Sertrans Logistics Yönetim Kurulu Başkanı Nilgün Keleş ile kadın istihdamını arttırmaya yönelik çalışmaları, yapay zekâ ve dijitalleşme odaklı teknolojik yenilikler, sürdürülebilirlik vizyonları ve küresel büyüme stratejileri hakkında konuştuk.
Sertrans Logistics olarak sektörde kadınların daha fazla temsil edilmesine katkı sağlamak ve kadın istihdamını arttırmak adına yürüttüğünüz çalışmalardan bahseder misiniz?
Sertrans Logistics olarak kurulduğumuz günden itibaren her zaman kadın dostu bir şirket olduk. Şirket içinde kadın istihdamını artırmaya yönelik şimdiye kadar birçok çalışma yaptık. Akademi iş birliği ile Sertrans Akademi çatısı altında istihdam odaklı eğitim programları hayata geçirdik. Bizzat benim de içinde bulunduğum mentorluk programları hayata geçirdik. İstihdam süreçlerinde cinsiyet ayrımcılığına karşı sıfır tolerans politikasını istisnasız bir şekilde uyguladık. Bu bizim şirket ilkelerimiz kapsamında benimsediğimiz temel politikalardan biri oldu her zaman.
Ayrıca, kadınların iş ve aile hayatını dengeleyebilmeleri için esnek çalışma saatleri ve uzaktan çalışma imkanları gibi uygulamaları teşvik ediyoruz. Kadın çalışanlarımıza sunduğumuz kreş imkânı da iş gücüne katılım süreçlerini destekliyor. Mevcutta tüm şirket genelinde kadın çalışan oranımız yaklaşık yüzde 40 seviyelerinde. Bu oranı yakın gelecekte yüzde 50 seviyelerine çıkartacağız. Özelikle e-ticaret lojistiği operasyonları alanında kadın istihdamını geliştirmek adına önemli fırsatlar var. Bu alandaki hedefimiz yüzde 80 kadın istihdam oranını yakalamak.
“Akıl İşi” yazılımı gibi teknoloji odaklı birçok projede hız ve verimlilik sağlandığını belirtiyorsunuz. Sizce bu tür yenilikler sektördeki lojistik süreçlerini nasıl dönüştürecek?
Son dönemde hayata geçirdiğimiz ülkemizin ilk yapay zekâ destekli WMS yazılımı Akıl İşi sadece şirketimiz için değil, sektörel anlamda son derece önemli bir yatırım ve sektörde önemli bir eksikliği dolduruyor. E-ticaret pazarında yer alan markaların depo süreçlerinin yönetimini Akıl İşi ile yapıyoruz. Akıl İşi ile hizmet verdiğimiz markalara büyük bir avantaj sağlıyoruz. Sipariş gruplama ve toplama rotası oluşturma süreçlerini yapay zeka ile yapan ilk ve tek depo yönetim sistemi olan uygulamamızla, depo bünyesinde gerçekleşen tüm operasyonlarımızı hatasız, hızlı ve etkin bir şekilde yönetiyoruz. En hızlı rota saniyeler içinde tespit edilerek ürün toplama süreci en kısa sürede tamamlanıyor ve böylece markaların e-ticaret lojistiğinde operasyonel hız maksimum seviyeye çıkıyor. Akıl İşi aynı zamanda ERP sistemleriyle, e-fatura entegratörleriyle, e-ticaret platformlarıyla kolayca entegre olabiliyor. Akıl İşi, firmaların kullanımına sunduğu arayüzlerle; stok ve siparişlerin grafik destekli raporlarla takibini mümkün kılıyor, verilen e-ticaret lojistiği hizmet performansının da firmalar tarafından izlenebilmesini sağlıyor.
Ayrıca, dijitalleşme sayesinde taşımacılık süreçleri gerçek zamanlı olarak izlenebiliyor, bu da tedarik zinciri boyunca daha yüksek bir şeffaflık ve izlenebilirlik sağlıyor. Özellikle lojistik firmalarının anlık veri ve geri bildirimlerle operasyonlarını daha esnek hale getirmesi, sektörde rekabet avantajı kazanmalarını sağlıyor.
Dijitalleşme ve yapay zekâ odaklı yatırımlarımızın iş süreçlerimize doğrudan olumlu etkileri olduğunu söyleyebiliriz. Sertrans olarak, lojistik operasyonlarımızı daha verimli yönetmek ve müşterilerimize en iyi hizmeti sunmak için bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanıyoruz. Özellikle yapay zekâ destekli lojistik yönetim sistemlerimiz sayesinde, tedarik zinciri boyunca izlenebilirliği artırıyor, rota optimizasyonuyla hem teslimat sürelerini kısaltıyor hem de yakıt tüketimini azaltıyoruz. Bunun yanı sıra, depolama süreçlerimizde de dijitalleşmeye odaklanarak, stok yönetimini daha verimli ve hızlı hale getiriyoruz.
Gerçekleştirdiğiniz teknolojik inovasyonların müşteri memnuniyeti ve operasyonel verimlik üzerindeki etkisini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu çözümler sektördeki rekabet avantajınızı artırma konusunda nasıl bir katkı sağlıyor?
Sertrans Logistics olarak, dijital dönüşüm stratejimiz kapsamında hem kendi süreçlerimizde hem de müşterilerimize verdiğimiz hizmetlerde sürdürülebilir ve yenilikçi yaklaşımlar sunarak memnuniyet ve verimliği maksimuma ulaştırmayı hedefliyoruz.
Sertrans Logistics olarak güçlü IT altyapımız ve ileri teknolojimizle, müşterilerimize yüksek standartlarda lojistik hizmeti sunuyoruz. Şirketimiz, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına akredite sektörümüzün sayılı Ar-Ge merkezlerinden birine sahip. Öyle ki Sertrans Ar-Ge Merkezi, yapılan araştırmalarda sektörümüzün en fazla Ar-Ge yatırımı yapan ilk beş merkezinden biri konumunda.
Bu inovasyon çalışmalarının Sertrans Logistics’e katkısı oldukça büyük olacaktır. Öncelikle, teknolojiyi etkin şekilde kullanarak operasyonel verimliliğimizi artıracak, maliyetleri düşürecek ve müşteri memnuniyetini üst seviyelere çıkaracağız. Ayrıca, sürdürülebilirlik odaklı projelerimizle çevresel sorumluluğumuzu yerine getirirken, sektörde öncü bir rol oynayarak rekabet avantajı elde edeceğiz. Bu stratejik adımlar, Sertrans’ın uzun vadede daha güçlü, yenilikçi ve sürdürülebilir bir marka olmasını sağlayacaktır.
Sürdürülebilirlik vizyonunuz doğrultusunda, lojistik süreçlerinizi çevresel sorumluluk ve enerji verimliliği açısından nasıl optimize ediyorsunuz? Bu kapsamda uzun vadeli sürdürülebilirlik hedefleriniz nelerdir?
Sertrans Logistics olarak, sürdürülebilirliği yalnızca bir hedef değil, varoluşumuzun temel taşı olarak görüyoruz. "Geleceğe Değer" yaratma kararlılığıyla çevresel, sosyal ve ekonomik alanlarda üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek için büyük bir aile olarak hareket ediyoruz. "Geleceğe Değer" yaklaşımımız ve bu yaklaşım üzerine inşa edilmiş olan stratejimiz, BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile doğrudan uyumlu bir çerçeve sunuyor. Stratejimizde yer alan sürdürülebilirlik; çevresel, sosyal, ekonomik ve teknolojik açılardan ele alınarak küresel hedeflere ulaşılmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
Çevresel sürdürülebilirlik, ekonomik büyüme, sosyal eşitlik ve inovasyon konularındaki taahhütlerimizle, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının ana prensipleri olan gezegenin korunması, insan refahının artırılması ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma yolunda ilerliyoruz.
Stratejimiz bu amaçları, karbon emisyonlarının azaltılması, enerji verimliliği, eşit fırsatlar sunulması, toplumsal sorumluluk projeleri gibi birçok alanda somut adımlarla destekliyor. Bu da Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının temel ilkeleri olan iklim eylemi, sorumlu tüketim, ekonomik büyüme, sosyal adalet ve yenilikçiliği bir araya getiriyor.
Kısacası, “Geleceğe Değer” yaklaşımımız, iş süreçlerine entegre ettiğimiz sürdürülebilirlik stratejimiz ile BM'nin küresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunmayı hedefleyen bütüncül bir yaklaşımı yansıtıyor.
Bu yaklaşımla şimdiye kadar yaptığımız çalışmaları birkaç örnekle açıklayacak olursak: Sertrans sektörümüzde Gold Leed sertifikasına almış ilk ve nadir şirketlerden biri. Bu noktada ana depomuz dâhil hemen hemen tüm tesislerimizde benzer standartları sağlamaya çalışıyoruz. Bu hedef doğrultusunda; tesislerimizde kullanılan ileri teknoloji ürünü su armatürleriyle kullanıcı konforundan ödün vermeden uluslararası standartlarda su verimliliği sağlanıyor. Böylece su tüketiminde yüzde 40'ın üzerinde tasarruf sağlamış durumdayız. Tesislerde kullanılan tüm servis sistemlerinde, enerji verimliliğine önem veriyoruz. Verimli aydınlatma armatürleri, ısıtma, soğutma, havalandırma sistemlerinde verimlilik ön planda. Uluslararası nakliyede filosunda kullanılan araç lastikleri atık yönetim politikamız kapsamında geri dönüşüm süreçlerine tabi tutuldu. Filomuzdaki çekicileri en yüksek çevre duyarlılığına sahip araçlarla yeniliyoruz. İntermodal taşımacılığı etkin ve yaygın kullanarak yıllık %65 karbon salınımı iyileştirmesi sağlıyoruz. Mümkün olduğu kadar kâğıtsız çalışma modeline geçtik ve süreçleri dijitalleştirdik. Atık yönetimi konusunda detaylı çalışmalar yapıyoruz; bu alanda son iki yılda 8.5 ton atık geri dönüşüm sürecine sokuldu. Geri dönüştürülen atık miktarını önümüzdeki beş yılda %50 oranında artırmayı hedefliyoruz. Şirket bünyesinde tüketilen sarf malzemeleri de oluşturulan geri dönüşüm süreçlerine dahil ettik. Son üç yılda elektrikte 1.4 milyon kWh, doğalgazda 127 bin Nm3, suda ise 11 bin m3 tasarruf sağladık.
Sertrans Logistics’in ileriye dönük hedefleri arasında küresel çapta bir genişleme olduğunu görüyoruz. Avrupa’daki bu büyümenin stratejik faydaları neler olacak ve Türk ihracat pazarına nasıl bir etki yaratacak?
Yurt dışında Almanya’da depomuz bulunuyor. 2030 yılına kadar mevcutta Almanya’da yer alan depo ve satış ofisi yapılanmamızı Avrupa’ya yayarak Avrupa’da yerleşik düzende lojistik hizmeti vermeyi hedefliyoruz. Türkiye ihracatçısının uluslararası tedarik ve dağıtım zincirlerine daha hızlı ve rekabetçi fiyatlarla nüfuz etmelerini temin etmek ve önemli pazarlardaki ihracat performansının istikrarlı şekilde büyümesine imkân sağlayacak altyapı olanaklarının oluşturması sürecine destek verme hedefiyle önemli bir projeyi hayata geçiriyoruz. Önümüzdeki beş yılda Avrupa coğrafyasında devreye alacağımız yeni depolarla 250 milyon insanın yaşadığı bir coğrafyaya yayılarak; Türk ihracatçısına bu pazarlarda kalıcı olma ve tüm lojistik ihtiyaçlarını tek çatı altında çözebilme imkanı sunacağız. Proje kapsamında beş yıl içinde Avrupa’daki toplam depolama kapasitemizi önemli oranda artıracağız. Bu vesileyle Türkiye ihracatına büyük katkı sağlayarak ihracat potansiyelini geliştirmeyi hedefliyoruz.
Şu an Avrupa'daki direkt hatlarımızla 19 ülkede 80'den fazla noktaya direkt komple ve parsiyel taşımacılık hizmeti sunuyor; uluslararası kara, hava, deniz yolu ve multimodal taşımacılık hizmetlerimizle dünyanın 200'e yakın ülkesinde 800'den fazla noktaya hizmet veriyoruz.
Yurt dışı büyüme planımızın ve iş modelimiz neticesinde ortaya çıkacak en büyük fayda Türk ihracatçısının ürünlerinin pazarda her daim bulunabilirliği ve 24 ila 48 saat içinde Avrupa'nın birçok noktasına teslim edilebilirliği şeklinde olacak. Pazardaki bir-iki günlük ürün teslim taleplerinin Avrupa'daki rakip üreticiler tarafından karşılandığı ortamda, Türk ihracatçısını daha önceden hiç olmadıkları kadar rekabette öne çıkartacağız. Sadece e-ticarette yüzde 100 kapasiteye ulaşılması ve tüm ürünlerin Türk ürünleri olması durumunda, ülkemiz senede 750 milyon dolar ihracat kazanımı sağlayacak. Uluslararası taşımacılık, dağıtım ve depolama potansiyeli ise projede öngörülen kapasitelere erişildiği durumda Türkiye için 1 milyar doları aşkın dış ticaret kapasitenin oluşturulması anlamına geliyor.