden tasarlanması ve bu işleri yapan kişilerin yeniden eğitime tabi tutulması gerekecek.
Günümüzün sürekli değişen iş dünyasında istihdam edilebilmek, iş dünyasında aktif olarak var olmayı sürdürmek, kariyerinde ilerlemek ve global dünyaya açılabilmek için kişilerin öğrenme ve gelişimlerini yaşam boyu süren ve sürekli kendini yenileyen bir yolculuk olarak ele almaları gerekir. Bu bağlamda başarılı kurumların da rekabetçi dünyada ayakta kalabilmek, büyümek ve ülkelerinin ekonomik büyümesine de katkıda bulunabilmek için yeni iş yapış modellerini kurgulamak, dijital dönüşüme ayak uydurmak ve işgücü yetkinliklerini yeniden belirlemek ve geliştirmek konularına çok daha stratejik bir önem verdiklerini gözlemliyoruz. Son zamanlarda yayınlanan pek çok araştırma çalışanları kurumlarına bağlayan unsurların başında profesyonel gelişim olanaklarının yer aldığını gösteriyor.
Bireylere, İstihdam Edilebilir Olma ve İstihdamı Sürdürebilme ve Geliştirebilme Konusunda Değer Katmak Amacıyla İhtiyaç Duyulan En Kaliteli Kaynakları En Yeni Teknolojileri Kullanarak Yerelleştiriyoruz
Bu değişen iş hayatında çarkın hızla dönüyor olması bize çok büyük görev yüklüyor. İşimiz sadece dijitale kayan öğrenme biçimlerini ve yeni yetkinlikleri araştırmakla bitmiyor, eğitim hizmetini bugünün hızlı dünyasına nasıl entegre edeceğimizi kurguluyoruz. Bu çerçevede bireylere istihdam edilebilir olma ve istihdamı sürdürebilme ve geliştirebilme konusunda değer katarken kurumlara da büyüme için ihtiyaç duydukları yetenek havuzunu oluşturmaları ve yetkin liderler yetiştirmeleri için destek olmayı amaçlıyoruz. Bu amaçla ihtiyaç duyulan en kaliteli kaynakları en yeni teknolojileri kullanarak yerelleştiriyoruz. Ülkelerin ihtiyaçlarını, kültürel ve sosyal farkları anlıyor, bu farkların bizlere değer katacağına inanıyoruz.
Sanılanın aksine, teknoloji ile birlikte gittikçe daha fazla iş imkanı, yetkinliği ve yeni meslekler ortaya çıkıyor. Bugün karar verebilme, eleştirel düşünme, kişisel kaynak yönetimi, fikirlerin farklı disiplinlere ve öğrenmeye açık olması, orijinallik, kendini ifade edebilme ve anlayabilme yetkinliği, bağlamsal düşünme gibi yetkinliklerin günümüzde ve gelecekte kişilere ne kadar büyük katkı sağlayabileceğini biliyor ve yolumuzu buna göre çiziyoruz.
Pearson Professional, Geleceğin Yetkinliklerine Hakim Olmak İsteyen Profesyoneller İçin Geliştirilmiş Bir Yapı
Bu yolda iş dünyasının ihtiyaçlarını anlamak ve buna yönelik olarak Pearson Kurumsal Çözümler Ekosistemini tanımlamak ve geliştirmek birincil önceliklerimiz arasında yer aldı. Bu ekosistemde, diğer pek çok çözümün yanı sıra Pearson Professional geleceğin yetkinliklerine hakim olmak isteyen profesyoneller için oluşturulan bir yapı. Kendisine her gün yeni bir parça ekleyerek büyüyen, yaş aldıkça gelişen bir yapı. Kariyerinde ilerlemek ve geleceğin yetkinliklerine hakim olmak isteyen profesyonellere hizmet; kurumların ihtiyaçlarının doğru analizi, yenilikçi bir yaklaşım ve süreç boyunca tam destekle gelişim yolculuğunu inşa etmek üzere yola çıktık. Bu yapı eğitim kalitesinde çıtayı en yükseğe koyuyor, öğrenim içeriklerini en iyi üniversitelerle beraber hazırlayarak akademik bilgiyi en yetkin ağızdan alıyor. Ancak daha da önemlisi akademik bilgiye sektörel ve yerel deneyimi katıyor, sektörün yıllara dayanan bilgisini konsantre bir biçimde öğrenene sunuyor.
Pearson Professional Olarak Size Diğer Öğrenme Deneyimlerinden Farklı Neler Sunuyoruz?
Pearson Professional olarak Harvard, Berkeley, MIT gibi dünyanın önde gelen üniversiteleriyle işbirliği içinde hazırladığı sertifika programlarını, sınıf içi ve online derslerin olduğu karma eğitim modeli ile öğrenenlere sunuyoruz. Öğrenenler (sürekli öğrenmeye açık oldukları için onlara öğrenenler diyoruz) öğrenme süreçlerinde dünyanın en tanınmış üniversitelerinin eğitmenlerinden yeni trendleri ve yetkinlikleri öğreniyor, sektörün önde gelen isimlerini dinliyor, onlarla tartışıyor ve deneyimlerine ortak oluyorlar.
Öğrenme kazanımlarına erişmelerine yardımcı olmak için kendilerine özel atanan “öğrenme koçu” tarafından tüm öğrenme yolculuğu süresince destekleniyorlar. Online platform kullanımından hazırlanan projeye, kaynakların kullanımından öğrenme takvimine kadar merak ettikleri tüm konularda her zaman sorularını cevaplayacak biriyle iletişim halinde oluyorlar. Uluslararası sertifikalar ve LinkedIn badge'leri almaya hak kazanma süreçlerinde ilk günden itibaren sürekli ve tam destekle her öğrenenin yanında yer alıyoruz.
Yeni yetkinlikler ve yeni alanların yelpazesi çok geniş. MIT ile yürüttüğümüz Supply Chain Fundamentals eğitimi sınıf içi eğitmenimiz ve EKOL Logistics Yönlendirme Kurulu Üyesi Feza Özalp bu konuyu şöyle anlatıyor:
“Eğitimin geleceği teknolojik gelişmelere paralel olarak dijital ortama kayıyor. Eğitim içerikleri gelenekselden uzaklaşıp yepyeni alanlara kayıyor. Pearson çok kaliteli kaynakları ve dünyaca ünlü eğitim kurumlarını öğrenmek ve gelişmek isteyenlerin dijital erişimine açıyor. Yenilikçi bir yaklaşımla katılımcıları geleceğin bilgi ve becerileriyle buluşturuyor. Pearson, ayrıca eğitimleri pratik uygulamalar ve katılımcının ülke kültürüyle harmanlayarak uygulanabilir hale getirecek katkılar yapıyor. Bunları çok değerli buluyorum.”
Örneğin “fintech” alanında finans sektörünü ters yüz eden inovasyonları ve piyasalar için yeni olanaklar yaratılması sürecini incelerken finans hakkındaki geleneksel, yerleşik fikirleri değiştiriyoruz. Yeni bankacılık modellerinden, blockchain teknolojisine ve kripto para birimlerinden tahmin piyasalarına finans dünyasını sarsacak bilgilerle ve bir fintech girişimi için gerekli iş modellerini teorik uygulamalı olarak somut çıktılarıyla öğreneni destekliyoruz.
Bir başka örnek ise liderler için yapay zeka sertifika programlarımız. Yapay zekanın şirketleri, şirket kârlılıklarını ve büyümelerini nasıl etkileyeceği ve iş hayatının içine nasıl entegre olacağını bu alanla ilgili geliştirilen iş modelleri desteğiyle öğrenene sunuyoruz.
1994 ve 2004 yıllarını Cisco'nun genel müdürü olarak geçirdikten sonra kariyerine Samsung, TTGV ve Nortel gibi büyük kuruluşlarda devam eden Acmena Technology Management and Investment Inc. CEO’su Suat Baysan'ın sınıf içi eğitimlerini yürüteceği “Artificial Intelligence for Leaders” programı yöneticilere, yapay zeka teknolojilerini derinlemesine tanıtmayı amaçlıyor. Baysan bu eğitimin önemi şöyle özetliyor: “Pearson Professional küresel pazar koşullarının toz duman içinde belirsizliğe doğru sürüklenişi, büyük/küçük ayrımı gözetmeksizin yerel şirketlerin rekabeti gözeneklerinde derinlemesine hissetmelerine neden oluyor. Günlük kovalamacanın dayanılmaz cazibesinden kurtulmak, esen "sayısal dönüşüm" rüzgarlarını keşfetmek, örgütleri yeniden yapılandırmak ve ortak paydaşlar ile iletişimi sağlamak yönetimin başlıca meselesi haline bürünüyor. Pearson Professional sürekli öğrenim felsefesi doğrultusunda ihtiyacının doğru analizi, planlanması ve uygulaması ile değişimin sıra dışı olumlu sonuçlarla neticelendirilmesi sürecinde şirketlerin güvenilir stratejik bilgi iş ortağı sorumluluğunu üstleniyor.”
Başka bir örnek ise tedarik zinciri programımız. Dünya çapındaki şirketler stratejik rekabet avantajı yaratıp sürdürmek için tedarik zinciri yönetiminden yararlanıyor. Lojistik sistemlerin ve entegre tedarik zincirlerinin tasarım ve işletimindeki yaklaşım ile teknikler programın bel kemiğini oluşturuyor. Şirket performanslarındaki iyileşme ve maliyet azaltımı için sürecin nasıl kullanılacağına dair uygulamalı bilgi, alanla ilgili büyük bir eksiği kapatıyor.
İşverenlerin, eğitim sistemlerinin ve tüm diğer paydaşların gelecekteki ekonomiyle aramızda bir köprü kurmak amacıyla işleri yeniden tasarlama, bireyleri eğitme ve daha fazla beceri gelişimini teşvik etme konularında işbirliği yapmalarının önemine inanıyoruz ve bu konuda tüm gücümüzle değer yaratmayı amaçlıyoruz.