İnsanlar, güven ve etkinlik eksikliği hissettiğinde dedikoduya başvurur. Resmi kanallara güvenmediğimizde dedikoduya başvururuz; böylece kuşku duyulan liderlerden değil, güvenilir arkadaşlardan biri haline geliriz. Daha doğrudan biçimde bir duyarlılık oluşturmayacağımızı düşündüğümüzde dedikodulara katkıda bulunuruz; böylece karşı duranlarla mücadele etmektense, komşuların yanında yer alırız. Dedikodu bir sorunun değil; güvensizlik ve verimsizliğin bir belirtisidir. Dedikoduyu engellemek için şunları yapabilirsiniz:
Zemin hazırlamayın. Dedikoduyu durdurmanın en iyi yolu ona zemin hazırlamamaktır. Diğer kişiler pasif kaldığı ve sadece dinlediği zaman dedikoducular ödüllendirilmiş olur. Durdurmak için onu açık alana çekin.
Alternatiflere güven oluşturun. Şirketlerdeki liderler dedikoduya olan talebi azaltarak da dedikodu arzını düşürebilirler. Sorunları dile getirme seçeneklerinin sayısını artırabilirler. Herkesin fikrini söylediği toplantı buna bir örnektir. Şirketler ayrıca, samimiyet ve açıklık sağlamak için dahili bir sosyal ağ platformu da kurabilirler.
Beceriler geliştirin. Dedikodu öğrenilmiş bir yetersizliktir; yani kötü sonuçlara neden olan ve sonradan edinilen bir beceridir. Bunu aşmanın yolu bu becerinin yerine yenisini koymaktır. Şirketler, çalışanlara derdini daha ilk günden titizlikle yapılan oryantasyon toplantılarında anlatabilir.
Joseph Grenny’nin “Ekibinizde Dedikoduya İmkan Vermeyin” isimli yazısından uyarlanmıştır.