Selen Yorgun Tavit

Selen Kozmetik CEO’su 

“Markamızı yarattığımız günden bu yana tüm gücümüzü kadınlardan aldık.”

29 Temmuz 2024, Pazartesi

Selen Kozmetik CEO’su Selen Yorgun Tavit ile yaptığımız bu röportajda, URBAN Care markasının doğuş hikayesinden ürün geliştirme süreçlerine, kadın girişimciliğinden kozmetik sektörünün geleceğine dair pek çok ilginç konu hakkında konuştuk.

URBAN Care, ürün geliştirme sürecinde tüketici ihtiyaçlarını nasıl belirliyor ve bunlara nasıl yanıt veriyorsunuz?

Selen Kozmetik olarak 1997 yılından bu yana sektörde ithalatçı kimliğimizle faaliyet gösteriyoruz. Yıllar itibarıyla artan deneyimimizi ve pazardan gelen talepleri değerlendirmek üzere kendi markamıza yatırım kararı aldık ve 11 yıl önce URBAN Care markasını yarattık.

Marka olarak bu yolculuğa çıktığımız ilk günden bu yana tüm gücümüzü kadınlardan aldık. Çünkü bizim önceliğimiz, kişisel bakımına özen gösteren şehirli kadının, yoğun yaşam içerisinde kullanabileceği pratik ve etkili çözümleri sunabilmekti. İnsanı odağımıza alırken, aynı zamanda doğaya, hayvana saygılı ve vegan olmasıyla dikkatleri üzerine çeken bir marka yarattık. URBAN Care, temiz ve çevre dostu içeriği, fark yaratan ambalajı ve hayatın içinden vurgulara sahip iletişimiyle de dikkat çekerek hızla büyüdü ve pazarda lider konuma geldi.

İlk olarak saç bakım ürünleriyle başladık ancak ilerleyen yıllarda kişisel bakımın bir bütün olduğunu görerek ve kullanıcılarımızın beklentilerini de dikkate alarak, kişisel bakım ürünleri geliştirmeye ve pazara sunmaya başladık. 2023 yılında ürün ailemize, vücut bakım ürünleri de eklendi. 11 yıl önce 9 ürünle başlayan serüvenimizin geldiği noktada, bugün saç ve vücut bakım kategorilerinde 90’ı aşkın ürün çeşidine sahibiz. Marka özümüzü ve kalitemizi koruyarak daha fazla kategoride ürün sunmaya ve kadınlarla olan bağımızı güçlendirmeye devam edeceğiz.

Girişimci bir kadın lider olarak karşılaştığınız zorluklar ve fırsatlar nelerdir? Kadın girişimcilere karşılaştıkları engelleri aşmak için ne gibi önerilerde bulunursunuz?

Genç bir iş insanı olarak, girişimcilik dünyasına adım attığınız zaman elbette farklı zorluklar yaşıyorsunuz. Karşınıza, aşmanız gereken önyargılar çıkıyor. Bu önyargıların yanı sıra maddi ve operasyonel zorluklar da söz konusu. Ben böyle anlarda her zaman arkamızda bıraktığımız yola, başardıklarımıza baktım ve yoluma devam ettim. 11 yılda kaydettiğimiz gelişmeyi görmek, benim için başlı başına bir motivasyon kaynağı. Aynı zamanda özgüvenimi de artırıyor. Sonra hemen yeni hedefler belirlemeye başlıyorum. Gelecek hafta, gelecek ay ve gelecek yıl neyi başarmak istediğime odaklanıyorum.

Neyi başarmak istediğinizi ve oraya nasıl ulaşmayı planladığınızı net bir şekilde anlamanız çok önemli. Güçlü yönlerinize odaklanmanız, daha verimli ve etkili çalışmayı sağlıyor. Her zaman karşınıza sınırlar ve zorluklar çıkıyor, kendinize ve markanıza inanarak yolunuza devam etmeniz gerekiyor.

Hayalinizdeki markayı yaratmak elbette kolay bir yolculuk değil. Pek çok parametrenin ‘doğru’ eksende bir araya gelmesi gerekiyor. Doğru fikir, doğru zaman, doğru yer gibi.

Türkiye’deki kişisel bakım ve kozmetik sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Sektörün gelecekteki trendleri hakkında neler öngörüyorsunuz? Bu trendler ürün geliştirme süreçlerinizi nasıl etkiliyor?

Türkiye'de kozmetik ve kişisel bakım ürünleri pazarı her yıl büyümeye devam ediyor.

Tüketici ilgisi çok canlı. Ticaret Bakanlığı’nın 2023 tarihli Kozmetik Sektör Raporu’na göre, doğal kozmetik ve kişisel bakım ürünlerinin payı yüzde 5 civarında. Ancak dünyadaki gelişmeler ve Türkiye’deki tüketicilerin de beklenti ve taleplerinin değişmesi doğrultusunda, bu payın her geçen yıl artması bekleniyor.

Günümüzde özellikle Z ve Alfa kuşağına baktığımızda, tüketiciler saç bakım rutinlerini olabildiğince basit hale getirmek istiyor. Genç tüketiciler, saç ve saç derisi sağlığı hakkında çok daha bilinçli. Birçoğu, aşırı miktarda ürün kullanmaya gerek kalmadan doğal saçlara ve sağlıklı saç derisine sahip olmak istiyor. Bu nedenle saç bakım kategorisi, son yıllarda genel güzellik ve kişisel bakım endüstrisinden daha fazla büyüyor. Şu anda birçok marka da bu konuda yatırıma yöneliyor.

Diğer yandan tüketiciler günlük rutinlerinin çevre üzerindeki etkisi hakkında giderek daha bilinçleniyor. Bu farkındalık, sürdürülebilir alternatifler arayışında tüketici aktivizmini teşvik ediyor. Güzellik markaları, tüketicilerin bu beklentilerini karşılamak için güvenli, hayvanlar üzerinde test edilmeyen, biyolojik olarak parçalanabilen ürünler geliştiriyor, sürdürülebilir kaynaklı içeriklere öncelik veriyor ve arkalarında bıraktıkları izi küçültmeye çaba gösteriyor. Biz de URBAN Care olarak, tüketicilerimizin bu taleplerini karşılamak için saç bakımını daha pratik hale getiren ve doğaya zarar vermeyen ürün ailemizi daha da büyütmeye çalışıyoruz.

URBAN Care için gelecekteki hedefleriniz neler? Hangi yenilikleri veya projeleri hayata geçirmeyi planlıyorsunuz?

URBAN Care olarak ilk hedefimiz, mevcut pozisyonumuzu koruyarak yolumuza daha güçlü devam etmek. Dünyada adımızı duyurmak ve daha fazla ülkede raflarda yer almak istiyoruz. Daha fazla tüketiciye URBAN Care farkını yaşatmayı amaçlıyoruz. İhracatta ise bu yıl döviz bazında 7-8 kat büyüme planlıyoruz. Bu hedef için hem ekip hem alt yapı yatırımlarımızı sürdürüyoruz.

Satış ve büyüme hedeflerimizin yanı sıra sürdürülebilirlik konusuna verdiğimiz önemi ürünlerimizde, ambalajlarımızda, paketlememizde göstermek istiyoruz. İlk günden bu yana doğal ve çevre dostu içerikler geliştiren; doğaya ve hayvana saygılı ürünler sunan, vegan bir markayız. İçeriklerimizde paraben ve silikon kullanmıyoruz. Ürünlerimizin hayvansal DNA içermediğini gösteren vegan testlerine ve uluslararası düzeyde kabul görmüş bir tescil olan V Label sertifikalarına sahibiz. Aynı zamanda yine hayvanlar üzerinde test yapmadığımızı belgeleyen uluslararası PETA sertifikası da ambalajlarımızda yer alıyor. Son dönemde içeriklerimizin yanı sıra ambalajlarımızla da sürdürülebilirlik hedefine katkı sağlamaya çalışıyoruz. 2023 yılında bu amaçla ambalajlarımızın, minimum yüzde 20 dönüştürülmüş malzemeyle üretimine geçtik. 2024 ve sonraki yıllarda ambalajlarımızın dönüşüm oranlarını yüzde 50 ve üzerine taşımak, ürün kolilerinde de dönüştürülmüş ambalaja geçmek, sürdürülebilirlik temelinde kısa vadeli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Bu yıl ayrıca ofis içi yeşil dönüşümü de gerçekleştireceğiz.

Bir başka hedefimiz de geleceğe ve insana değer katan bir marka olarak anılmak. Sanatın, sporun, sosyal hayatın tüm renklerini içinde barındıran bir markayız. Buradan yola çıkarak gençlerle ve kadınlarla aramızdaki bağı güçlendirmek, onlara ilham vermek, hayallerine destek olmak amacıyla  için URBAN Care Young Talent Platformu’nu hayata geçirdik.

Yeteneğe daha fazla yatırım yapılması ve Türkiye’nin geleceği için yeteneklerin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu proje kapsamında, her yıl farklı sanat, spor ya da benzeri alanlardaki gençlerin hayallerine destek olmak amacıyla burs imkanı sağlayacağız.

Platformun ilk yılında Toplum Gönüllüleri Vakfı-TOG’un işbirliğiyle dansa odaklandık ve ülkemizde dans kültürünün yaygınlaştırılmasına katkı sunmak istedik. Gençlere fırsat eşitliği tanındığında yurt içinde de yurt dışında da özgüvenle ilerleyecek  yetenekler ortaya çıkacağına dair inancımızla bu yaz 45 dansçıya, Avrupa’nın önde gelen dans okullarında, Çağdaş-Modern Dans, Bale ve Sokak Dansı kategorilerinde eğitim aldıracağız. Gelecek yıllarda URBAN Care Young Talent Platformu ile farklı odak noktalarıyla devam edeceğiz.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş