SPONSORLU İÇERİK - AZOR BRAND & PEOPLE SOLUTIONS

Beyaz Yakalı Çalışanlar Geleceğe Ne Derecede Umutla Bakıyor?

29 Temmuz 2023, Cumartesi

Ülke olarak zor bir yıl geçiriyoruz. Önce herkesi yasa boğan deprem felaketi, sonrasında belirsizlik ortamını tetikleyen seçimler ve jeopolitik gelişmeler tüm kurumları ve insanları etkiledi. Ancak, her şeye rağmen hayat devam ediyor. Kurumlar da hedefleri doğrultusunda adımlar atmaya çalışıyor.

Bu gibi zorlu süreçlerde zaman zaman insan faktörü ana gündemin dışında kalabiliyor. Diğer yandan, 2018 yılından bu yana gerçekleştirdiğimiz ve her sene raporu Harvard Business Review Türkiye’de yayımlanan Konfor Alanı Araştırmamız insanı çok daha fazla merkeze almamız gerektiğini gözler önüne seriyor. Çalışmamıza göre son yıllarda kaygı alanındaki beyaz yakalı çalışanların oranında artış yaşanıyor. Veriler ayrıca konfor alanlarında bulunan kişi sayısının azaldığını da gösteriyor. Buna karşılık heyecan alanındaki beyaz yakalıların oranında maalesef önemli bir değişim gözlemlenmiyor.

Peki bu ne anlama geliyor?

Konfor alanı yaklaşımında üç temel faz bulunuyor. Bunlardan ilki, yaklaşıma da adını veren ve “insanın halihazırda aşina hissettiği bir ortamda, her şeyi kontrol edebildiği yanılgısına düştüğü ve kendini rahat hissettiği psikolojik evre” olarak tanımlayabileceğimiz konfor alanı. Burada stres göreceli olarak az diyebiliriz. Buna karşılık belirsizlik ortamının genelde insanları stres alanına çıkardığını söyleyebiliriz.

Konfor alanı yaklaşımı stresi iki farklı fazda inceler. Olumlu stresin hakim olduğu ve insanın harekete geçiş, adaptasyon, problem çözme ve yaratıcılık süreçlerini kolaylaştıran bölge heyecan alanı olarak adlandırılır. Burada, insan potansiyelini daha rahat ortaya koyabilir. Ancak, stresin yükselmesi ve kaygı diyebileceğimiz seviyeye ulaşması durumunda tablo değişmeye başlar. Kaygı alanına çıkan kişi kararsızlıklar yaşayabilir. Harekete geçme ve adaptasyon süreçlerinde zorlanabilir. Potansiyelini ortaya koymakta güçlük çekebilir. Hiç elinde olmadan, parçası olduğu grubu düşünmek yerine kendini güvende hissetme konusunu önceliklendirebilir.

Kısaca; belirsizlik, değişim ve dönüşüm süreçleri adaptasyon ihtiyacı doğurur. Sağlıklı bir uyumlanma da heyecan alanında gerçekleşir.

Peki;

  • 2023 yılındaki gelişmeler ülkemiz iş dünyasının konfor alanı haritasını nasıl etkiledi?
  • Heyecan alanındaki çalışanlara daha fazla ihtiyaç duyduğumuz bugünlerde, konfor alanı fazları arasındaki dağılım ne yönde şekillendi?
  • Toparlanma sürecini daha sağlıklı kılabilmek için heyecan alanındaki beyaz yakalıların oranını artırmaya yönelik neler yapılabilir?
  • Kurumlar bu amaç doğrultusunda, ülkemiz şartları dahilinde hangi yönetsel yaklaşımları önceliklendirmeli?
  • Beyaz yakalıların geleceğe dair umutları var mı?
  • Ülkemizde yaşanan gelişmeler beyin göçü dalgasını nasıl etkiler?

İş dünyasına farklı bir bakış açısı getirmeyi amaçladığımız Konfor Alanı Araştırmamızı, yukarıdaki soruları cevaplayabilmek adına bu sene 6. kez hayata geçiriyoruz. Siz de yaklaşık altı dakikanızı ayırarak bugüne kadar binlerce kişinin katıldığı araştırmamıza katılabilir, sesinizi Harvard Business Review Türkiye Kasım sayısında duyurabilirsiniz.

Ankete Katıl

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş