Teknoloji dünyasında yenilikçi fikirleri öne çıkmak ve rakiplerinize fark atmanın yolu çevik yaklaşımı benimsemekten geçiyor. Çevik kültür, sınırların dışında düşünebilmeyi ve otonomiyi artırması gibi inovasyona doğrudan etki eden bir çalışma ortamı oluşturur. Peki günümüzde şirketlerin inovasyon yetkinliği kazanma ve hayata geçirme konusunda istedikleri noktaya gelebilmesi için bu yolculukta hangi alanlara odaklanmalı, hangi tuzaklardan kaçınmalı? İşte bu sorulardan yola çıkarak yepyeni bir sayı hazırladık size.
HBR Türkiye ve ACM olarak bu sayımızda iş birliği ve inovasyonun bileşenlerini inceliyor ve tam 150 yıllık bir şirketin çalışanlarını nasıl inovasyona teşvik ettiğine şahit oluyoruz. Ayrıca yenilikçi fikirleri hayata geçirecek oyun alanını yaratmak için “dijital ikiz” teknolojisini, çevik yaklaşımın ‘deneysellik’ olgusu üzerinden ele alıyor, organizasyonlardaki kâr maksimizasyonu odaklı sistemlerin çevik çalışma yöntemleriyle nasıl amaç odaklı sistemlere dönüşebileceğini tartışıyoruz.
Organizasyonların çığır açan operasyonel süreçler ya da büyük başarı getiren iş modelleri geliştirememesinin önündeki tuzakları keşfediyor, inovasyon kararlarını hızla ve etkili olacak biçimde alması için önemli ipuçları sunuyoruz. Bunun yanı sıra, sürdürülebilir başarının önündeki engellerden biri olan iş modeli uyumsuzluklarını bertaraf edecek bir inovasyon yaklaşımını mercek altına alıyoruz.
Bu sayfalarda yalnızca makaleleri değil, ACM’nin Agile Liderlik Modeli araştırmasına katılan çevik organizasyonların değerli gelişim yolculuklarını ve bakış açılarını da bulacaksınız. Hepimizin değer yaratmaya çalıştığı bir dönemde, bu deneyim paylaşımı son derece güçlü bir kaynak ortaya çıkardı.
Keyifle okumanız dileğiyle…
