Değişimi Anlamak ve Yönetmek

Temmuz 2021

Daha fazla içerik için

Merhaba,

Pandemi döneminde birçok sunum izlediniz, birçok konferansa dahil oldunuz. Pandemi dönemine dair stratejiden teknolojiye, insan kaynaklarından tedarik zincirine birçok konuda içgörüler ve deneyimler dinlediniz. Tüm bunlar içerisinde eminim ki bir kelime her etkinlikte, her konuşmada karşınıza çıktı: “adaptasyon.” Adapte olabilme yeteneğiyle böylesi dönemleri en az zararla atlatmak mümkün. Ancak adaptasyon tek başına yeterli değil. Zira salt adaptasyon sizi ayakta tutar, hayatta kalmanıza imkan verir. Ama gelişme kaydetmek için ilerlemeyi de sürdürmelisiniz. Yani adapte olduğunuz bağlamda değişimi de anlamak ve yönetmek durumundasınız.

Bu argüman bizi bir diğer önemli kavram olan değişime getiriyor. Herkes değişimi savunur ve ister.  (Hemen hemen herkes diyelim.) Ancak değişimi başarabilenlerin oranı çok da yüksek değildir. Genel kanıya göre değişime, dönüşüme dair projelerin en fazla dörtte biri başarılı addedilebilir. Geri kalanı ya yetersiz ya da başarısızdır. Bunun esas nedeni de değişim kapasitesini anlamaya yönelik yeteneğimizin zayıf olması, bu konuda yeterince araç ve sistem oluşmamasıdır. Bu sayımızdaki kapak konumuz tam da bu noktaya parmak basıyor ve şirketlerin değişime dair kapasitelerini belirleme noktasında dokuz bileşeni dikkate alan bir yaklaşım ortaya koyuyor. Gerçekten de son derece etkili bir model.

Bu sayımızda çok güçlü bir Spotlight ortaya koyduk. Yapay zeka ile pazarlamanın birleştiği noktada yeni nesil pazarlama yaklaşımının temellerini bu makale setimizde bulacaksınız. Yapay zeka temelli bir pazarlama stratejisi tasarlama, yapay zeka uygulamalarından beklentilerinizi gerçekçi oluşturmaya yönelik yaklaşım ve teknoloji yatırımlarını doğru yapma noktasında konumlanan üç makale gerçekten de son dönemde bu konuda bir araya getirilmiş en iyi üç perspektif.

Çevik çalışıma mantalitesi ve bunun etrafında şekillenen organizasyonel modeller çok revaçtayken bu konuya detaylı bir bakış ortaya koyan makalemizin çok zamanlı olduğuna inanıyoruz. Ayrıca stratejilerin neden genelde beklenen sonuçları veremediğini ve bütüne odaklanılması gerektiğini irdeleyen makalemiz de strateji noktasında önemli bir konuyu masaya yatırıyor. Değerli hocamız Acar Baltaş’ın iş hayatında post-Covid sendromunu ele aldığı çalışma ise gerçekten son derece zengin bir bakış açısı sunuyor. Ortaya koyduğu ezber bozan iş modeli ile yepyeni bir alan oluşturan Netflix’in orijinal içeriklerden sorumlu yöneticisi Pelin Diştaş’ın Netflix’in stratejisine ve içerik sürecine dair verdiği detaylar, bir iş modelinin değer oluşturma noktasındaki kurgusunu gözler önüne seriyor.

Bir yandan yaz rehavetinin bir yandan da pandeminin yavaşlamasının getirdiği bir “dinginlik” döneminde geleceğe dair kurguyu bir kez daha düşünmenizi sağlayacak, kendinizi ve organizasyonunuzu sorgulamanıza, yarınları hayal etmenize yardımcı olacak bir içerik karmasını sizlerle buluşturmayı hayal ettik. Keyifle okumanız dileklerimizle.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş