SPONSORLU İÇERİK - ROCHE

Tanıda Dijitalleşme Sağlık Ekosistemini Geleceğe Taşıyor

28 Ekim 2022, Cuma

Sağlık hizmetleri alanında tanı ve tedavide yeniliklerin geçmişe kıyasla çok daha hızlı bir şekilde geliştirilip hayata geçtiği önemli bir dönemdeyiz. Hastalıklarla mücadelede sağlık hizmetlerine erişilebilirliğin, hızlı ve doğru tanının önemi artarken tanı çözümlerinde geleceğe yön verecek gelişmelerin izini sürme gerekliliği doğuyor. Var olan ihtiyaçların yanında, gelecekte ortaya çıkabilecek ihtiyaçları da öngörmek ve buna göre adımlar atmak bu alanda oldukça önemli. Dijitalleşme ve inovasyon da bize bu adımları güçlü bir şekilde atabilme fırsatı sunuyor.

125 yılı aşkın tarihinin bir yansıması olarak, sağlık hizmetlerine 360 derece bakış açısıyla yaklaşan Roche, tanı ve tedavi çözümleri sunan bir sağlık şirketi olmanın yanı sıra, hastaların yaşamlarını iyileştirmeyi amaç edinmiş bir bilimsel veri ve teknoloji şirketi olarak konumlanıyor. Bu kapsamda dünyada ve Türkiye’de tanıdan tedaviye hasta yolculuğunun her adımında çözümler sunuyor. Hastalıklara daha hızlı ve doğru şekilde tanı konmasını sağlayan yenilikçi diagnostik çözümleriyle sağlık ekosistemine daha fazla fayda sağlamayı hedeflediklerini belirten Roche Diagnostik Türkiye Sağlık Çözümleri Geliştirme Direktörü Doğutan Ülgen, günümüzde dijitalleşmenin tanı alanında önemli bir değer yarattığını vurguluyor.

Hastalıklarla mücadele erken ve doğru tanı ile başlıyor

Küresel olarak hastalıklarla mücadelede köklü değişimlerin yaşandığı bir dönemdeyiz. Verilere baktığımızda artan talebe bağlı olarak sağlık alanındaki maliyetlerin yükseldiğini ve kaynakların üzerine yük bindiğini görüyoruz. 21. yüzyılın sonunda dünya nüfusunun 10,9 milyara ulaşması beklenirken; uzayan insan ömrü ile nüfusun yüzde 16’sı 2050 yılında en az 65 yaşına gelecek. Bir yandan da kronik hastalıkların görülme sıklığı artıyor ve kanser vakalarının 2018 ile 2040 yılları arasında yüzde 60'tan fazla artacağı öngörülüyor. Bu veriler ışığında tanı alanında bilim ve teknolojinin gücü ile yenilikçi çözümlerin hayata geçirilmesi ve daha etkin hale gelmesinin önem arz ettiğini görüyoruz. Çünkü bulaşıcı hastalıklar, kanser ve diğer tüm hastalıklara çözüm arayışı, tanı süreçleri ile başlıyor.

Tanı alanında önemli faydaları bulunan “In-Vitro Diagnostik” (Vücut dışı tanı), bir doktorun hastalığa tanı koyabilmesi ve hastalıkla ilgili değerlendirmeleri yapabilmesi için ihtiyaç duyduğu kan ve idrar testleri, doku analizleri gibi laboratuvar çalışmalarının tamamını kapsıyor. Vücut dışı tanı yöntemleri sağlık harcamalarının yalnızca yüzde 2’sini oluşturmakla birlikte klinik kararların yüzde 70’ine rehberlik ediyor. In-Vitro Diagnostik alanında küresel pazarın bileşik yıllık büyüme hızının ise 2030’a kadar yüzde 5,9’a ulaşacağı tahmin ediliyor.

Bunun yanında, ABD’de yapılan bir çalışma, 1989 ile 2018 yılları arasında bu ülkede tanı alanında yaşanan gelişmeler sayesinde meme kanseri nedeniyle yaşamını yitiren kadınların sayısının yüzde 41 oranında azaldığını gösteriyor. Bu anlamda, tanı ve tedavi arasındaki bağ ne kadar güçlü olursa sağlık hizmetleri de o kadar başarılı sonuçlar üretebiliyor.

Dijitalleşme ve inovasyon tanıya değer katıyor

Birçok alanda ve sektörde olduğu gibi sağlık hizmetlerinin de geleceğini dijitalleşme şekillendiriyor. Bunun en temel sebeplerinden biri dijital teknolojilerin hastalık yolculuğunun tüm aşamalarında elde edilen verileri yorumlama yeteneğimizi geliştirmesi ve bunları yalnızca hastalıklarla mücadelede değil, aynı zamanda onları önlemede de kullanılabilecek değerli içgörülere dönüştürmemize olanak tanıması.

Veri, teknoloji ve ileri seviye analitik çözümlerin kombinasyonu ile hasta bakımını iyileştirecek içgörüler, hastalığın daha derinden anlaşılmasını, kanıt odaklı klinik kararların verilmesini ve kişiye özel tanı ve tedavi çözümlerinin sunulmasını sağlıyor.

İleri teknolojiye dayalı tanı çözümleriyle birlikte daha hızlı bir şekilde sonuç alınması mümkün hale geliyor. Bu noktada sunulan laboratuvar ve otomasyon çözümleri, hastalardan alınan numunelerin daha hızlı ve doğru bir şekilde taranmasını sağlarken aynı zamanda daha iyi hasta sonuçları elde edilmesine de yardımcı oluyor. Yani, hastaların yaşamları iyileştirilirken sağlık profesyonellerinin de zamanlarını daha verimli kullanabilmeleri ve katma değeri yüksek çalışmalara daha fazla vakit ayırabilmeleri sağlanıyor.

Dijitalleşmenin sağlık profesyonellerinin klinik kararlarını kolaylaştırma noktasında da önemi artıyor. Çünkü artık tıbbi bilgi birikimi her 73 günde bir ikiye katlanıyor. Klinik karar verme sürecinde, sağlık profesyonellerinin bu muazzam hızda artan bilgi yığınıyla başa çıkması mümkün değil. Bu tür durumlarda, örneğin patoloji alanında, yapay zeka kullanımı tanıya katkı sağlayarak doğru tedavi kararının verilmesine yardımcı olabiliyor.

Bu anlamda dijitalleşme ile güçlenen tanı çözümleri, hastalıkların tedavisi, önlenmesi ve izlenmesi için yeni yollar yaratıyor. Sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliği ve insanların daha uzun ve daha sağlıklı yaşamalarına yardımcı olunması noktasında dijital dönüşüm kritik bir rol oynuyor.

Farklı hastalık alanlarında sunulan tanı çözümleri ile hasta yolculuğu iyileştiriliyor

Dijitalleşmenin tanı alanındaki önemine dair önemli bir örnek olarak hasta verilerinin boylamsal olarak değerlendirilmesi gösterilebilir. Bu uygulama ile farklı hastaların farklı tedavilere nasıl yanıt verdiğinin tahmin edilmesi mümkün hale geliyor. Hastaların yolculukları boyunca oluşturdukları binlerce veri, yalnızca sağlıklarındaki değişimlerin tespit edilmesine yardımcı olmakla kalmıyor aynı zamanda kurumlar ve coğrafyalar arasında benzer hasta gruplarının izlenmesine de olanak tanıyor.

Bunun yanında, kardiyoloji alanında geliştirilen tanı çözümleri, hastalığa en hızlı ve en doğru şekilde tanı konulmasına yardımcı olurken aynı zamanda hastalık yönetimine de katkı sağlıyor. Göğüs ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuran hastalarda, kalp krizinin ayırıcı tanısı gerektiği durumlarda, bir saat içinde kalp krizi tanısı koymak üzere uluslararası kılavuzlar tarafından onaylı yüksek duyarlıklı testler ile hekimler daha hızlı tedavi kararları verebiliyor. Bu sayede kalp krizi riskine karşı erken tanı ile doğru tedaviye yönlendirme yapılabiliyor ve hayatlar kurtarılabiliyor.

Araştırmalara göre 2040 yılında hem dünya hem de Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında kalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada yer alan kanser vakalarında yüzde 60’ın üzerinde artış yaşanacak. En sık görülen kanser türlerinden biri olan akciğer kanserinde tanı süreci çoğunlukla hastada semptomların görülmesi ile başlıyor ve bu durum hastalığın daha ileri bir evrede tespit edilmesine yol açabiliyor. ABD'de ortaya konan veriler, geç evrede tanı konulan akciğer kanseri hastalarının, hastalığın akciğerlerin ötesine yayılmadığı durumdaki hastaların yüzde 56'sına kıyasla, tanıdan sonraki beş yıl içinde yaşama şanslarının yalnızca yüzde 5 olduğunu gösteriyor. Bu veri, hastalıklarla mücadelede erken tanının önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

Gücünü dijital dönüşümden alan, odağına hastayı koyan bir yaklaşım: Değer Bazlı Sağlık Modeli

Hasta yolculuğunu merkeze alan uygulamalar hayata geçirmek, tanı ve tedavinin ötesine geçmek anlamına geliyor. Bu noktada öne çıkan bir yaklaşım olan Değer Bazlı Sağlık Modeli, merkezine hastayı alan bir yapıdan oluşuyor. Hasta yolculuğunun tanıdan tedaviye tüm aşamalarına temas eden bu modelde hastanın tedavisinde elde edilmek istenen sonuçlar ve maliyetlerin belirlenerek ölçülmesi söz konusu oluyor. Model çerçevesinde, sağlık hizmetlerine yönelik harcamaların daha iyi yönetilmesi ve toplum sağlığının iyileştirilmesine katkı sağlanırken aynı zamanda sağlık hizmetleri sağlayıcılarına da tedavi seçimlerini yönlendirmede daha iyi veriler sağlanması mümkün oluyor.

Tüm bunlara ek olarak, Değer Bazlı Sağlık Modeli, sağlanan hizmetlerin daha fazla hasta odaklı olmasını ve sonuç olarak hasta memnuniyeti ve verimliliğin artmasını sağlayabiliyor. Sağlık alanında inovasyona ve dijitalleşmeye yapılan yatırımlar bütün bunları mümkün kılıyor. Roche Diagnostik Türkiye olarak, Değer Bazlı Sağlık alanında ülkemizde de önem arz eden branşlar arasında yer alan kardiyoloji ve onkoloji alanlarında örnek pilot uygulamalarımız bulunuyor. Bu çalışmalardan elde ettiğimiz sonuçlarla uzun vadede bu alandaki örnekleri Türkiye’de yaygınlaştırmayı hedefliyoruz.

Roche olarak tanının değeri ve hem hasta yolculuğundaki hem de ekosistemdeki yeri ile ilgili ele alınabilecek çok fazla konu olduğuna inanıyoruz. Gelişen teknoloji ve dijitalleşmeyle birlikte bizi çok önemli gelişmeler bekliyor. Bu çerçevede Roche olarak yaşamları iyileştirme misyonumuzla tanı çözümlerinin geleceğini inşa etmeye devam ediyoruz.

Tanı ve tedavi çözümlerimizle ilgili detaylı bilgi için Roche.com.tr ve Roche Türkiye sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz.

Bu yazının konusu: TEKNOLOJİ
Önerilen Konular:
Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş