Uzaktan çalışma, esnek çalışma gibi çalışma türleri artık bütünüyle hayatımızın içine girmiş bulunuyor. Bu dönüşüm sürecinde şirketlerin çalışanların yetkinliklerine ve yeni düzene dair aldığı her karar, bugünkü ve gelecekteki konumlarını büyük ölçüde etkiliyor. Microsoft Türkiye Pazarlama ve Operasyonlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Münir Kundakçı ile hibrit çalışma ile birlikte önem kazanan dijital yetkinlikler ve dijital dönüşüm işbirlikleri hakkında konuştuk.
Pandemi sonrasında iş dünyası yeni çalışma düzenine ayak uydurabildi mi? Microsoft Türkiye olarak siz çalışan deneyimini iyileştirmek ve verimliliği artırmak adına nelere dikkat ediyorsunuz?
Evet, iş dünyasının yarı ofisten yarı uzaktan diyebileceğimiz hibrit çalışma modeline büyük ölçüde ayak uydurduğunu söyleyebiliriz. Gelişen teknolojiler uzaktan çalışmayı kolaylaştırırken iş gücünün eğilim ve tercihlerinin de bu modeli desteklediğini görüyoruz. Pandeminin başından bu yana LinkedIn’de “uzaktan çalışmaya uygun” şeklinde kategorize edilen ilanların sayısı eskiye oranla beş kat arttı.
Biz Microsoft Türkiye olarak her ekibin uygunluk, iletişim biçimi, toplantılar, işbirliği ve bilgiye erişim olarak belirlediğimiz beş konuda nasıl bir yöntemle çalışacaklarını belirlemelerini istiyoruz. Bu sayede toplantıların yapılacağı belirli günler ya da saat dilimleri veya hiç toplantı yapılmayacak günler önceden belirlenerek çalışanların daha esnek ve özgür olması sağlanıyor.
Hibrit çalışma bazen ekran karşısında geçirilen sürenin artmasından dolayı psikolojik anlamda çok yorucu hale gelebiliyor. Bu nedenle daha az toplantıyı yapmaya ve toplantıların süresini de kısa tutmaya özen gösteriyoruz. Çalışanlarımızın sağlıklarını daha iyi yönetmelerine, istedikleri işlere odaklanmalarına, öğrenmeye, bireysel ve ekip olarak gelişimlerine zaman ayırabilmeleri için cuma günleri öğleden sonra toplantı yapmıyoruz.
2020’den bu yana yayınlanan çok sayıda araştırma esnek çalışmanın kalıcı olacağına işaret ediyor. 31 ülkede 31 bin kişinin verileri analiz edilerek yürütülen Work Trend Index 2022, günümüzde çalışanların hibrit modele yaklaşımını yeni bir soru üzerinden değerlendirmemiz gerektiğine dikkat çekiyor: “Çalışmamızın karşılığını alıyor muyuz?” İngilizce olarak buna worth it equation diyoruz. Burada vurgulanan şey maddiyattan çok iş yaşam dengesinin sağlıklı bir şekilde sağlanması, şirketin değerleri ile kişisel değerlerin uyumu, şirketin misyonuna katkının görülebilmesi gibi konular.
Work Trend Index’in bir başka bulgusu da üretkenlik ile ilgili. Çalışanların yüzde 87’si üretken çalıştığını beyan ederken yöneticilerin sadece yüzde 12’si çalışanlarının üretken çalıştığını düşünüyor. Bu konuda, odağın çalışılan saatten yaratılan değere ve elde edilen sonuca kayması, aynı zamanda ölçümün somut ve tarafsız yapıldığı istemlere geçmesi gerekiyor.
Çalışan deneyimini ve etkileşimini sağlayabilmek adına neler yapıyorsunuz? Bu alanda kendinize ne tür dijital yetkinlikler kattınız?
Çalışanların dijital yetkinliklerinin artırılmasının çok önemli olduğunu her fırsatta dile getiriyoruz. Ancak bunun işe yaraması için çalışanları iş ortamında yeni araçlarla, hizmetlerle ve platformlarla buluşturmak gerekiyor.
Microsoft Viva ekiplerin ve onları oluşturan bireylerin aralarındaki iletişimi, sahip oldukları bilgileri, eriştikleri kaynakları, aldıkları eğitimleri ve sahip oldukları öngörüleri, nerede olursa olsunlar Microsoft 365 uygulamaları ile, Microsoft Teams üzerinde birleştiren, dijital çağın ilk çalışan deneyimi platformu. Çalışanların iş yerinde daha verimli, daha üretken ve daha etkileşim içinde çalışabilmelerine destek olarak çalışan deneyimini iyileştirmek üzere geliştirilen Microsoft Viva şu anda dokuz uygulama içeriyor.
Uygulamaların ilki Viva Connections şirketinizin ismini taşıyan ve çalışan deneyimine geçiş kapısı olan bir Teams uygulaması. Connections ile yöneticiler çalışanları ile iletişimi ve etkileşimi sağlayabildiği gibi, çalışanlar da ihtiyaç duydukları araçlara ve kaynaklara tek bir yerden kolayca erişebiliyor.
İkinci uygulama, Viva Insights. Workplace Analytics, MyAnalytics ve Glint gibi çalışan analitiği uygulamalarını Teams ortamında bir araya getiriyor. Böylelikle çalışanlar üretkenlikleri ve iş-özel yaşam dengeleri ile ilgili uygulanabilir önerilere erişebiliyorlar. Yöneticiler de organizasyonla ve takımlar arası etkileşimle ilgili üretkenliği arttıracak öngörülere sahip olabiliyorlar.
Üçüncü uygulama, Viva Topics, kurum içerisinde bulunan tüm bilgiyi ve uzmanlığı yapay zeka ile analiz ederek, çalışanların önüne topic card’lar vasıtasıyla sunuyor. Bu sayede çalışanlar bilgiyi ve uzmanlığı aramak ve erişmek için kaybettikleri zamanı geri kazanıyor.
Viva Learning, kurumsal eğitimi yapay zeka ile özelleştirerek çalışanlar için gündelik yaşamın bir parçası haline getiren bir eğitim merkezi. Microsoft Learn, Linkedin Learning ve daha birçok eğitim kaynağından içerikleri alıyor ve varsa kurumun kendi eğitim içeriği ile Teams üzerinde birleştiriyor. Yöneticiler de eğitim atama, takip ve raporlama süreçlerini bu platform üzerinden yönetebiliyorlar.
Bir satıcı deneyim uygulaması olan Viva Sales sayesinde satıcılar verilerini Office 365 ve Microsoft Teams üzerinden direkt olarak herhangi bir CRM sistemine geçirebiliyor. Manuel veri girişi yapma gerekliliğini ortadan kaldıran Viva Sales, satıcıların kendi işlerine daha iyi odaklanabilmelerini sağlıyor.
Viva Engage, Viva Goals, Viva Amplify ve Viva Pulse da yöneticiler ve ekipleri arasında iletişimi & etkileşimi güçlendiren ve geribildirim olanağı sunan diğer Viva uygulamaları arasında yer alıyor.
Microsoft’un 11 ülkede 20 bin çalışan ve yöneticiyle görüşerek gerçekleştirdiği en güncel çalışan araştırması ise bize yeni veriler sunuyor. Buna göre EMEA Bölgesi’nde çalışanların yüzde 88’i işlerinde üretken olduklarını düşünüyor. Öte yandan iş liderlerinin yüzde 83’ü hibrit çalışmaya geçişle birlikte çalışanların üretken olup olmadıklarını kontrol etmekte zorluk yaşadıklarını belirtiyor. Çalışanların ortalama yüzde 48’i, yöneticilerin ise yüzde 53’ü tükenmişlik duygusu hissettiklerini ifade ediyor.
Bununla birlikte hibrit çalışmada iki sene geride kalırken dikkat edilmesi gereken 3 başlık ön plana çıkıyor:
- Yöneticilerin “yeterince üretken miyiz?” paranoyasına son vermesi; bunun için de çalışanlardan düzenli geri bildirim alması ve fikir birliği sağlamak üzerine yoğunlaşması gerekiyor.
- Ofisin her çeşit iş için şart olmadığı; bundan ziyade çalışanlar için bir sosyalleşme ortamı oluşturmaya yaradığı gerçeğinin kabul edilmesi gerekiyor.
- Bugünün ekonomisinde şirketler arasındaki rekabet en iyi çalışanı işe almakla bitmiyor. Çalışanların yeni yetkinlikler edinmesine katkı sağlamak ve onlara büyüme alanı açmak gerekiyor.
Son olarak çalışan deneyimini artırmak için ücretsiz Microsoft eğitimleri sunuyoruz. Microsoft Learn adresindeki çevrimiçi eğitimler hem dijital yetkinliklerini geliştirmek isteyenlerin hem de sektör profesyonellerin erişimine hazır bulunuyor. Makale formatındaki bu makaleleri İngilizce olduğu gibi Türkçe dilinde de okuyabiliyorsunuz.
LinkedIn, geçtiğimiz günlerde duyurduğu Skills for Jobs eğitim programı ile dünya genelinde iş arayışı içinde olan 10 milyon insana, dijital ekonomide en fazla çalışan açığının bulunduğu altı pozisyonda yetkinleşmeleri için ücretsiz çevrimiçi eğitim vermeye başlayacak. 350 farklı çevrimiçi dersin İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca ve Portekizce başta olmak üzere birçok dilde ücretsiz erişime açılacağı Skills for Jobs kapsamında 50 bin kişiye de LinkedIn eğitim bursu sağlanacak.
Endüstri 4.0’a geçiş yapan şirketler iş yerlerinde ne tür avantajlar elde edecek?
Pandemi süreci Microsoft Türkiye’nin iş ortakları ve müşterileriyle birlikte birçok başarı hikayesine imza attığı bir dönem oldu. Burada elbette sektörlere göre farklılık gösteren çok sayıda avantajdan söz edebiliriz ancak ilk üç sırada verinin merkezileşmesini, hem operasyonel bazda hem çalışan tarafında verimlilik/üretkenlik artışını ve maliyet avantajını sıralayabiliriz.
Burada biri üretimden diğeri perakendeden olmak üzere iki başarı hikayesi paylaşarak Microsoft’un sağladığı avantajları daha net bir şekilde anlatabiliriz diye düşünüyorum.
Binek otomobiller ve hafif ticari araçlar için koltuk tasarım ve üretiminin yanı sıra otomotiv endüstrisi için torpido, kapı paneli, entegre kılıf ve başlık tasarım ve üretimi de gerçekleştiren Martur Fompak, tasarım ve mühendislik ofislerinden üretim bantlarına uzanan operasyonlarında kesintisiz bir ekosistem için Microsoft ile güçlü bir stratejik iş ortaklığı kurarak Azure bulutunu kullanmaya başladı.
Burada şirketin çözüm geliştirmeye çalıştığı konu çok netti: Çok hızlı veri üreten ve bu veriden saniyelik kararlar veren bir yapı nasıl senkronize edilir? Kimi yerde üretim sürecini ya da robotu durdururken bir yandan müşteri portalıyla haberleşen bu yapı, tam da otomotiv endüstrisinin gerektirdiği çeviklikle hareket eden bir hıza sahip.
Şimdi Martur Fompak International böyle kapsamlı bir yapıyı buluta taşımanın rahatlığını yaşıyor. Maksimum üç dört saniye geriden canlı verilerini Azure’da ayağa kaldırmak üzere bu makinelere gönderen kurum, orada bir felaket kurtarma senaryosu da gerçekleştirerek neredeyse birebir canlı veriyi gönderebiliyor. Böylece bölgesel herhangi bir olumsuz senaryoya karşı, tüm makinelerin aktif olması ve tüm sistemlerin tekrar beslenmesi sağlanıyor.
Perakende sektöründe ise jean markası Colin’s’i örnek verebiliriz. Dynamics ERP, Dynamics CRM, Microsoft .NET Framework gibi çözümleri yazılımlarında kullanan Colin’s’in dijitalleşme yolculuğu Microsoft işbirliği ile Azure Kubernetes Service üzerindeki Kasa Uygulaması ile devam ediyor. Verilerden hızlı ve daha derin içgörüler kazanmak, uygulamaları merkezi olarak yönetip ölçeklendirerek bulutta güvenilir ve verimli bir şekilde çalışan modern bir uygulamaya sahip olmak ve kurumsal alandaki en iyi mimari uygulamaları keşfederek yol almak açısından pek çok kazanım getiren Kasa uygulaması, uygulama yönetiminin nasıl basitleştirileceğinin de canlı bir kanıtı.
Önceki uygulamalarında mağazaların birbiriyle veri alışverişi yapamaması, yeni fiyat tanımlamalarının tüm mağazalara eş zamanlı gidememesi, mağaza özelindeki veri tabanı sorunlarında ilgili mağazanın satış alamaz duruma gelmesi gibi problemler yaşanabiliyordu. Uygulamayı değiştirirken yeni regülasyonların gerekliliklerini karşılamak üzere entegre e-arşiv, e-irsaliye, anlık fatura bilgilendirmeleriyle desteklenmiş bir yapı üzerine çalışıldı.
Kasa Uygulaması satışların anlık olarak görüntülenebilmesiyle üst yönetime de anlık içgörüler sunuyor. Yeni uygulama ile mağazadaki satışlar anlık olarak raporlara yansıtılabiliyor. Mağazaların ciro verilerini toplayarak raporlanması sürecini de ortadan kaldıran uygulama sayesinde, yönetimin Microsoft Power BI ile performansı herhangi bir cihazdan anlık takip yapması mümkün hale geliyor.
Endüstri 4.0’ı iş yerlerine dahil ederken yöneticiler ve çalışanların ne tür yetkinlikler kazanması önem taşıyor? Bu konuda ne tür çalışmalar yürütüyorsunuz?
Endüstri 4.0, en basit tanımıyla ürünü, üretimi, çalışanı ve müşteriyi kapsayan tüm süreçlerin teknoloji ve veriyle daha etkin hale getirilmesi anlamına geliyor.
Microsoft Türkiye olarak Perakende Deneyim Merkezi ve MEXT Manufacturing Core gibi merkezlerimiz bünyesinde sunduğumuz eğitim, örnek senaryolar ve iş ortağı çözümlerimizle çalışanların ve yöneticilerin operasyonel süreçleri iyileştirecek en yeni ve en inovatif teknolojileri yerinde görüp deneyimlemelerini sağlıyoruz.
Endüstri 4.0’ın merkezinde veri yer alıyor. Çözümlerimiz şirketlerin farklı ortamlarında üretilen veriyi en kolay şekilde bir araya getirmelerini, tekilleştirmelerini, anlamlandırmalarını, yapay zeka ve makine öğrenmesi gibi teknolojiler ile karar vermeye yönelik içgörüler üretmelerini ve veriye dayalı karar vermeyi sağlayacak anlaşılır raporlar üretmelerini sağlıyor.
Kodlama bilgisi olmayan bir çalışanın dahi uygulama yazmasını, iş süreçlerini dijitalleştirmesini mümkün kılan Power Platform sayesinde IT’nin iş yükü azalıyor. Örneğin İK, kendi içinde geliştirdiği yazılımla izinleri ve hak edişleri kolaylıkla takip edebiliyor. Power Platform yenilikçi fikirlerin şirket içinde hızla çözüme dönüşmesine, kişilerin yapay zeka destekli yazılım geliştirme araçları sayesinde yeni beceriler kazanmasına ve kişilerin şirkete fayda sağlarken katkılarının artması nedeni ile motivasyonlarının da yükselmesine neden oluyor.