Sürdürülebilirlik adına ekosistem için sorumlu adımlar atılırken şirketlerin aynı zamanda finansal kararlarını da etkili bir şekilde yönetmesi gerekiyor. Anadolu Efes Grup Kurumsal İletişim ve İlişkiler Direktörü Selda Susal Saatçi ile bu konu bağlamında çifte önemlilik konsepti ve Anadolu Efes’in sürdürülebilirlik stratejisi üzerine konuştuk.
Öncelikle çifte önemlilik konseptini bize açıklayabilir misiniz? “Çifte önemlilik” ne demek ve şirketler için sürdürülebilirlik çalışmalarında ne anlam ifade ediyor?
Dünyayı iyileştirmek tek başına mümkün değil. Burada herkes kendi ekosistemiyle önceliklerini belirleyerek ve işbirlikleri yaparak çözümün bir parçası olabilir. Sürdürülebilirlik odağında öncelikleri belirlerken kaynakları ve eforu doğru yere yönlendirmek de bu bağlamda önemli. Şirketler şimdiye kadar önceliklerini, en çok etkilendikleri konular üzerinden paydaşlarının fikirlerini alarak tekil bir bakış açısı ile belirliyordu. Çifte önemlilik ise bu bakış açısını daha da öteye taşıyor ve finansal dünya ile finansal olmayan dünyayı bir araya getirerek sürdürülebilirlikle ilişkili konuların şirket üzerindeki finansal etkisi ile şirketin bu konular üzerindeki sosyal ve çevresel etkisinin de hesaba katılmasını öneriyor. Şirketler bu çift yönlü bakış açısıyla, bir yandan toplum ve gezegenin ihtiyaçlarını karşılarken, diğer yandan daha dayanıklı hale gelebilir ve kendi uzun vadeli başarılarını da güvence altına alabilir.
Avrupa Birliği'nin Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve özellikle "çifte önemlilik" konsepti çerçevesinde Anadolu Efes, sürdürülebilirlik stratejilerini nasıl şekillendirdi? Bu konsepti şirket politikalarına nasıl entegre etmeyi planlıyorsunuz?
Çifte önemlilik, yani çift yönlü etki anlayışı bize sürdürülebilirlikle ilgili konuların şirket üzerindeki etkisini tanımlarken finansal etki bakış açısıyla hareket edilmesi gerektiğini söylüyor. İşte burada şirketler için kritik iki gündem oluşuyor. Birincisi, sürdürülebilirlik etkisinin nasıl finansal bir analize çevrileceği, ikincisi ise çevre ve toplum üzerindeki etkinin en doğru şekilde nasıl değerlendirileceği. Biz düzenli aralıklarla gerçekleştirdiğimiz önceliklendirme analizimize bir adım daha ekleyerek, bu bakış açısıyla önceliklerimizi gözden geçirdik. ‘Geleceğe Artı Değer: Paydaş Diyaloğu Buluşması’ adını verdiğimiz bir toplantı gerçekleştirdik. Bu buluşmada 100’e yakın paydaşımızla bir araya geldik. Şirketimizin paydaşları, Anadolu Efes’in sürdürülebilirlik alanındaki katkılarını artırmaya yönelik önerilerini çifte önemlilik bakış açısıyla altı ayrı masa etrafında fikirlerini paylaştı. Entegre düşünme stratejisinin odağında yer alan Çevre, Ekonomik Etki ve İnovasyon, Çalışanlar ve Toplum konularında pozitif etkimizi artırabilmek adına münazaralar gerçekleştirdik. Bu oturumlar alanında uzman çalışanlarımızın moderatörlüğünde yönetildi. Çalışanlarımız, akademisyenler, girişimciler, iş ortaklarımız, medya ve sivil toplum kuruluşlarından temsilciler, şirketimizin çevre ve toplum üzerinde yarattığı etkileri, potansiyel risk ve fırsatları masaya yatırdı. Risk ve fırsat çıktıları ise bizim için sürdürülebilirlik önceliklerimizin finansal etkisini hesaplama yolunda kilit rol oynadı.
Sürdürülebilirlik alanında öncelikli hedefleri belirlerken hangi kriterleri göz önünde bulunduruyorsunuz ve bu hedefleri gerçekleştirmek adına nasıl bir öncelik sıralaması benimsiyorsunuz?
Önceliklerimizi belirlerken yer aldığımız sektörün etkisini ve sürdürülebilirlik inisiyatiflerini takip etmek bizim için çok kritik. Bu kapsamda bu sene üç ana odak alanımızda öncelikli konularımızı gözden geçirirken SASB Sektör Standartları, MSCI Materiality Map, S&P Risk Atlas gibi sektör odaklı uluslararası sürdürülebilirlik inisiyatiflerini ve sektörümüzdeki benchmark şirketleri inceleyerek ilerledik.
“Geleceğe Artı Değer: Paydaş Diyaloğu Buluşması”nda elde edilen fikir ve önerilerin Anadolu Efes'in sürdürülebilirlik hedeflerine ve stratejilerine somut olarak katkıları nelerdir?
Bu toplantının çıktılarına kapsamlı bir şekilde yılın ikinci çeyreğinde yayımlayacağımız 2023 Entegre Raporumuzda yer vereceğiz. Bununla birlikte genel bir özet verecek olursak, çevre konularını 3 ayrı masada tartıştık. Bu masaların odak konuları: Emisyon ve Enerji, Su Tüketimi ve Güvenliği, Tedarik Zinciri Riskleri ve Dayanıklılığı, Sürdürülebilir Ambalaj, Döngüsellik ve Operasyonel Atık, Sürdürülebilir Tarım oldu. Bir masamızda insan kaynağını odağına alan Çalışan Sağlığı, Güvenliği ve Refahı, Etik ve İnsan Hakları, Eşitlik, Çeşitlilik ve Kapsayıcılık, Yetenek Gelişimi konularını tartıştık. Ekonomik Etki ve Büyüme, İnovasyon ve Ürün Gelişimi ve Girişimcilik odağındaki konuları ayrı bir masada ele aldık. Toplumsal Yatırım ve Etki masamızın odağında ise Sürdürülebilir Turizm, Biyoçeşitlilik, Kültür-Sanat ana konular oldu. Burada her bir masadan, risk ve fırsatları görmemizi sağlayan, yaptıklarımızı daha ileri götürebilecek çok güzel öneriler geldi. Şimdi bu önerileri masaya yatırma ve ortaya konulan risk ve fırsatların şirketimize olan etkisini gözden geçirme zamanı. Biz somut olarak bu saydığım alanlarla ilgili olan risk ve fırsatları paydaşlarımızın katkılarıyla gözden geçirdik ve aksiyonlar noktasında önerilerini aldık.
Anadolu Efes, küresel sürdürülebilirlik trendlerine ve zorluklarına nasıl yanıt veriyor? Bu bağlamda, uluslararası standartlar ve yönetmeliklere uyum sürecinizde hangi adımlar öne çıkıyor?
Anadolu Efes olarak, küresel sürdürülebilirlik eğilimleri ve zorluklarına çeşitli stratejiler ve uygulamalarla karşılık veriyoruz. Bu kapsamda, şirketimizin çevresel, ekonomik ve sosyal boyutları kapsayan geniş bir sürdürülebilirlik yaklaşımını benimsiyoruz.
Küresel sürdürülebilirlik trendleri, içinde bulunduğumuz bira sektörünü etkileyen sektörel trendler ve faaliyet ortamımız kendi içerisinde farklı dinamikleri ve pek çok riski ve fırsatı barındırıyor. Günümüz dünyasında insan kaynaklı iklim krizi, ekolojik dengenin bozulması, doğal kaynakların ve biyoçeşitliliğin zarar görmesi gibi çevre odaklı görülen birçok konu tedarik zinciri dayanıklılığı, ham madde fiyatlarındaki istikrarsızlık ve enerji fiyatlarındaki yükselme gibi önemli finansal etkileri olan konulara dönüşüyor. Çeşitlilik ve kapsayıcılık, çalışan refahı ve toplumsal fayda gibi konular ise çalışan devir oranı, değişen toplum beklentisinin takibi ve sosyal uyum gibi iş sürekliliğinin sağlanması adına kritik olarak değerlendiriliyor. Biz de bu etki bakış açısı ile Anadolu Efes’in iş yapışını etkileyeceğini düşündüğümüz her başlığı değerlendiriyor, potansiyel etkilerini analiz ediyor ve nasıl adapte olacağımıza dair çözümler geliştiriyoruz. İş yapışımızı “yeni” dünyanın beklentileri çerçevesinde geliştirerek yürütüyoruz.
Avrupa Birliği’nin yeni yürürlüğe giren Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ile birlikte Türkiye’de de uluslararası standartlarla uyumlu Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları yayımlandı. Bu standart en genel tanımıyla şirketin raporunda sürdürülebilirlikle ilgili risk ve fırsatları tanımlamalarını ve nasıl yönettiklerine yer vermelerini bekliyor. Bu noktada biz de standartta da öne çıkan çifte önemlilik bakış açısıyla düzenlediğimiz Geleceğe Artı Değer: Paydaş Diyaloğu Buluşması’nda sürdürülebilirlikle ilişkili konuların şirketimize etkisini ve şirketimizin bu konular üzerindeki etkisini paydaşlarımızla tanımladık.
Bu tanımlardan yola çıkarak, küresel düzeyde sürdürülebilirlik konusunda ortaklıklar ve iş birlikleri kurarak en iyi uygulamaları paylaşarak sektördeki diğer paydaşlarla bilgi ve deneyim alışverişinde bulunuyoruz.
Bu ve benzeri stratejilerle küresel sürdürülebilirlik trendlerine yanıt vererek çevresel ve sosyal sorumluluğumuzu artırarak ve uzun vadeli başarı için önemli adımlar atıyoruz.
Özellikle bu dönemin popüler konularından biri olan tedarik zinciri yönetiminde sürdürülebilirlik ilkelerini nasıl entegre ediyorsunuz, bu süreçte karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdir?
7 bin 300’ün üzerinde tedarikçi ve 300’e yakın bayi ve distribütör ile kuvvetli satış ve tedarik ağımız ile değer zincirimizde önemli ölçüde bir paydaş ekosistemine etki ediyoruz. Sürdürülebilir tedarik zinciri anlayışımızla ham madde satın alımlarımızda yerel üreticiye öncelik veriyoruz. Aynı zamanda yerel tedarikçiye yaptığımız ödemeler sayesinde yerel kalkınmayı ve istihdamı doğrudan destekleyerek Anadolu Efes olarak yerel tedarike önem veriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz yerel satın alma uygulamalarımız ile tedarikte bağımlılığı önlemenin yanı sıra yerel ekonomi üzerinde de pozitif bir etki yaratıyoruz. Son raporlama döneminde operasyonlarımızdaki 6 bin 848 yerel tedarikçi ile yerel tedarikçi oranımız yüzde 94. Yerel tedarikçilere yapılan ödemelerin toplam ödemelerimiz içindeki oranı ise yüzde 87 olarak gerçekleşti. Yarattığımız pozitif etkiyi artırabilmek için birlikte çalıştığımız paydaşlarımızın iş yapış prensiplerimizi anlamaları ve bunları içselleştirmeleri kilit rol oynuyor. Tüm tedarikçilerimizin uymakla yükümlü olduğu Tedarikçi Çalışma İlkeleri aracılığıyla çalışma koşullarımız üzerine bir çerçeve çiziyoruz. Aynı zamanda, tedarikçilerin seçim sürecinden değerlendirme süreçlerine kadar her aşamada tedarikçi değerlendirme prosedürünü esas alarak sorumlu ve sürdürülebilir satın alma süreci gerçekleştiriyoruz.
Tedarikçi Çalışma İlkelerimiz aracılığı ile tüm tedarikçilerimize uymaları gereken kriterleri belirtmenin yanı sıra tedarik zincirimizin dayanıklılığını artırıyoruz. Burada ilerleyen dönemde yapılandırılmış çalışmalarımızla ilgili daha fazla detay vereceğiz. Burada şunu söyleyebiliriz her tedarikçinin ÇSY olgunluğu aynı seviyede olamayabiliyor. Burada şirketlerin değer zincirini hizalayacak, performansı takip ederek denetleyecek mekanizmaları kurmak çok değerli.