ElIot Robbens oturma odasının camından dışarıya bakıyordu. Hava henüz aydınlanmamıştı fakat güzel bir Nisan günü olacağını hissediyordu. Bir gökyüzünde yavaş yavaş kaybolan yıldızlara, bir Manhattan’ın cadde ışıklarının oluşturduğu ekose desenli şehre dalgınlıkla baktı. Tam da kendini şımartmak ve biraz eğlenmek için güzel bir andı. Eliot bunu düşünerek içi kıpır kıpır bir şekilde hazırlandı ve ofisinin yolunu tuttu
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et