Canan Alkın

Robot İstihdam Ajansı Kurucusu

“Gelecek İnsanların Robotlarla Değil, Robotların Robotlarla Yarışına Sahne Olacak”

3 Şubat 2023, Cuma

Dijital dönüşüm her sektörde dinamikleri kökünden değiştirirken şirketler arasındaki rekabete artık robotlar da aktif bir şekilde dahil oluyor. Robot İstihdam Ajansı Kurucusu Canan Alkın ile robotların da dahil olacağı yakın geleceğimizde ne tür değişiklikler yaşanacağını, robot teknolojilerini ve sunduğu hizmetler; sektörler perspektifinden gelişmeleri ve olası riskleri konuştuk.

İlk olarak Robot İstihdam Ajansı’nı biraz anlatabilir misiniz?

Robot İstihdam Ajansı, Şirketlere robot yazılım ve robot teknolojileri konusunda aracılık ederek maliyet ve zaman tasarrufu sağlayan yeni nesil bir danışmanlık şirketidir.

Robotlarda tıpkı insanlar gibi farklı özellikleri sahip, güçlü ve zayıf yönleri bulunuyor. Bizde Robot Headhunter olarak, iş süreciniz ile ilgili en uygun dijital adayı sunarak organizasyonunuzun dijital çağa hazırlanmasında destek oluyoruz. Yanlış robot seçimi, robotun etkin çalışmasına engel olan sistemler, entegratör seçimi gibi konularda sektör ve ürün tecrübelerimizi paylaşıyoruz. En iyi robotun yada en düşük maliyetli robotun seçilmesi değil, sizin işinize en uygun,  en iyi işi çıkaracak robot seçimini birlikte planlayarak size tasarruf, verimlilik sağlıyoruz.

Bünyemizde üç farklı robot teknoloji istihdamı bulunuyor. Birincisi dijital çalışan (yazılım robotları), ikincisi otonom-mobil robotlar ve üçüncüsü kolaboratif robotlar . Aynı zamanda bu teknolojilerin tek bir yerden istihdam edildiği, dünyadaki ilk iş modeli ve Türkiye’nin ilk robot  istihdam ajansıyız.

Portföyümüzde yerli ve yabancı 27 aday bulunuyor.

Üç farklı robot teknolojisini bünyenizde bulunduruyorsunuz. Bu farklı teknolojiler nedir ve ne işe yaradıklarını, nerelerde kullanıldıklarını anlatabilir misiniz? Burada dijital çalışanın tanımı nedir, sınırları nelerdir?

İlki iş kurma sebeplerimden biri olan RPA, ML, AI, OCR, NLP  teknolojisinden oluşan dijital çalışan tüm sektör ve departmanlardaki iş süreçlerinde 0 hata ile çalışabilen, 39 dil konuşabilen, yapay zeka ve makine öğrenimi ile klavye içerisinde sizi taklit ederek baştan uca verilen görevi hatasız ve hızlı bir şekilde gerçekleştirebilen robot yazılımlardır.  Bu işbirlikçi teknolojiler ki biz buna (robot teammate diyoruz) tıpkı bir takım arkadaşınız veya asistanınız gibi sevmediğiniz sıkıcı ve tekrar eden işleri  üzerinizden alarak size zaman kazandırarak inovatif işlere odaklanmanızı sağlar, coğrafyadan bağımsız 7/24 çalışabilirler.

Veriyi anlamlandırma haline gelene kadar olan süreçte görev aldıkları için küçük işletmelerden, büyük işletmelere her alan ve sektörde kullanılabilir. Finans sisteminin dijitalleşmesi, arz talep dengesinin değişmesi ile güvenli, hızlı, ihtiyaca yönelik çalışabilmek için dijital çalışanlar global oyunda daha da önem kazanacak.

Sınır ise tamamen, robotun işi nereye kadar getireceği, nerede insanın devreye gireceği ile ilgili tamamen yönetimin organizasyonun kararına bağlı.

İkincisi; otonom-mobil robotlar; sosyal robotlar;  karşılama, yönlendirme ve bilgilendirme yapan robotlar. Teslimat robotları; eşya, malzeme, ürün taşıma yeteneklerine sahipler. Havalimanı, otel, AVM, restoran, hastane, rezidans, şirket gibi yerlerde kesintisiz hizmet verilmesine yardımcı oluyorlar. Farklı dil seçenekleri, yapay zeka ve nesnelerin interneti teknolojisi ile daha fazla hayatımızda olacaklar.

Üçüncüsü; Kolaboratif Robotlar; Cobot dediğimiz sanayide, üretimde, fabrikalarda kullanılan el, kol, organ şeklinde fiziksel görüntüsü olan, insan işgücü ile birlikte çalışan robotlar. Üretim esnekliğini, kalitesini ve hızını artırabilir, işçi ve işveren dostudur. İş kazalarından koruyarak güvenli bir ortamda çalışabilmeyi sağlarlar. Dünya ekonomik forum raporu 2025’te mevcut işlerin yarısından fazlasının otomatikleşeceğini ve Endüstri 4.0 dönüşümü ile 58 milyon yeni işin ortaya çıkacağını söylüyor.

“Gelecek insanların robotlarla yarışı değil, robotların robotlarla yarışına sahne olacak” diye belirtmiştiniz. Bu cümleyi biraz daha açabilir miyiz?

Burada yarıştan ziyade konu, kazan-kazan yaklaşımıdır. Günümüzde her şey gibi başarı kriterleri de değişti, teknolojide robotlar artık yeni nesil başarı kriterleri arasında yer alıyor. Robotlar sayısal yetenekleri güçlü, veriyle çalışan teknolojiler. Veriden bahsederken bu kadar karmaşık verileri hafızamızda tutmak, algoritmaları sadece insanlara bırakmak, hem hata payını arttırır, hem de insan yeteneklerini köreltir. İnsanların güçlü yanları ile robotların güçlü yanlarını birleştirerek bu süreci birlikte en yüksek performans ve sıfır hata ile yönetmek mümkün.  Hız ve veri küçük işletmelerden büyük işletmelere kadar her anlamda önemli. Müşteri eğilimlerini fark eden, pazardaki fırsatı gören, verileri doğru analiz ederek, yorumlayanlar, kazanan olacak. Teknoloji ile yarışmak, Robotlardan korkmak yerine, işbirlikçi bu teknolojileri benimseyerek bir an önce adapte olmak, rakiplerimize fark yaratmak, fırsatı görmek,  hem müşteri eğilimlerini, hem şirket kararlarının yönünü belirlemek son derece doğru olacaktır. Bu yarış insan ve robot arasında değil,  bu yarış Robot teknoloji yatırımını yapan ve bu teknolojiyi en doğru şekilde kullanan  şirketler arasındaki bir rekabet yarışıdır.

Yakın gelecekte dijital çalışanlar en çok hangi sektörlerde aktif olacak? Türkiye’de otomasyon robotlarını kullanan imalat tarafı dışında robot istihdamından fayda elde eden birkaç örnek verebilir misiniz?

2023 yapay zekanın en çok konuşulan konularından biri olacak. Dijital yeşil ekonomide, dijital çalışanlardan bahsetmemek imkansız, yeni ekosistemde şirket defterlerimiz dijitalde tutulurken, sektör bağımsız dijital çalışanlar her alanda kullanılacak. Bu kadar veriyle sadece insan olarak başa çıkmamız ne yazık ki mümkün değil. Verileri ayıklamak, analiz etmek robotlara; anlamlandırmak ve karar vermek ise insana kalacak. Tüm kurumsal iş süreçlerinizde finanstan, insan kaynaklarına puantaj hesaplamalarından, üretime, yönetim raporlarından, stok takibine, karbon ayak izi ölçümüne, tarıma kadar her alanda çalışabilirler. En basit haliyle örnek vermek gerekirse;  bir robot farklı şirketlerden gelen bordroları 25 saniyede kesebiliyor. Bir kişinin SGK vizite işlemlerini tamamlama süresi 10 dakikayken bir robot 2 dakika yapabilir. Zaman ve düşük maliyet faydasının yanı sıra veri kalitesi, tutarlılığı, iş süreçlerinizi iyileştirmesi, bilginin kişide değil kurumsal hafızada kalması, robotların işi çabuk öğrenmesi ve esnek olması diyebilirim.

Otomasyonda diğer önemli bir konu ise; sadece şimdi olana değil, neyi nasıl yapacağımızı planlayarak büyük resme bir bakış açısı kazandırması. İşimizi ve iş süreçlerimizi yeniden dizayn etmemiz gerekliliğidir.

Oracle’ın 14 ülkedeki Z kuşağından gençle gerçekleştirdiği araştırmaya göre dijital nesil yapay zekayı teknolojik gelişimin doğal bir sonucu olarak görüyor ve bu jenerasyon tekrarlayan işlerini kendileri yapmak yerine makinelere devrediyor. Buradaki zaman kazancı tartışılamaz fakat Türkiye özelinde genç istihdam oranları düşük iken bu gelişmeler istihdamı daha da tehlikeye atmaz mı? Gençlerin bu yeni dönemde ne gibi yetkinliklere sahip olması bekleniyor?

Gençler kendilerini geliştirmeyen, katma değer yaratmayan, tekrarlayan işlerde zaten çalışmak istemiyorlar. Hem konsantre olamıyorlar, hem de zekalarını daha nitelikli fırsatlara yönlendirmek ve kendilerini geliştirmek istiyorlar. Bu pencereden bakınca zaten vasıflı işgücünün hali hazırda yapmaması gereken işleri yaptığını bütün araştırmalar söylüyor. Geçen gün büyük bir holdingin  CFO su  ile konuşurken bana bitcoin ve fintech ile ilgili bir şey bilmediğini üzerindeki işlerden kendisini geliştiremediğini duyunca şaşkınlığımı gizleyemedim. Düşünün şirket finansmanından sorumlu bir kişi, bu son derece düşündürücü.

Sadece yönetim kurulu raporlarını hazırlamak üç saat sürerse bu kişi kendisini nasıl geliştirebilecek? 

“Sorun Z sorunsalı değil, Z den Y’ye istihdam endişesi ile teknolojide geri kalmayı göze alamayız.” İşinde sorumluluğunu paylaşan, işbirlikçi bir robota kim hayır diyebilir?  İnsan ve makineyi doğru ve birlikte konumlandırmayla ve geleceği öngörerek yeni meslek ve alan seçimlerine yönlendirmek veya şimdiden yönelmek gerekiyor. Yeni istihdam alanları yaratmak bu ülkedeki herkesin bir görevidir ancak bu şekilde büyüme gerçekleşir. “Genç istihdam problemi zamanın her döneminde bu durumu robotlara ve otomasyona yüklemek haksızlık olur. “En azından gençler şimdi neyle karşı karşıya kalacaklarını bilerek hareket etmeliler. Teknoloji ile bir an önce haşır neşir olmakta fayda görüyorum. Müthiş yeni alanlar var araştırırlarsa mutlaka kendilerine uygun bir alan seçerek ilerleyebilirler. Biyoelektronik, uzay, nano teknoloji, genetik, makine öğreniminde adalet, sürdürülebilir malzeme, iklim ve insan soğuk duyarlılığı, tıbbı robotist, organ tasarımcısı, uzay rehberi, gelecek tahmincisi  ilk aklıma gelenler..

Robotlar da şirketler için resmi olarak bir çalışan olarak gözükecek mi? Öyle ise şirketlerden robotlar için çalışanlar gibi vergi istenecek mi? Sizce bu vergiler çalışanların haklarının korunması için kullanılır mı? 

Robotların şirketlerde çalışması gün geçtikçe artıyor. “Amazon geçenlerde bir tablo paylaştı. “Yıl bazında insan ve robot çalışan sayısı grafiğini gösteren yüzde 51 oranında robot çalışan artışı olmuş. “Şirketlerin artık bütçelerine bu yeni kalemi eklemeleri gerektiğini düşünüyorum.” Part-time, tam zamanlı veya proje bazında çalışabiliyor.

Robot vergisi konusu aslında 1950’lerden bu yana konuşuluyormuş, geçenlerde ilk kez Bill Gates tarafından dile getirildi. Otomasyon arttıkça İlerleyen dönemde Vergi konusunun gündeme geleceğini düşünüyorum. Ancak öncesinde  “Ekonomik büyüme sağlamak, globalde rekabet edebilmek için devlet teşvik ve vergi istisnası ile desteklenmesi gerekiyor.  “Türkiye özelinde robotik sektörünün tek bir çatı altında toplanması, sektörün gelişiminin takibi, nereden nereye geldiğini iyi anlamakta önemli. Bu konuyla ilgili, devlet mercilerine gözlemlerimizi aktardık,  yakın zamanda şekilleneceğini düşünüyorum.” Son olarak vergi altyapısı için, önce hukuksal statü çerçevesinin çizilmesi gerekiyor, robotun tanımı, kategorizasyonu yapılmalı. Ancak bütün bunlar istihdam yer değiştirdiğinde düşünülmeli şu an Türkiye’de robot kullanım oranı oldukça düşük.

Robot kullanım vergisi  alınması halinde, çalışan, çalışmayan her şekilde toplum yararına kullanılmalı. Bu yetkinliklerin geliştirilmesi veya her şehirde teknoloji ve robotik gelişim üsleri açılarak da olabilir.

Robot istihdam etmenin maliyeti, bir çalışanı istihdam etmekten daha mı uygun?

Gerek sosyal medyada gerekse bazı konferanslarda sürekli gündeme gelen ve bize en çok sorulan soruların başında geliyor.  Evet ekonomikler. Yorgunluk, hata maliyetleri, hastalık, işten çıkarma tazminatı gibi şeyler yok. İstediğiniz süre için çalıştırabilir yada işine son verebilirsiniz ancak bakış açımız yanlış. Robotlar ekonomik olsa da bu robotlarla, insanları değiştirelim anlamına gelmiyor, insanları makinelerle destekleyelim anlamına geliyor. Şirketlerin ve devletin asıl amacı istihdam yaratmaktır. Elbette bazı iş kolları otomasyondan etkilenecek, etkilemeyecek demek safça bir yaklaşım olur. Mevcut durumda Türkiye’de robotlaşma oranı düşük henüz ne istihdamı, ne de ekonomiyi etkileyecek boyutta değil. Pozitif yönüne odaklanıldığında, işletme aynı sayıda çalışan ile minimum yüzde 35 oranında daha fazla iş yapar hale gelebilir, çalışanlar reskilling & upskilling programları ile başka alanlara yönlendirilebilir, çalışan sayısı azalsa bile işletmenin otomasyonla elde ettiği karlılık, maliyetlerinin düşmesi daha fazla yatırım, daha fazla istihdam yaratacaktır. 

Diğer bir yaklaşımla; insan istihdamında vasıflı insanı işe alarak ne kadar vasıfsız işler yaptırdığımız, sessiz istifaya kadar gidebilen örneklerle ortada.

Yazılım robotu, otomasyon robotu gibi teknolojiler bazı mesleklerde istihdamı ve gelir dengesini olumsuz etkilemeyecek mi?

Bazı meslekler kaybolabilir, gelir dengesi değişebilir fakat şöyle bakmak daha doğru. Örneğin; online alışveriş sonrası mağazacılık ve perakendedeki kayıp lojistiğe kaydı, bu istihdam kaybı anlamına gelmiyor. İstihdam yer değiştirdi anlamına geliyor. “Ekonomi ve gelir dengesizliklerini sadece otomasyona yüklemek haksızlık olur.”  Biz insanlar olarak dünyayı hor kullandık, kaynakları tükettik, iklimi çevreyi doğayı bozduk, üzerine ekonomik koşullar eklenince bundan herkes etkilendi etkilenecek. Her zaman olduğu gibi koşul ne olursa olsun fırsatlarda vardır, onu görmek ve fark etmek gerekir. Pozitif bakmak zorundayız. Çağlayana karşı duramayız. Üretmek, yaratıcılık, insana özel.

Bir robot fatura kesebilir, restoranda servis yapabilir, işe giriş çıkış yapabilir evet ama robotların yapamayacağı daha birçok iş var. 

Sizce hangi sektörler yeni teknolojik gelişmelerden daha çok olumsuz etkilenecek? Bu sektörlerde olumsuz etkileri azaltmak için şirketlerin ne tür aksiyonlar almasını önerirsiniz?

En son TÜİK’in girişimlerde bilişim teknoloji araştırma 2022’ ye göre en az 10 çalışanı olan girişimlerin yüzde 5,2’si endüstriyel robot veya hizmet robotu kullandığını açıkladı. İmalat ardından, yiyecek içecek ve hizmet sektöründe ciddi büyüme bekleniyor. Lojistik, bankacılık-finans ve elbette otomotiv ve sağlık sektörü hızlı değişiyor.

Şirketlere ilk önerim;  biraz önce bahsettiğim örnekten yola çıkarak eski CEO’lardan şirketteki en küçük birime kadar bütünsel olarak tüm iş süreçlerini masaya yatırmalı ve yeniden planlamalılar. “Dışarıdan bir danışmana şirket check- up’ı yaptırmak için şimdi tam zamanı”  böylece bir yandan işi, bir yandan süreçleri iyileştirirken diğer yandan “istihdam riski” olanlar açısından olumsuz etkiyi azaltacak,  önceden önlem alınması son derece faydalı olacaktır.

İkincisi çalışanlarına yeni beceri yetkinlik kazandırmak durumundalar, hazır yeteneğe ulaşma devri ne yazık ki bitiyor. Otomatikleştirilecek süreçleri makinelere devrederek insanları daha farklı alanlarda kullanmak, belki de daha önce hiç olmayan bir departman kurmak gibi. Sadece yoga yaptırarak bu süreci aşamayız, diğer alanlarda da destek gerekiyor.

Üçüncüsü; iş modeli değişimi. Bünyelerine katılacak yeni istihdamın dijital çalışanlarla mı, freelance çalışanla mı, kadrolu çalışanla mı organize edileceği maliyet, fayda, performans, işveren ve çalışan açısından en ince ayrıntısına kadar hesaplanmalı, ona göre planlama yapmalılar.

Son olarak hangi sektörlerde olumlu ilerlemeler göreceğiz? Yeni istihdam alanları ve inovasyon fırsatları görüyor musunuz?

Sağlıkta son derece faydasını göreceğiz robotik cerrahi ameliyatları, alzheimer, yaşlı bakımı, erken teşhis, 3D, giyilebilir teknolojiler bize ve dünyaya fayda sağlayacak. Enerji santrallerinde artık rüzgarın hangi yönden, ne zaman geldiğini, hangi santralin ne kadar enerji üretimine kadar her ayrıntıyı bilebiliyoruz.

“Veriyi, sadece toplamak değil, deneyime odaklı fayda sağlamak için kullandığımızda teknoloji zaten yararımıza olacaktır.”

Teknoloji her zaman yeni istihdam ve iş alanları yaratmıştır. Bu sorunuza en güzel örnek benim. Daha önce bir Robot Head Hunter, Robot İşe alım ve yerleştirme ajansı  düşünmezdik değil mi? Burada önemli olan fırsatı ve geleceği öngörerek planlama yapmak ve harekete geçmek. İnovasyon zaten sadece insana özgü, sadece insan zekası parçaları birleştirerek bütünsel bir planlama yapabilir.

İnsanları robotlarla desteklemek ve onların asıl olan kendi işlerini en yüksek performans ile çalışmalarını sağlamak zorundayız. Yeni ekosistemin kuralları; işbirlikçi ol, sürdürülebilir ol, doğaya çevreye saygılı ol, iş-özel hayat dengesi oluştur. 

İnsan olarak hayatta var olmamızın asıl amacı, dünyaya kalıcı bir şey bırakmak ve mutlu olmak değil mi?

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş