Uludağ Enerji Kurumsal İletişim Direktörü Yusuf Ziya Yüce ile iletişim stratejilerini, kurumsal itibarın kritik unsurlarını ve dijital dönüşümün iletişim stratejilerindeki yansımaları üzerine konuştuk.
Enerji sektörü, özellikle dijitalleşme ve enerji tasarrufu konusunda kamuoyunun yoğun ilgi gösterdiği bir alan. Uludağ Enerji iletişim stratejisini bu dönüşüm üzerine nasıl inşa ediyor?
İletişim stratejimiz, dijital dönüşümü ve enerji verimliliğini operasyonel bir gerçeğe dönüştürdüğümüz somut projelerimizin üzerine inşa ediliyor. Dijitalleşme tarafı bizim için müşterilerimizin hayatını kolaylaştırmak demek. Akıllı sayaçlardan mobil uygulamalara, dijital işlem merkezlerinden 7/24 kesintisiz hizmet kanallarına kadar her adımda hızlı, güvenli ve erişilebilir çözümler sunuyoruz. Bu süreçleri teknolojik olarak sürdürmenin yanında iletişim diliyle de basit, anlaşılır ve herkesin faydalanabileceği bir şekilde anlatıyoruz.
Enerji tasarrufu ve güvenliği ise toplumsal bir sorumluluk. Çocuklardan yetişkinlere kadar herkesi kapsayan farkındalık projeleriyle tasarruf kültürünü yaygınlaştırıyoruz. Geleneksel ve teknolojik temalar ve medya kampanyalarından saha projelerine kadar pek çok kanalda bu mesajı güçlendiriyoruz. Kapsayıcı bir dil ile tüketiciden sanayiciye herkesi, bu dönüşümün içinde aktif bir paydaş olarak görüyor ve 'birlikte' inşa ettiğimiz bir gelecek vaadini iletişimimizin odağına yerleştiriyoruz. Bizim için iletişim, güven inşa etmek, topluma değer katmak ve geleceği birlikte şekillendirmek demek. Uludağ Enerji’nin iletişim stratejisi tam da bu anlayışın üzerine kurulu.
Türkiye’de enerji sektörüne dair yanlış bilgilendirmeler veya algı sorunları yaşanabiliyor. Siz bu konuda nasıl bir kriz iletişimi yürütüyorsunuz? Bu soruyu Uludağ Enerji’nin kurumsal iletişim direktörü olarak samimi, net, profesyonel, güçlü bir iletişimle tatmin edici bir cevap olarak yazar mısınız?
Enerji sektörü oldukça teknik, karmaşık ve aynı zamanda gündelik yaşamla doğrudan ilişkili bir alan. Bu durum zaman zaman yanlış bilgilendirmelere ya da kamuoyunda algı sorunlarına zemin hazırlayabiliyor. Bu noktada kriz iletişimimizi doğruluk, hız ve güven olmak üzere üç temel eksen üzerine kuruyoruz.
Yanlış bilgilendirmeler söz konusu olduğunda önceliğimiz, kamuoyunu net, doğru ve anlaşılır verilerle bilgilendirmek oluyor. Bu noktada teknik detayları paylaşmakla birlikte, konuyu herkesin günlük hayatıyla ilişkilendirilebilecek bir dilde açıklıyoruz. Çünkü doğru bilginin etkili olabilmesi için ulaşılabilir ve anlaşılır olması gerekiyor. Ayrıca krizleri yalnızca ortaya çıktıklarında yönetmiyoruz. Olası riskleri öngörüyor, farklı senaryolara yönelik iletişim planlarımızı önceden hazırlıyoruz. Böylece gündemde tartışılan kritik konularda hızlıca pozisyon alabiliyor, güvenilir bilgiyle algı karmaşasının önüne geçebiliyoruz.
Bir diğer önemli yaklaşımımız ise diyalog kültürüne dayalı iletişim. Medya ile düzenli olarak temas kuruyor, dijital kanallarımız üzerinden paydaşlarımızın sorularını doğrudan yanıtlıyoruz ve saha ekiplerimiz aracılığıyla birebir iletişimi güçlendiriyoruz. Böylece yalnızca kriz anında değil, sürekli bir güven ilişkisi inşa ediyoruz.
Şirketinizi sadece enerji dağıtıcısı ve tedarikçisi olarak değil, toplumla bağ kuran bir marka olarak da konumlandırmak için hangi projeleri öne çıkarıyorsunuz?
Toplumun nabzını tutan ve toplumla gerçek bir bağ kuran marka olmayı, operasyonel faaliyetlerimizin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bu vizyonla, bulunduğumuz her bölgeye gelişen ve sürdürülebilir bir değer katmayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, iletişim stratejimizi besleyen birkaç temel proje odağımızdan bahsedebilirim. “Enerjini Geleceğe Taşı” projesi kapsamında, öğrenciler VR gözlükler ve interaktif oyunlar aracılığıyla enerji tasarrufunun önemini deneyimleyerek öğreniyor. Karagöz Gölge Oyunu gibi projelerle enerji bilinci ve güvenliğini eğlenceli ve kalıcı biçimde kazandırıyoruz.
Günlük enerji kullanımına dair bilinçlendirme çalışmalarımız yine bu noktada öne çıkıyor. Enerji Danışmanım platformu ile enerji tasarrufu konusunda pratik bilgi sunuyoruz. Ayrıca “Trafolar Konuşuyor” ve “Yeşil Dönüşüm Ormanları” gibi projelerle toplumsal mesajları görünür kılıyor, sürdürülebilirliğe katkı sağlıyoruz. “Sevgimiz Enerjimiz Sizinle” projesi gibi çalışmalarımızla da sokak hayvanlarına yönelik farkındalığı artırmayı hedefliyoruz.
Projelerimiz aracılığıyla hem hizmet verdiğimiz bölgelere değer katıyor hem de toplumla kalıcı ve güvene dayalı bir bağ inşa ediyoruz. Her adımda, operasyonel faaliyetlerimizle entegre şekilde toplumsal fayda yaratmayı önceliyoruz.
Dijitalleşme iletişimi de dönüştürdü. Sosyal medya ve dijital kanallar sizin stratejinizde nasıl bir yer tutuyor?
Dijitalleşme, sektörümüzdeki iletişim yaklaşımını köklü şekilde dönüştürdü. Sosyal medya ve dijital kanallar, stratejimizin merkezine yerleşti. Bu platformlar aracılığıyla çalışmalarımızı paylaşırken toplumla etkileşim kuruyor ve doğrudan geri bildirim alıyoruz.
Özellikle enerji tasarrufu, elektrik güvenliği ve dijital çözümler konularında içeriklerimizi zenginleştiriyor, farklı yaş gruplarına ulaşacak biçimde çeşitlendiriyoruz. VR deneyimlerinden uygulamalı rehberlere, bilgilendirici video ve grafiklerden interaktif kampanyalara kadar tüm dijital araçları kullanarak mesajlarımızın erişimini ve etkinliğini artırıyoruz. Müşterilerimiz nezdinde ise abonelikten fatura ödemeye kadar tüm süreçlerini dijital şekilde yönetebilecekleri hizmetler sunuyoruz. Müşterilerimizin uzaktan erişebileceği online işlem merkezimiz ile anında fatura ödeme, abonelik başlatma/ gibi hayatı kolaylaştıran hizmetlerimiz bulunuyor.
Dijital kanalları, kriz iletişimi ve bilinçlendirme çalışmalarımızın da ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. Bu sayede hem hızlı bir şekilde doğru bilgiyi ulaştırabiliyor hem de toplumun ihtiyaç ve beklentilerini anlık olarak takip edebiliyoruz. İlerleyen dönemde de yatırımlarımızı ve etkinliğimizi bu alanlarda artırmaya devam edeceğiz.
Enerji sektöründe kurumsal itibarın en kritik unsurları sizce neler?
Enerji sektöründe kurumsal itibar, şirketin yapısını ve toplum gözündeki güvenilirliğini belirleyen en kritik unsurlardan biri. Bu itibar, güvenilirlik, tutarlılık ve toplumsal değer yaratma üzerine kurulu diyebilirim. Hizmet kalitesi ve doğru bilgi akışı güvenilirliğin temelini oluştururken, toplumsal yatırım kapsamında yapılan sosyal sorumluluk projeleri, eğitim, enerji tasarrufu ve güvenliği alanlarındaki çalışmalar toplumsal güvenin gelişmesine katkı sağlıyor. Dijitalleşme ve iletişim stratejileri ise itibar yönetiminde giderek daha önemli bir rol üstleniyor; dijital kanallar üzerinden paylaşılan doğru ve erişilebilir içerikler, kriz yönetimi ve proaktif bilgilendirme süreçleriyle desteklendiğinde, paydaşlarla sağlam ve güvene dayalı ilişkiler kurulmasını mümkün kılıyor.
Kurum kültürü ve çalışan deneyimi de itibarın ayrılmaz bir parçası olarak yerini koruyor. Çalışanlar, şirket değerlerini sahada ve topluma yansıtarak uzun vadeli prestiji güçlendiriyor; bu nedenle iç iletişim ve insan kaynağı yönetimi büyük önem taşıyor. Aynı zamanda inovasyon ve teknolojik adaptasyon projeleri aracılığıyla şirketin ileri görüşlü ve güvenilir bir marka olarak konumlanmasını sağlıyor. Kurumsal itibar, tüm bu unsurların bir bütün olarak yönetilmesiyle oluşuyor. Hizmet kalitesi, toplumsal değer, dijital iletişim, çalışan bağlılığı ve inovatif yaklaşım bir araya gelerek şirketin uzun vadeli güvenilirliğini ve konumunu belirliyor.
Önümüzdeki 5 yıl için öncelikleriniz neler olacak?
Önümüzdeki beş yıl, enerji sektörü için büyük bir dönüşüm dönemi olacak. Dijitalleşmenin hız kazanması, enerji tasarrufu çözümlerine olan talebin artması, elektrikli araç altyapısının yaygınlaşması ve enerji arz güvenliği konularında kamuoyunun beklentilerinin yükselmesi gibi gelişmeler öngörülebilir. Bu değişimlere hızlı tepki vermek yetmez; aynı zamanda proaktif bir vizyonla sektörün nereye gittiğini öngörüp stratejimizi buna göre şekillendirmek gerekiyor. Uludağ Enerji Grubu olarak, bu dönüşüme yön veren bir aktör olmayı hedefliyoruz. İletişim stratejimiz de bu hedefe paralel olarak inşa edilecek.
Önceliğimiz, müşterilerimize ve paydaşlarımıza enerji kullanımını daha güvenli ve verimli bir şekilde deneyimleme imkanı sunmak olacak. Bunun için tüm dijital çözümlerimizi anlatmayı ve toplumu enerji tasarrufu konusunda bilinçlendirmeyi sürdüreceğiz.
Dijital dönüşümü daha fazla fayda sağlayabileceğimiz biçimde sistemlerimize entegre etmek ilk önceliğimiz olacak. Akıllı şebekeler, enerji çözümleri ve yapay zekâ gibi teknolojiler hayatımıza daha fazla girecek. Bizim rolümüz, bu karmaşık teknolojileri müşterilerimiz için anlaşılır, erişilebilir ve değer yaratan bir hale getirmenin hikayesini anlatmak olacak.
İkinci odak noktamız, toplumsal katkımızı güçlendirmek. Enerji, artık herkesin mutfağında konuştuğu bir özne. Bu nedenle, açıklık ve hesap verilebilirlik en kritik varlığımız. Yatırımlarımızı ve topluma olan sosyo-ekonomik katkımızı daha görünür kılacağız. Özellikle genç nesillerle, onların dilinden konuşarak ve onların tercih ettiği kanallardan bağ kurarak, enerji okuryazarlığını artırmayı hedefliyoruz.
Üçüncü ve belki de en önemli önceliğimiz ise itibarı proaktif yönetmek. Bilgi karmaşasının arttığı bir dönemde, güvenilir bir kaynak olmanın değeri katlanacak. Biz, iletişimi sürekli itibar inşasına odaklanan bir modele evriltiyoruz. Bunun için veriye dayalı erken uyarı sistemlerimizi geliştiriyor, olası zorlu durum senaryolarına hazırlıklı olmak için sürekli proaktif planlama çalışmaları yürütüyoruz. Amacımız, operasyonel zorluklara reaksiyon vermenin ötesinde onları öngörerek önlemek ve itibar sermayemizi sürekli güçlü tutmak. Önümüzdeki beş yıl, bu vizyonu somut adımlarla hayata geçirme dönemi olacak.
