
Gürok Grup olarak inovasyonu, küresel rekabette sürdürülebilir başarıyı mümkün kılan en kritik unsur olarak gördüklerini ifade eden Gürok Grup CTO’su Kurtuluş Yavuz, “Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızı, teknolojide dışa bağımlılığı azaltan, bağımsız ve çevreyle dost üretim vizyonu çerçevesinde sürdürüyoruz” diyor.
Kurtuluş bey; Gürok Grup, 77 yıl önce Kütahya’da doğan, zaman içinde sanayici kimliğine turizmi, yapıyı ve hızlı tüketim sektörlerini de ekleyen, 140 ülkelik coğrafyaya yayılan köklü bir şirket. Bugün yaklaşık 5 bin çalışanıyla küresel bir organizasyon. Şirketin bugün geldiği ölçek ve global yapıda değişim yönetimi nasıl bir yer tutuyor?
Gürok Grup olarak, 77 yıl önce Kütahya’da başlayan yolculuğumuzu bugün 140’tan fazla ülkeye ihracat yapan, sanayi, turizm, yapı ve hızlı tüketim gibi farklı sektörlerde faaliyet gösteren çok yönlü bir organizasyona dönüştürdük. Bu dönüşüm, sadece fiziksel büyüklük ya da coğrafi yayılım değil, aynı zamanda entegre bir stratejik kültürün ve değişim yönetiminin sonucu.
Günümüzde değişim artık bir istisna değil, bir norm. Dolayısıyla, değişim yönetimini bizler yalnızca belirli dönemlere özgü bir aksiyon planı olarak değil, kurumun reflekslerine yerleşmiş bir yetkinlik olarak konumluyoruz. Bu vizyonla başlattığımız “Gelecek İçin Dönüşüm” iş dönüşüm programımız strateji ve değer önerimizi gözden geçirerek yeni iş modelleri kurmak, organizasyon ve yönetişimimizi yeniden yapılandırmak, teknolojinin en etkin şekilde kullanımını sağlamak, çevresel sürdürülebilirliği ana stratejiye dönüştürmek ve en önemlisi kültürel dönüşüm sağlamak adına çok boyutlu bir çerçeve sunuyor.
Programımızı 2023 yılının başında detaylı biçimde tasarladık ve ilk fazını 11 milyon dolarlık yatırımla hayata geçirdik. İlk iki yıl boyunca dönüşüm çalışmalarımızı LAV ve GCA markalarımıza odakladık. LAV’daki iş dönüşüm programımıza “Momentum”, GCA’dakine ise “Gelecek İçin GCA” adını verdik. Dönüşüm yolculuğumuzu ikinci fazda iki yıl boyunca turizm sektöründeki markalarımıza, ardından bir yıl boyunca hızlı tüketim ürünleri alanındaki markalarımıza taşıyacağız. 2028 yılı sonunda Gürok Grup bünyesindeki tüm şirketlerde dönüşüm sürecini tamamlamayı hedefliyor, bu kapsamda toplamda 25 milyon dolarlık bir yatırım gerçekleştirmeyi planlıyoruz.
Sektörel çeşitliliğimiz, bizim en büyük rekabet avantajlarımızdan biri. Ancak biz bu çeşitliliği her sektörde bulunma stratejisiyle değil, yüksek katma değer yaratabileceğimiz alanlara odaklanma prensibiyle yönetiyoruz. Cam sanayinde LAV ile dünyanın beşinci büyük sofra camı üreticisi konumuna geldik. Cam ambalajda GCA ile sadece ülkemizde değil dünya çapında da önemli başarılara imza atarak cam ambalaj sektöründe öncelikli tercih edilen oyunculardan biri olma yolunda hızla ilerliyoruz. Turizmde ise Antalya’daki Ali Bey Hotels & Resorts, BIJAL ve Maldivler’deki JOALI markalarımız ile lüks segmentte küresel oyuncular arasında yer alıyoruz. En son olarak geçen yıl yenilikçi içecek markamız AVOYA ile hızlı tüketim ürünleri sektörüne adım atmış olduk. Tüketicilere doğal bileşenleriyle yenilikçi içecekler sunan AVOYA, Türkiye’nin toplam mineral ve magnezyum değeri en yüksek maden suyu konumunda. Hem maden suyu hem de mineralli gazlı içecek kategorisinde Gürok iddiasıyla devrim yaratmaya hazırız.
Bu farklı sektörlerdeki yatırımlarımızı ortak bir kültür ve değer sistemine bağlı olarak yönetiyoruz: sınırsız düşün, cesur davran, iyi yap. Bu üç değer yalnızca bir kurumsal motto değil; yeni pazarlara girerken risk alabilmeyi, sürdürülebilir çözümler için inovasyon geliştirmeyi ve yüksek kaliteyle üretim yapmayı destekleyen davranış biçimlerimiz haline geldi. Günümüzde ölçekten çok çeviklik ve esneklik ön planda. Bu nedenle biz, veriye dayalı karar alma, dijital yetkinlikleri geliştirme ve yetenek yönetimini entegre eden çevik yapılar kurarak, çok sektörlü yapımızı sürdürülebilir rekabet avantajına dönüştürüyoruz.
Bir süredir gerek çevresel, siyasi ve ekonomik gelişmeler, gerekse hızlı dijitalleşmeyle iş dünyası önemli bir paradigma değişiminden geçiyor. Ancak bir yandan da Gürok Grup, örneğin 2013-2024 yılları arasında gelir bazında 42 kat büyümüş. Dijital dönüşüm stratejinizin bu büyümedeki etkisi ne ölçüde?
Yakaladığımız bu büyüme yalnızca finansal bir başarı değil, stratejik yönetimin, hızlı adaptasyonun ve ileri görüşlü yatırım politikalarının doğal sonucu. Bu büyüme ivmesinde dijital dönüşüm stratejimiz kuşkusuz son derece belirleyici bir rol oynuyor. Dijitalleşmeyi, merkeze müşteriyi, iş ortağını, çalışanımızı koyarak üretimden yönetime, tedarik zincirinden müşteri ilişkilerine kadar tüm süreçlerin veriye dayalı hale gelmesi ve eş zamanlı yönetilmesi olarak tanımlıyoruz. Bu doğrultuda dijital dönüşümü bir teknoloji yatırımı olarak değil, iş yapma biçimimizin yeniden tasarımı olarak konumluyoruz. Gelecek İçin Dönüşüm programımızla bu vizyonu kurumsal kültürün temeline yerleştirdik.
Cam sanayinde örneğin, LAV ve GCA tesislerinde dijital ikiz modellemeleriyle kurumsal kaynak planlama (ERP) sistemlerini entegre ederek üretim süreçlerini optimize ettik. Bu entegrasyon sayesinde hem kalite kontrol süreçlerimizde yüzde 30’a yakın zaman tasarrufu sağladık hem de arıza tahminleme sistemleriyle yıllık bakım maliyetlerinde ciddi düşüşler yakaladık. Üretimde verimliliği artırırken, enerji ve su tüketiminde sektördeki en düşük oranlara ulaşmamız da bu dijital izleme ve optimizasyon sistemleri sayesinde mümkün oldu. İhracat odaklı büyümemizi desteklemek adına büyük veri ile pazar analizleri, talep tahminleme ve fiyat optimizasyonu gibi dijital araçları aktif biçimde kullanıyoruz. Dijitalleşme stratejimiz sayesinde sadece bugünü değil, geleceğin rekabet koşullarını da şekillendirecek bir yapı inşa ediyoruz.
Grubunuzun “Gelecek için Dönüşüm” mottosundan kısaca bahsettiniz ama bize bu vizyonun yapıtaşlarından söz eder misiniz?
Gelecek için Dönüşüm bir mottonun ötesinde Gürok Grup’un tüm stratejik yolculuğunu şekillendiren temel bir dönüşüm çerçevesi. Bu dönüşüm vizyonunu üç ana yapıtaşı üzerine kurduk: Dijitalleşme ve veri odaklı karar alma, sürdürülebilir üretim ve enerji yönetimi, insan kaynağında esneklik ve liderlik gelişimi. Dijitalleşme tarafından az önce bahsettik. Enerji tarafında ise özellikle cam sanayisinde enerji verimliliği ve atık ısı geri kazanımı yatırımları önceliğimiz. GCA’da çatı GES projelerimiz devreye alınırken, LAV’da dünyada en düşük su ve enerji tüketimiyle üretim yapan tesisler arasına girdik. İnsan kaynağımızı ise bu dönüşümün merkezine oturtuyoruz. Yalnızca yetenek kazandırmak değil, bu yetenekleri sürekli geliştirmek ve geleceğin liderlerini içimizden çıkarmayı hedefliyoruz. Bu nedenle çevik yönetim yapıları, liderlik programları ve dijital yetkinlik odaklı eğitimleri Gürok Akademi çatısı altında hayata geçiriyoruz.
Gelecek için Dönüşüm, esasında bir kültür dönüşümü. Ve biz bu dönüşüm sürecine aynı zamanda vizyon ve değerler yatırımı olarak yaklaşıyoruz. Çünkü kalıcı değişim, ancak kurumun DNA’sına yerleşmiş değerler üzerine inşa edilirse sürdürülebilir olur.
Peki dönüşüm yolculuğunuzda orta ve uzun vadeli hedefleriniz neler? Ajandanızda hangi adımlar var?
Orta vadede önceliğimiz üretim süreçlerimizi daha dijital, çevresel etkileri daha düşük ve veriye dayalı hale getirmek. LAV ve GCA’da müşteri deneyimi, operasyonel mükemmellik, enerji verimliliği, geri dönüşüm oranları ve otomasyon yatırımları bu sürecin merkezinde yer alıyor. Uzun vadede ise tüm iş süreçlerimizde sürdürülebilir dijital ekosistemler kurmayı, yapay zekâ destekli karar alma altyapılarını yaygınlaştırmayı ve bu dönüşümü kurum kültürünün bir parçası haline getirmeyi planlıyoruz. Dönüşüm yolculuğumuza ikinci fazda iki yıl boyunca turizm sektöründeki Ali Bey Hotels & Resorts, JOALI Maldives ve JOALI BEING markalarımızla devam edeceğiz.
Gürok Grup, sizin de sözünü ettiğiniz birçok iştirake ve markaya sahip. Sofra camı üreticisi LAV’ın yıllık üretiminin yüzde 50’sini dış pazarlar yönlendiriyor. Cam ambalaj sektöründe faaliyet gösteren GCA, 40’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor. Dolayısıyla geniş bir iş ortağı ekosistemi ve tedarik zinciriyle çalışmaktasınız. Buradaki performans ve verimliliği artırma adına ne gibi yatırımlar yapıyorsunuz? Hangi teknolojileri önceliklendiriyorsunuz?
Bugün LAV markamız 140’tan fazla ülkeye ihracat yapıyor ve küresel ölçekte 350 iş ortağıyla, 200 bini aşkın satış noktasında faaliyet gösteriyor. Yıllık 250 bin tonun üzerinde cam ambalaj üreten GCA ise satışlarının yaklaşık yüzde 35’ini Avrupa, İngiltere, Orta Doğu ve Afrika odaklı 40 ülkeye ihracat yaparak güçlü bir B2B ekosistemi yönetiyor. Bu ölçekte bir yapıyı sürdürülebilir ve verimli kılmak için tüm değer zincirinde çevresel sorumluluk ve dijital yetkinlikleri içeren bir yaklaşıma yatırım yapıyoruz.
Verimliliği artırma noktasında dijitalleşmeyi uçtan uca bir sistem olarak kurguluyoruz. LAV ve GCA’da otomatik veri toplama sistemleri, üretim esnekliği sağlayan yazılımlar ve tedarik zinciri izlenebilirliği sağlayan platformlar devrede. Bu sayede yalnızca iç operasyonlarımız değil, tedarikçilerimizle olan işbirliğimiz de daha şeffaf, izlenebilir ve sürdürülebilir hale geliyor. Bu yaklaşım, performansı artırırken aynı zamanda iş ortağı ağımızla birlikte daha sorumlu bir üretim ekosistemi inşa etmemizi sağlıyor.
Bugün hemen her sektörde yapay zekâ ve makine öğrenmesi gibi yeni nesil teknolojilerden beklenti büyük. Gürok Grup bu teknolojilere yönelik ne gibi adımlar atıyor? Bu teknolojilerden hangi işlerinizde ağırlıklı olarak faydalanıyorsunuz?
Yapay zekâ ve makine öğrenmesi küresel rekabette büyüyen markalarımız için karar alma hızını artıran, operasyonel verimliliği yükselten ve kaynak tüketimini optimize eden stratejik teknolojiler. Gürok olarak bu alanlarda attığımız adımlar, özellikle üretim, planlama ve sürdürülebilirlik performansının iyileştirilmesi başlıklarında somut fayda sağlıyor. Cam sanayi tesislerimizde üretim esnasında kalite kontrol süreçlerini destekleyen, enerji tüketimini ve bakım süreçlerini optimize eden algoritmalar kullanıyoruz. Bu sayede hem üretim hatlarında fire oranlarını azaltıyor hem de kaynak tüketimini düşürüyoruz. Tedarik zincirinde ise yapay zekâ destekli talep tahminleme sistemleriyle stok yönetimini daha isabetli yapabiliyor; böylece gereksiz üretimi ve taşıma maliyetlerini azaltarak karbon ayak izimizi düşürmeye katkı sağlıyoruz. Ayrıca küresel anlamda fiyatlama ve teklif verme süreçlerimizi de yine yapay zekâ destekli sistemlerle optimize ediyoruz.
Sözünü ettiğimiz bu teknolojilerin geliştirilmesi, başka bir deyişle inovasyon yapabilme gücü şirketlerin başarısında kritik rol oynuyor. Bu noktada, grubun Ar-Ge ve inovasyon yaklaşımından söz eder misiniz?
Gürok Grup olarak inovasyonu, küresel rekabette sürdürülebilir başarıyı mümkün kılan en kritik unsur olarak görüyoruz. Yönetim Kurulu Başkanımız Rıza Güral’ın “Kendi teknolojini üretemezsen, işin de geleceğin de başkalarının iki dudağı arasında olur” sözü, bu yaklaşımın en net ifadesidir. Bu vizyonla ilerleyerek, dünyada kendi üretim teknolojisini geliştiren üç cam üreticisinden biri konumuna ulaştık. 2022 yılında Kütahya’daki Teknokent bünyesinde kurduğumuz yapay zekâ ekibimizle, iş süreçlerimizi daha akıllı ve verimli hale getiriyoruz. Bugün geldiğimiz noktada, ekibimiz Avrupa’nın önde gelen yapay zekâ takımları arasında gösteriliyor. Hem cam ve turizm sektöründe alanında ilk olan yapay zekâ çözümleri üretiyoruz.
Burada üretimden tasarıma, yazılımdan veri analizine kadar tüm süreçleri, Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden mezun mühendis ve teknisyenlerden oluşan ekibimizle kendi bünyemizde geliştiriyoruz. İleri üretim teknolojileri, dijital sistemler ve sürdürülebilirlik çözümleri üzerine yürüttüğümüz projelerin merkezi konumunda. Ar-Ge ve inovasyon yatırımlarımızı, teknolojide dışa bağımlılığı azaltan, bağımsız ve çevreyle dost üretim vizyonu çerçevesinde sürdürüyoruz.