Çalışanların desteğini artıran ve onlarla etkileşimlerini zenginleştiren şirketler yetenekleri çekebilir, çalışanları elde tutma oranlarını geliştirebilir, inovasyonlara imza atabilir ve müşteri memnuniyetini artırabilirler. Ancak çalışan deneyimini en çok fayda sağlayacak biçimde yönetmek liderlerin, çalışanlarının ne gördüğünü ne hissettiğini ve ne istediğini bilmelerini ve bunlara makul yanıtlar vermelerini gerektirir. Zorlu bir işgücü piyasasının yönlendirdiği şirket liderleri son zamanlarda anketler, geniş katılımlı toplantılar, mülakatlar, odak grupları, iletişim panolarından toplanan veriler ve benzeri yöntemler kullanarak çalışan geribildirimi elde etmeye muazzam kaynak ve enerji harcamaya başladılar. Birçok liderin sorunu, çalışanlarına düşüncelerini sorduklarında aldıkları yanıtlarla ne yapacaklarını bilmemeleri ve bu girdileri anlamlı içgörü ve somut eylemlere dönüştürmekte zorlanmaları. Bilgi toplama ve tutarlı eyleme geçme arasında oluşan bu uçurum, zaman içinde çalışan geribildirimlerinin değerini düşürebilir. Bu durum süregeldiği takdirde çalışanlar geribildirimde bulunmaktan tümüyle vazgeçebilirler.
X
Üye Girişi
Üye Ol