Metaverse, AR ve VR gerçeklik kavramları her geçen gün hayatımızda daha fazla yer ediyor ve gelecekte hem eğlence, hem de iş dünyasında rekabet avantajı sağlayacak bir kriter olarak karşımıza çıkıyor. Simülasyon, AR, VR ve Metaverse teknolojileri alanında yaklaşık 10 yıldır hizmet veren Türk teknoloji Şirketi DOF Robotics'in Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Mertcan ile Türkiye’nin bu teknolojiler kapsamında bulunduğu son noktayı, kendi yazılımlarını üretmelerinin arkasında yatan süreci ve teknoloji sektöründe merak edilenleri konuştuk.
İlk olarak şirketinizden bahsedebilir misiniz?
DOF ROBOTICS, yazılımını kendi geliştirerek Sanal gerçeklik (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR) kullanarak simülatörler üreten bir firma. DOF Robotics olarak biz eğlence parklarına, AVM’lere oyun simülatörleri ve çok boyutlu sinemalar üretiyor ve ürünlerini dünyanın dört bir yanındaki eğlence parklarına ihraç ediyoruz. Şu ana kadar dünyaca ünlü birçok marka ile de işbirliği yaptık. Marvel, Feld Entertainment bunlardan bazıları. Elbette işbirliklerimize Dof Robotics olarak devam ediyoruz.
Fakat özellikle şunu da belirtmek isterim; yalnızca eğlence alanında değil sağlık, lojistik gibi alanlarda da robot üretiyoruz. Bizi diğer markalardan ayıran en büyük özelik ise simülatör üreticileri arasında yazılımını kendisi geliştiren dünyadaki 10, Türkiye’de ise tek firma olmamız. Üretimimizi tamamen yerli imkanlarla yaparak Simülasyonlarda yer alan oyunlarımızın yazılımını kendi Ar-Ge servisimizde geliştiriyoruz.
Türkiye, eğlence sektöründeki simülatör ihracatında nasıl bir konumda yer alıyor?
Elbette Dünyada özellikle eğlence alanında özel simülasyonlar üreten bizim gibi şirketler var. Fakat Türkiye de kısa sürede eğlence endüstrisinin önde gelen ülkeleri arasına girmeyi başardı. Bu anlamda biz de başı çeken şirketlerden biriyiz. Dof Robotics olarak 80’den fazla ülkeye ihracat yapıyoruz.
AR ve VR teknolojilerinde Türkiye’nin geldiği son nokta nedir?
Gelişmiş AR ve VR teknolojileri insanlara normal hayatlarında deneyimlemeyecekleri heyecan ve eğlenceyi sunmak için özel olarak tasarlanıyor. İnsanlar yerden metrelerce yüksekteki engellerin üzerinden atlamanın heyecanını yaşarken gelecekteki bir savaş ortamını deneyimleyip ellerindeki silahla uzaylılar ile savaşabiliyorlar. Dahası tüm yönlere hareket edebilen, sürekli geliştirdiğimiz sanal gerçeklik teknolojimiz sayesinde gerçeğe en yakın sinemalarımızla bulunduğunuz yerden kalkmadan bir çölü, bir heyecan trenini ya da uçmayı deneyimlemelerini sağlayabiliyoruz. Türkiye de bu üretimler sayesinde dünyada iyi bir konumda.
Türkiye, Metaverse teknolojisinde küresel çapta yaşanan gelişmelere ne kadar uyum sağlandı?
Metaverse ülkemiz ve dünya için yeni bir kavram. Dünya buna yavaş yavaş uyum göstermeye başladı. Metaverse kavramı gelecek olarak nitelendiriliyor ve birçok dev şirketten de yatırım alıyor. Ülkemiz de bu gelişmelere dahil olmuş durumda ve yatırımlara da şimdiden başlandı. Somut olarak büyük bir adım henüz atılmasa da Türkiye’nin de uyum sürecinde olduğunu söyleyebiliriz.
Ürünlerinizin yüzde 95’ini ihraç ederek 80’den fazla ülke ile çalışıyorsunuz. Yurt dışında eğlence sektöründe simülasyon teknolojilerine talep bu kadar fazlayken Türkiye’de eğlence sektörü bu konuda nasıl bir noktada yer alıyor? Hâlâ kat edilecek yolumuz var mı?
Dof Robotics olarak amacımız AR ve VR teknolojilerini kullanarak heyecanı ve eğlenceyi ulaşılabilir kılmak. Ürünlerimiz gelişmiş AR ve VR teknolojilerini kullanarak, insanlara normal hayatlarında deneyimleyemeyecekleri heyecan ve eğlenceyi sunmak için özel olarak tasarlanıyor. Ülkemizde de üretim konusunda güzel gelişmeler yaşanıyor. Hâlâ kat edilecek yolumuz olsa da yapılan Ar-Ge çalışmaları sayesinde Türkiye de bu sektörde varlığını gösterecektir.
İnovasyon alanında birçok uluslararası ödül kazandınız. Yeniliklere açık olmak ve inovasyon yönünüzü devamlı sürdürebilmek için şirket içinde ne tür bir kültür edindiniz?
Ailemizde genç ve yaratıcı arkadaşlar ile çalışıyoruz. Bütün departmanlarımız sürekli iletişim halinde. Herkesin sahip olduğu fikirlere önem veriyor, bu fikirler üzerinden tartışıyoruz. Bu sayede inovasyon çalışmalarımızı sağlıklı ve keyifli bir şekilde ilerletiyoruz.
Ürünlerinin tamamını kendi imkanlarıyla üreten bir şirket olarak kurum içindeki süreçler nasıl yürütülüyor? Kurum kültürünüzü nasıl tanımlarsınız?
Bizler işimize öncelikle yüzde yüz yerli tasarım ve yazılım ile başladık. Daha sonrasında makinelerimizi üretmeye başladık. Günümüz dünyasında yazılım ve tasarım en büyük öncelik. Makineleri bir araya getirecek parçaları ikincil kaynaklardan temin edebilirsiniz ancak özgün yazılım sahibi olmadığınızda ürünlerinizi farklı kılacak, ileri götürecek tasarım farklarını ortaya koyamazsınız. Yazılımın bir başkasına ait olduğunda markanız tam anlamıyla “bağımsız” olamaz.
Kurulduğumuz günden bugüne, en önem verdiğimiz ve dikkat ettiğimiz şey kendi öz kaynaklarına ve yeteneklerine yaslanan, yerli imkanlarla üretim yapan bir firma olmak. Bu, DOF Robotics olarak benimsediğimiz en öncelikli kural. Simülatör ve oyunlarda kullanılan yazılımları kendimiz geliştiriyoruz. İstanbul İhtisas Serbest Bölgesi’nde yer alan üretim tesisimizde yazılım geliştirme merkezi ve ürün tasarımları için Ar-Ge kısmı bulunuyor. Bu anlamda bir ekosistem oluşturduk. Yerlilik meselesi şirket olarak oldukça önemsediğimiz bir konu.
DOF Robotics’in dünya ve Türkiye ölçeğindeki gelecek planları nelerdir?
Günümüze baktığımızda teknolojinin varabileceği noktayı hesaplarken bile zorlanıyoruz. Robotik teknolojilerindeki gelişme de diğer her alanda olduğu gibi bu şekilde devam edecek. Mesela VR gözlükleri beş sene sonra lens halini alabilir. Belki de ilerleyen süreçte buna bile gerek kalmayabilir. Örneğin, “Dijital Park: Mission Space” isimli bir konseptimizde insanları sadece bir odaya sokuyor ve onlara uzayda bir deneyim yaşatıyoruz. Biz, “Reality” dediğimiz kavramı bu konsept içerisinde kullanıyoruz. Elon Musk’ın firması da kişi başına 150 bin dolar gibi bir bedel ile uzaya insan götürmeyi hedefliyor. Biz ise uzay deneyimini şimdiden insanlarla buluşturmuş durumdayız. Ortaya koyduğumuz bu ürün sayesinde insanlara uzaya seyahat etme hissini gerçek bir deneyim gibi yaşatabilirsiniz. Bana göre bizim için, şu anda olduğu gibi her şey yolunda gidecek. Gelecekle alakalı bilmediğimiz o kadar çok şey var ki… Biz sadece gözlerimizi kapatıp, o teknolojinin içerisinde olabilecek işlere kafamızı yorup nelere katma değer sağlayabileceğimize nelere destek verebileceğimize odaklandık.