Herkes kendini işteyken tedirgin, şüpheli ya da korkmuş hissedebilir ve aslında kendilerini geliştirmelerine yardımcı olabilecek bu hisleri görmezden gelirler ya da minimuma indirmeye çalışırlar. Etkili liderler duygularına kapılıp gitmezler ancak duygularını bastırmaya da çalışmazlar. Bunun yerine “duygusal becerilerini” geliştirirler. Bu kavram hislere bilinçli bir biçimde yaklaşma ve onlardan bir şeyler kazanabilme becerisini ifade eder. Aşağıdaki tüyolar sizin de aynısını yapmanızı sağlayabilir:

• Yapınızı belirleyin. Hangi durumlarda düşünce yapınız sabit, değişmez bir hale gelip, takılmış plak gibi kendini tekrarlıyor? Bu durum bir düşünceye ya da duyguya bağlanıp kaldığınızın bir göstergesidir.
• Düşüncelerinizi ve duygularınızı etiketleyin. Böylece onları oldukları gibi, yani size yardımcı olabilecek ya da olamayacak geçici veri kaynakları olarak görebilirsiniz. Duygularınıza “tepeden bakmak” onları basitleştirir. “Hata iş arkadaşımda, beni çok sinirlendiriyor” düşüncesi “İş arkadaşımın hatalı olduğunu düşünüyorum ve kendimi öfkeli hissediyorum” halini alır.
• Duygularınıza karşı açık olun, onları kabul edin. Önemli bir şeyin tehlikede olduğu sinyalini veriyor olabilirler. Duygularınız size hareket geçme şansı verir.

Susan David ve Christina Congleton’un “Emotional Agility” adlı yazısından uyarlandı.