The Era of Living Services etkinliğinin en hararetli geçen bölümü şüphesiz ki workshop’tu. Fjord’un alamet-i farikalarından biri olan, normal şartlarda 1-2 gün boyunca devam eden, Rumble Session olarak adlandırılan fikir geliştirme uygulamasının bir benzeri gerçekleştirildi. Fjord ekibinin katılımcılardan talebi oldukça ilginçti: Herkes 25 yaşındaymış ve bir start-up kuruyormuş gibi hissetsin. Öyle bir fikir ve bunun sonucunda iş modeli ortaya çıksın ki bu strateji Harvard Business Review’a kapak olsun! Dört farklı ekip; renkli kalemler, Post-it’ler, kağıtlar, flipchart’lar ve bolca fikirler eşliğinde çalışmaya gömüldü.
Fjord’un uzmanları nasıl bir süreç izleneceği konusunda detaylı bilgiler verdi.
Talepleri oldukça ilginçti. Harvard Business Review’un kapağına çıkacak bir yaklaşım ortaya koymak!
Creative Matrix şablonunu kullanan ekipler fikir havuzu oluşturmak için hummalı bir çalışmaya koyuldu.
Farklı uzmanlıklar yaratıcı ve değişik fikirlerin ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Fikirler Post-it’lere yazıldı, gruplandı ve içlerinden en iyisi seçildi.
Elbette ki seçim kolay olmadı.
Ekipler seçtikleri fikri iş modeline dönüştürdüler. Şirket adından değer teklifine ana parametreleri ortaya koydular.
Ve hatta HBR’ın kapağını bile tasarladılar!
Salondaki herkes fikirleri oyladı. Hepsi büyük ilgi gördü. Oylar neredeyse eşitti.
VE KAZANAN... Dört ekibin fikirleri genelde tüketicinin duygusal özelliklerini anlama ve bunun üzerine model kurmaya dayanıyordu. birinci olan ekip, (Mine Erdinç, Recep Taş, Cenk Sezgin, Serdar Turan) Roohy adını platformla giyilebilir cihazlar başta olmak üzere olası her kaynaktan bireylerin ruh hallerine yönelik veri toplamayı ve bu veriler ışığında oluşacak profiller ve hizmetler yaratmayı öneriyordu. Bu önerileri bayağı ilgi çekmiş olacak ki Harvard Business Review’un kapağında yerlerini aldılar! Tebrikler Roohy!