Tedarik zinciri riskini yönetmede kullanılan geleneksel yöntemler, şirketin operasyonlarına maddi zarar verebilecek her potansiyel olayın gerçekleşme ihtimalini ve etkisinin kuvvetini bilmek üzerine kuruludur. Zayıf tedarikçi performansı, tahmin hataları, taşıma krizleri gibi tedarike yönelik alışılagelmiş yıkımlar söz konusu olduğunda, risk düzeyini geçmişe yönelik verileri kullanarak ölçen bu yöntemler sorunsuz işliyor. Ama 2005’teki Katrina Kasırgası ve 2003’teki SARS virüsü salgını gibi...
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et