Kapasiteniz sınırlı. Ne yaparsanız yapın, bir gün içerisinde yapabileceğiniz şeylerin maksimumu bellidir. Bunu kabul etmeniz gerekiyor. Hayatın bir ritmi var. Kalbimizin atışı, nefes alıp vermek, hatta beynimizin bile yüksek ve düşük dalga boylarında elektrikle çalışması hep bunun göstergesi. Robot değiliz, değişmeyen sabit bir makina değiliz; tam tersi harmoni ve ritimle çalışan bir makinayız. Eğer odak kaybından, sabah işe gittiğinizde mailler arasında kaybolup sonra tüm gün iş yapmamış gibi günü bitirip ama bir de üstüne yorgun olmaktan şikayetçiyseniz, şunlara dikkat edin:
- Evden kahvaltı yapmadan çıkmayın. Sabah kahvaltısı hem kalktıktan sonra hemen işe koşturmak yerine kafanızı toplamak, hem güne enerjiyle başlamak, hem de eğer bir aile içerisinde yaşıyorsanız pozitif enerji almak adına önemli.
- Her sabah iş listenizi yenileyin. Güne başlarken, o gün neleri başarmak istediğiniz kafanızda net olarak ye almalı. Gün bittiğinde neler bitmiş olacak? Hangi işler kontrol edilmiş, hangi işler devredilmiş olacak? Neleri teslim etmiş olmalıyım?
- Önemli işler önce, angarya sonra. Herkes güne e-postalarını okuyarak başlar varsayımı yanlış! Eğer işiniz bu değilse, e-postalar sonra! Enerjinizin en yüksek olduğu, algınızın en açık olduğu ve tüm vücudun çalışmaya hazır olduğu bu saatlerde en iyi işlerinizi çıkartmalısınız.
Alemşah Öztürk’ün “Daha Fazlasını Yapacak Enerjiyi Bulmak” adlı yazısından uyarlandı.
Ayrıca Sarah Green’in “Dahilerin Günlük Rutinleri” isimli makalesi de ilginizi çekebilir.