Bir gerçeği en basit haliyle aktararak yazıma başlamak isterim. Şu an yaşadığımız, sürekli değişen, dönüşen bir dünya ve ancak buna uyum sağlayabilenler kazanacak. Değişimin merkezinde ise insan var. Teknolojiyle birlikte dönüşen iş dinamiklerini anlamak ve çalışan beklentilerine hızlı bir şekilde yanıt vermek bugün her şirket için bir zorunluluk oldu. Ancak, asıl soru şu: Rekabetin de yetenek savaşları olarak adlandırıldığı bu düzende en uygun yetenekleri kim bulup, onları kim elde tutacak?
Teknoloji ile insanı aynı alanda söylemek başka kavramları eşleştirmek gibi geliyor. Aslında bugünün ve geleceğin dinamiklerinde insanı, insanın ihtiyaçlarını en iyi destekleyen, teknolojik gelişmeler ve işimize adapte edeceğimiz yeni teknolojiler olacak.
Özellikle Sophia ile oldukça gündem olan yapay zekâ denilince kimimizin aklına Black Mirror’ın karanlık senaryoları kimimizin aklına ise WALL-E‘nin aşkı geliyor. Alexa ya da robotlar… Bir gerçek var ki yapay zeka ile çok daha gelişmiş bir teknolojik fayda yaratabiliyoruz. Korkmak yerine en iyi faydayı yaratmaya çalışmak gerek.
Gelelim çağımızın bize getirdiği dönüşüm gerektiren konulara;
Yetenek Yönetimi 2.0: İnsan Odaklı Teknoloji Destekli Stratejiler
Günümüzün en önemli odaklarından biri, yetenek yönetimi. Yeteneklerin verimli bir şekilde çalışması ve doğru yetenekleri işe alırken, geliştirirken ve elde tutarken doğru stratejilerin ve uygulamaların hayata geçirilmesi… Modern yetenek yönetiminin DNA’sına insan odaklı liderlik anlayışı ve teknolojiyi eklemek gerekiyor. Bu sayede hem kurum hedeflerine ulaşabilir hem de çalışan memnuniyetini, deneyimini geliştirerek artırabiliriz. Ancak bu, kolay bir görev değil; kompleks süreçler ve dinamikler söz konusu.
Data ile Doğru Adımlar
Çalışanın koltuğa oturtulduğu an itibariyle sürecin tamamlandığını düşünenler için haberim var: Asıl maraton yeni başlıyor. Gelişmeye açık OKR’ler (Objectives and Key Results), yapay zeka asistanları ve sürekli güncellenen data setleri, çalışanın ve şirketin hedefleri arasında sinerji yaratmak için kritik öneme sahip. Gartner’ın raporları da bunu doğruluyor: Çalışan motivasyonu, kendi yetenek ve hedefleri şirket tarafından desteklendiğinde artıyor.
Öte yandan şirketin başarısı için çalışanlarla şirketin ortak hedefleri paylaşması, etkili hedeflere sahip olması da çok önemli. Bizim yaptığımız tüm anketlerde IK liderlerinin OKR ile en çok çözmeye çalıştıkları konunun, ekiplerin şirket hedefleri etrafında hizalanması çıkıyor. İşte bu yüzden, ekiplerdeki her bir çalışanın büyük resmi görmesi, katkısını bilmesi ve ona göre doğru hedefler belirlemesi kritik. Biz de hem organizasyonun hedefine uyumlu hem de globalde aynı roldeki başka firma çalışanlarının hedefleri kadar etkili OKR yazılmasını desteklemek için Open AI tabanlı bir OKR asistanı geliştirdik. Her bir çalışan, şirket hedeflerine uyumlu ve rolünün karşılığı olan etkili ve geliştirici OKR’lere sahip olabilecek.
Yedekleme ve Kariyer Planlama: Bağlılık Oluşturmanın Yeni Formülü
Çalışanların bağlılığı ile şirketin sürekliliğinin kesiştiği çok önemli bir konu daha var. “İnsan Kaynakları Planlaması" olarak adlandırılan kısaca yedekleme stratejisi, önemli pozisyonlar için geleceğin liderlerinin şimdiden belirlenmesini ve onların kariyer planlarının buna göre yapılmasını sağlıyor. Hep yapılmak istenen ama göründüğünden daha karmaşık olan bu süreç dijital planlama araçlarının gücüyle, daha dinamik, hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleşebiliyor. Dijital platformlar olmadığı durumda maalesef, güncellenmesinde sıkıntı olan, açıkların görülmesine fırsat vermeyen ve doğru eşleşmeler konusunda eksiklik olan bir yedekleme süreci oluşuyor.
Çalışan tarafında bu konu hem kariyer gelişimi dolayısıyla motivasyon kaynağı hem de şeffaf yönetilmesi halinde onların şirkete olan güvenini ve bağlılığını da artıran bir araca dönüşüyor.
Uygulama ve Takip: Performans Yönetimi 2.0
Teknolojinin yetenek yönetimine etkilerini anlamaktan daha önemli olan şey uygulamak. Şimdi sıra bu anlayışı en önemli konulardan biri olan performans değerlendirme ile somutlaştırmakta. Özellikle OKR ile desteklenen performans yönetim sistemleri hem yöneticiler hem de çalışanlar için anlık geri bildirim ve sürekli gelişim fırsatları sunuyor. Hedeflerini güncelleyebilen, bu sayede katkılarını görünür kılan çalışanlar, performans değerlendirme döneminde ara dönem görüşmeleri ve hedefleri ile ilgili tüm süreçlerin kayıtlı olduğu sistemdeki veriler üzerinden değerlendirildiklerini bildikleri için adil, şeffaf ve kurumu en geliştiren performans yönetimine güven duyuyorlar. Bu süreç, çalışanların katkıları ile şirketin amaçları arasında daha uyumlu bir bağlantı oluşturulmasını sağlıyor.
Eğitim ve Gelişim: Eksiklikleri Fırsata Dönüştürmek
Araştırmalar, Önümüzdeki 5 yıl içerisinde herhangi bir mesleği icra edebilmek için gerekli olan becerilerin %40'ının değişmiş olacağını gösteriyor. Durum böyle iken hem çalışanlar için hem de kurumlar için yeni beceriler edinmek çok önemli hale geliyor. Sürekli öğrenme kültürü oluşturmak ve çalışma hayatının bir parçası haline getirmek çok önemli.
Özellikle uzaktan çalışmanın yükseldiği bu dönemde, dijital öğrenme platformları sayesinde çalışanlar evden veya ofisten bağımsız bir şekilde çalışanın kendini geliştirdiği ortamlar yaratılabilir. Yapay Zeka destekli eğitim programları, çalışanın ihtiyaçlarına ve eksikliklerine uygun bir eğitim planı oluşturabilir. Öğrenme Yönetim Sistemleri sayesinde, çalışanlar kendilerini sürekli geliştirme fırsatı bulabilir. Bu da yetenek yönetimini, sadece bir şirket politikası olmaktan çıkarıp, bir kültüre dönüştürmeyi sağlar.
Çalışan Deneyimi: Yeni Nesil Motivasyon Kaynakları
Dijitalleşen dünyada, çalışan deneyimi de yeniden tanımlanıyor. Artık yalnızca maaş ve ek haklar değil, işin anlamlılığı, esnek çalışma koşulları ve kariyer gelişim fırsatları çalışanlar için motivasyon kaynağı. Yeni nesil yetenek yönetim platformları bu unsurları gözeterek, çalışan memnuniyetini ve verimliliğini artırma kapasitesine sahip.
Geleceğe Yatırım: Yeni Yetenekleri Keşfetmek ve Elde Tutmak
Dijitalleşme, yetenek havuzunu da genişletiyor. Globalleşen iş dünyası ve uzaktan çalışma olanakları sayesinde, yetenekler artık sadece bir tık ötemizde. Ancak, bu yetenekleri keşfetmek, işe almak ve elde tutmak için sürekliliği olan bir stratejinizin olması, şirket kültürünüzün buna uygun yeniden yapılandırılması ve dijital platformlar aracılığı ile güçlendirilmesi gerekir. Yeni dünyaya eski yöntemlerle değil, ihtiyaca uygun yapılarla hazırlanmak gerekir. Yoksa yarar yerine zarar vermemiz daha ihtimal olabilir.
Sonuç: Dijital Dönüşüm ve Yetenek Yönetimi
Teknolojinin yetenek yönetimine sunduğu olanaklar sayesinde, daha dinamik, verimli ve tatmin edici bir iş ortamı yaratmak mümkün. Ancak, bu sürecin başarılı olabilmesi için, şirket kültürünün de dijitalleşmeye ayak uydurması gerekiyor. Sonuç olarak, teknoloji ve insan odaklı bir yaklaşımın bir araya getirilmesi hem çalışanlar hem de işverenler için kazan-kazan durumu yaratıyor ve her iki tarafı da geleceğe daha güvenle taşıyor.
