Öğrenilmiş Güçlülük ile Başarıyı Yakalamak

9 Ağustos 2016, Salı

Öğrenilmiş çaresizlik kavramını duymadım demeyin. Adından da anlaşılacağı üzere, ne yaparsanız yapın sonucu değiştiremeyeceğinize dair bir inançsızlık yaşıyorsanız, bilin ki bu girdabın içindesiniz. Önünüzdeki engeller kalksa dahi, o kabullendiğiniz ve öğrendiğiniz durumla birlikte zincirlerinizi kırmanız zorlaşır, zaten kırmaya da yeltenmezsiniz. Çaresizliği öğrenebiliyorsanız, güçlülüğü de öğrenebilir misiniz? Şüphesiz cevap ‘’evet’’. Yaşadığımız koşullar değerlendirildiğinde strese maruz kalmamak, stresin yaratacağı etkileri göğüslemek kolay değilken, bu şartlarla birlikte öğrenilmiş güçlülük düzeyinizi geliştirmeye çalışmak, bir başa çıkma stratejisi olarak size yeni bir kapı açabilir.

Rosenbaum (1980)’un yapmış olduğu tanımlamaya göre öğrenilmiş güçlülük: ''Stresli ve güç durumlarda yaşanılan etkiyi azaltmak yönünde, bireyin duygularını ve bilişlerini düzenleyebilmesini sağlayan beceriler ve bu becerilerinden oluşan dağarcık'' olarak ifade edilmiş. Bu açıdan bakıldığında güçlülüğün, kişiyi motive eden bir güç gibi görülmekten ziyade bilişsel yeteneklerle hayat bulduğunu söylemek yanlış olmaz. Ayrıca bu yeteneklerin, olayları kontrol etmekten öte, olayların kişi üzerindeki etkilerini azaltma yönünde kişiye üstünlük sağladığını da vurgulamamız gerekir.

Güçlü olmayı öğrendiğimizde aslında ne elde etmiş oluruz?

  • Stresli durumlarda, diğer kişilere göre daha iyi performans gösterebilme
  • Problem çözme yeteneği geliştirebilme
  • Karşılaştığı durumlara olumlu bir bakış açısıyla karşılık verebilme
  • Duygu ve düşüncelerini kontrol altında tutabilme, otokontrolünü geliştirebilme
  • Daha özgüvenli hareket edebilme

Bu dağarcığın oluşması ve yeteneğin geliştirilmesi için yapılacakların çocukluktan itibaren başladığını biliyoruz. Çeşitli yollarla insanlarla kurduğumuz etkileşimler, yaşam boyu gözlemlediğimiz ve incelediğimiz rol modeller, bilgi edinimi, anlam üretebilme ve eğitim yöntemleri ile bireyin katılımını gerektiren çeşitli metotlarla, güçlülük düzeyinizi belirleyebilir ve geliştirebilirsiniz.

Bu konuda hem Türkiye’de hem de dünyada yapılan çalışmaların pek çoğu çocuklar ve öğrenciler üzerine iken, kavram daha ziyade akademik başarı, stres, oto-kontrol, alkol ve sigara kullanımı, sağlık problemleri, tükenmişlik sendromu, yaşam kalitesi, psikolojik esenlik, aile içi ilişkiler, depresyon ve doyum ile ilişkilendirilmiş. İş hayatında bu kavramı nasıl ele alacağımız ve güçlülüğe nasıl ağırlık vereceğimiz konusu ise bu konuda araştırma yapacak olan kişilerin katkıları ile şekillenecek.

Bu açıklamalardan sonra şu soruları kendi kendinize sormanızda fayda var:

  • Başarsızlık yaşadınız, bu başıma gelen en büyük felaket mi dersiniz, bütün ihtimalleri göz önünde bulundurarak çözüm mü bulmaya çalışırsınız?
  • Geçmişte yapmış olduğunuz hataları ne sıklıkta düşünür ve bu hatalardan dolayı pişmanlık yaşarsınız?
  • İşinizi yaparken sizi zorlayan şartlar, kişiler, koşullar varsa o işe daha fazla mı asılırsınız, pes mi edersiniz?
  • Karşınızdakine çok öfkelendiniz, mesela çalışma arkadaşınıza, yöneticinize, öfkenizi dışa yansıtıp bağırır çağırır mısınız, yoksa sakin olmaya çalışıp önce düşünme yolunu mu tercih edersiniz?
  • O kadar çok işiniz var ki bir türlü içinden çıkamıyorsunuz, önce plan yapma yoluna mı gidersiniz, yoksa biraz bu işten biraz şu işten yapayım diyerek hızlı mı hareket edersiniz?
  • Zihninizde sizi rahatsız eden sayısız sıkıcı düşünce varken, bu düşünceler arasından sıyrılıp daha olumlu düşünme yoluna gider misiniz?
  • Güç durumlarla karşı karşıya kaldığınızda başka insanlardan yardım ister misiniz? • Dikkatiniz dağıldığında ne yaparsınız?
  • Hoşunuza gitmeyen bir iş yaparken, bu işi tamamladığınız taktirde elde edeceğiniz olumlu sonuçları düşünür müsünüz?
  • Kendinizi iyi hissetmediğinizde neşeli görünmeye çabalar mısınız?

Güçlü olmak zor iken, güçlülüğü davranışlarımızla kalıcı hale getirmek daha zor, çaresiz kalmayı seçmeniz ise oldukça kolay.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş