Cem Küçükcan

“Danone’den Fayda Odaklı Yapılanma”

19 Aralık 2025, Cuma

Kurumsal kültürlerinin temelinde, sorumluluklarının fabrika kapılarıyla sınırlı olmadığı anlayışının yattığını ifade eden Danone Türkiye, Orta Asya ve Kafkasya Genel Müdürü Cem Küçükcan, B Corp sertifikalı bir şirket olarak 2050’ye kadar net sıfır olmayı ve metan emisyonlarının azaltımına öncülük etmeyi hedeflediklerini ifade ediyor.

Fayda odaklı yaklaşımınız doğrultusunda B Corp sertifikası almaya hak kazandınız. Öncelikle bize biraz B Corp sertifika sürecinden bahsedebilir misiniz?

B Corp sertifikasını almamız, Danone’nin fayda odaklı yaklaşımının köklü geçmişine dayanıyor. 1972’de Danone CEO’su Antoine Riboud’un ortaya koyduğu “Dual Project” felsefesi “sorumluluğumuzun fabrika kapılarıyla sınırlı olmadığının” altını çizerek sosyal fayda ve ekonomik başarının kol kola yürümesi gerektiği perspektifini ortaya koymuştu. Bu yaklaşım, “Tek Gezegen. Tek Sağlık” vizyonumuzdan, mümkün olan en fazla insana gıda yoluyla sağlık ulaştırma misyonumuza kadar şirketimizin temel yapıtaşlarını oluşturuyor.

Bugün Türkiye’de, altı üretim tesisi, iki Ar-Ge merkezi ve ülkenin dört bir yanında sahada çalışan 2 bine yakın Danone’li ile toplam 50 bin kişilik bir ekosistem içinde, dört farklı kategoride faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Dolayısıyla, oldukça büyük bir yapıdan söz ediyoruz. Bu nedenle Danone Türkiye’nin B Corp sertifikasını almaya hak kazanmış olması bizim için ayrı bir gurur kaynağı.

Süreçten bahsetmek gerekirse, Danone, global düzeyde bu yolculuğa 2015 yılında çıktı ve faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde B Corp sertifikalı şirket olma hedefini ortaya koydu. Biz de Türkiye’de bu sürece resmi olarak yaklaşık iki yıl önce başladık ve beş ana kriter ve 20’den fazla alt başlıktan oluşan çok detaylı bir analizden geçtik. Bu süreci şirketin tüm iş modelinin sosyal ve çevresel performans, şeffaflık ve hesap verebilirlik açısından çok detaylı bir analiz ile incelenmesi olarak düşünebiliriz. Yani bir anlamda şirketin röntgeni çekiliyor.

Sertifikayı almak önemli bir adım olmakla birlikte, esas değer aslında bundan sonraki gelişim sürecinde. B Corp, odağında sürekli iyileşme olan bir yol haritası sunarak bizi çıtayı her seferinde daha yukarı taşımaya teşvik ediyor. Biz de bu doğrultuda, her alanda daha fazla fayda yaratmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

İnsan yaşamına ve çevreye sürdürülebilir fayda sağlama yönünde çok ciddi ve somut girişimlerde bulunduğunuzu biliyoruz. Bunlardan bazı örnekler verebilir misiniz?

Danone Türkiye olarak, insan sağlığı ile gezegen sağlığının ayrılmaz bir bütün olduğuna inanıyor ve “Tek Gezegen. Tek Sağlık” vizyonumuz doğrultusunda yalnızca bugüne değil, yarına da yatırım yapıyoruz.

Danone olarak gezegene olan etkimiz kapsamında çevre, öncelikli ele aldığımız konulardan bir tanesi. Bu alanda çok net hedeflerimiz ve bir yol haritamız var. Değer zincirimizde atığı ortadan kaldırmayı, 2050’ye kadar net sıfır olmayı ve metan emisyonlarının azaltımına öncülük etmeyi hedefliyoruz. Ayrıca faaliyet gösterdiğimiz bölgelerdeki su havzalarını korumayı ve iyileştirmeyi ve su ayak izimizi azaltmayı amaçlıyoruz.

Tüm fabrikalarımızda yüzde 100 yenilenebilir elektrik kullanıyoruz. Üç üretim tesisimizde hayata geçirdiğimiz solar panel yatırımlarımız sayesinde kendi enerjimizi üretmeye başladık. Bu sayede bir fabrikamız, ihtiyaç duyduğu elektrik enerjisinin yüzde 65’ini kendi üretiyor. Atık yönetiminde ise tüm fabrikalarımız Sıfır Atık Belgesi’ne sahip.  Diğer yandan su ve içecek kategorimizde uyguladığımız 4R yaklaşımımız ile sürdürülebilirliği somut adımlarla hayata geçiriyoruz. Bu yaklaşım kapsamında sadece geçen yıl 84 bin tonun üzerinde suyu geri kazanarak, orta ölçekli bir şehrin bir günlük su ihtiyacına eşdeğer bir katkı sağladık. Ayrıca global ölçekte CEO Water Mandate imzacısıyız ve Türkiye’de su havzalarının sürdürülebilirliği için akademi ile detaylı hidrojeolojik çalışmalar yürütüyoruz.

Fayda odağımızın bir diğer önemli boyutu tüketicilerimize sunduğumuz ürünlere de yansıyor. İki Ar-Ge merkezimizde hem yeni ürünler geliştiriyor hem de mevcut ürünlerimizin besin profilini sürekli iyileştirmek için titiz çalışmalar yürütüyoruz. Bugün Türkiye’de ürettiğimiz tüketici ürünlerinin yüzde 95’i, benzer ürünler arasında besin değerini karşılaştırmaya imkân tanıyan Health Star Rating sisteminde 5 üzerinden 3,5 puana sahip.

Kısacası, çevresel etkimizi azaltırken, yenilikçi ürün portföyümüzle tüketicilerimizin ihtiyaçlarına yanıt veriyor, fayda odağını sürdürülebilirliğin ayrılmaz bir parçası olarak görüyoruz. İnsan ve çevre sağlığını bir bütün olarak ele alıp değerlendiriyor, daha sürdürülebilir bir gelecek için emin adımlarla ilerliyoruz.

Toplumsal faydayı gözeten projelerinizden ve B Corp sertifikasyonunda da önemli bir yeri olan çalışma ortamı ve şirket içi uygulamalarınızdan da bahsedebilir misiniz?

Danone Türkiye olarak kurumsal sosyal sorumluluk anlayışımız doğrultusunda, toplum için uçtan uca fayda üreten sorumlu projeler geliştirmeye odaklanıyoruz. Farklı kategorilerde faaliyet gösteren bir şirket olarak, sosyal sorumluluk alanında da çeşitli projeler hayata geçiriyoruz.

Bu anlamda sosyal sorumluluk ve farkındalık projelerinde maraton koşmayı seviyoruz diyebiliriz. Örneğin, beş yıldır devam eden iki büyük projemiz var. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı ile yürüttüğümüz “Serebral Palsi’de Enerji Dolu Bir Adım – Beslenmeden Olmaz” projesiyle, 100’ü aşkın çocuğun multidisipliner tedavisine destek olduk ve ailelere yönelik farkındalık çalışmalarını hayata geçirdik. İhtiyaç Haritası ile gerçekleştirdiğimiz “Bebelac Kardeş Payı” projesi kapsamında ise, Bebelac Çocuk Devam Sütlerinden elde edilen satış gelirinin bir bölümü ile ihtiyaç sahibi bebeklerin çocuk devam sütlerini karşılamaya destek oluyoruz. Bu projeyle şu ana kadar toplamda 25 bin çocuğa ulaştık. Toplumun farklı ihtiyaçlarını gözeterek geliştirdiğimiz “Her Emek Hayat Demek” projesiyle, deprem bölgesinde kalıtsal metabolik hastalıklara odaklanıyor ve yeni nesil tanı cihazları, farkındalık seminerleri ve uygulama mutfağı gibi yenilikçi çözümlerle erken tanı ve doğru beslenme yönetimini destekliyoruz

Pozitif etki yaratmanın temelinde, çalışma arkadaşlarımızın gelişimini desteklemek ve kapsayıcı, çeşitli bir kurum kültürü oluşturmak yer alıyor. Her bireyin potansiyelini özgürce ortaya koyabildiği, fikirlerini paylaşabildiği ve gelişebildiği bir çalışma ortamı sunuyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğini bir tercih değil, bir zorunluluk olarak görüyor, kadınların iş gücüne katılımını artırmak, ücret eşitliğini sağlamak ve liderlik pozisyonlarına erişimlerini kolaylaştırmak için somut politikalar uyguluyoruz. Bugün, müdür ve direktör pozisyonlarımızın yüzde 50’si, yürütme kurulumuzun ise yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor. Bu anlayış, fabrika ve saha ekiplerimize de yansıyor. Üretim operasyonlarında kadın istihdamını artırmayı hedefleyen ve global olarak yürütülen “Operasyonda Kadın” programını Lüleburgaz Üretim Yerleşkemizde hayata geçiren dört ülkeden biri olarak bu alanda somut adımlar atıyoruz.

Toplumsal cinsiyet eşitliğini sadece sayısal hedeflerle değil, çalışanlarımızın yaşamlarını kolaylaştıran destekleyici politikalarla da güçlendirmeyi önceliklendiriyoruz. Kadınların iş hayatından uzaklaşma riski taşıdığı dönemlerde esnek çalışma modelleri, işe dönüş süreçlerini kolaylaştıran uygulamalar ve aile dostu haklarla çalışma arkadaşlarımızı destekliyoruz.

Danone’nin geleceğini birlikte şekillendiriyor, sürekli gelişim ve dönüşüm odağında daha iyiyi hedeflemeye kararlılıkla devam ediyoruz.

Sizin de faaliyet gösterdiğiniz gıda sektöründe sürdürülebilirlik büyük önem taşıyan konuların başında geliyor. Sektörde bu konuda yaşanan gelişmeler ve meydan okumalar neler?

Gıda sektörü, günümüzde yalnızca kâr odaklı bir yaklaşımın ötesine geçerek, gezegenimizin ve toplumun sağlığına duyulan sorumluluğu merkeze alan bir dönüşüm sürecinden geçiyor.   Tam da bu yüzden yıllar önce ortaya koyduğumuz “Tek Gezegen. Tek Sağlık.” Vizyonumuz doğrultusunda hareket ederek, kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanıyor ve sürdürülebilir çözümlerle topluma ve dünyaya ilham vermeye odaklanıyoruz.

İklim değişikliğiyle mücadele, su kaynaklarının azalması ve enerjiye erişim gibi küresel zorluklar karşısında, bu engelleri fırsata dönüştürmek için kararlılıkla çalışıyoruz. Karbon ayak izimizi azaltmak, su ve enerjiyi verimli kullanmak, yenilenebilir kaynaklara yönelmek ve değer zincirimizde atığı sıfıra indirmek stratejik önceliklerimiz arasında yer alıyor. 2050 yılına kadar net sıfır hedefimize ulaşmak ve metan emisyonlarını azaltmak için somut adımlar atıyoruz.

Günümüzün bilinçli tüketicileri, alışveriş yaparken bir ürün satın almanın ötesinde, toplumsal ve çevresel sorunlara duyarlılık gösteren markalarla ortak bir hikâyeye ve pozitif değişime de katkı sunmak istiyor. Bu bilinçle ve fayda odağında bütünsel çözümler sunma hedefimizle, ürün içeriklerinden ambalaj tasarımına, kaynak yönetiminden tedarik zinciri planlamasına kadar her aşamada sorumlu uygulamaları hayata geçirmeyi önceliklendiriyoruz. Geleceğe umutla bakabilmek için bugünden cesur adımlar atmaya devam ediyoruz

B Corp sertifikalı bir şirket olarak çalışmalarınıza nasıl devam edeceksiniz?

B Corp sertifikası bizim için yalnızca bir unvan değil, çalışma biçimimizi, karar alma süreçlerimizi ve iş yapış kültürümüzü yönlendiren kapsamlı bir yol haritası. B Corp yaklaşımı bize şunu hatırlatıyor: Gerçek etki, yaptıklarımızı şeffaf biçimde ortaya koymak, geliştirmek ve her seferinde daha yüksek bir standart hedeflemekle mümkün. Bu nedenle sertifikayı almak bir son değil, tam tersine daha büyük bir sorumluluğun başlangıcı.

Ayrıca B Corp sertifikasının tek seferlik bir değerlendirme olmaması ve üç yılda bir yenilenen bir yapısının olması şirketleri etki alanlarını düzenli olarak ölçmeye, geliştirmeye ve daha fazla fayda yaratmak için çıtayı sürekli yükseltmeye teşvik ediyor. Bu yaklaşım, zaten uzun yıllardır benimsediğimiz sürekli gelişim kültürüyle de örtüşüyor. Toplumsal katkıdan çevresel etkiye, çalışan deneyiminden etik yönetişime uzanan tüm alanlarda sorumluluğumuzu kesintisiz bir iyileştirme anlayışıyla yerine getiriyoruz.

Bu noktada güzel bir haberi daha paylaşmak isteriz: Danone global, 2025 yılı sonuna kadar faaliyet gösterdiği tüm ülkelerde B Corp sertifikası alma hedefi koymuştu ve bu iddialı taahhüdü başarıyla gerçekleştirerek global ölçekte önemli bir başarıya imza attı. Biz de Türkiye olarak bu kolektif hareketin bir parçası olmaktan gurur duyuyor, çıtayı her adımda yükselterek fayda yaratma yolculuğumuzu kararlılıkla sürdürüyoruz.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş