İş dünyasında değer üreten ve farklı disiplinlerde etkili işler ortaya koyan isimlerle gerçekleştirdiğimiz yeni röportaj serimiz Ara Kesit, birbirinden farklı perspektiflerin ortak zeminde buluştuğu alanları keşfe çıkıyor. Serimizin ilk konuğu, kültür-sanat dünyasında önemli bir yere sahip İKSV Genel Müdürü Görgün Taner. Uzun yıllardır sanatı topluma ulaştırma misyonuyla etkili bir liderlik sergileyen Taner, mini röportajımızda sanatın bugünü ve geleceğine dair farklı bir perspektif sunuyor ve yaratıcı süreçlerden kariyer tavsiyelerine kadar pek çok konuya değiniyor.

Kariyerini kültür-sanat alanında ilerletmek isteyen kişilere ne gibi tavsiyeler verirsiniz? Örneğin, kariyerinin başındaki Görgün Taner’le konuşma şansınız olsa ona ne tavsiye ederdiniz?

Eğer kariyerinde yöneticilik basamaklarını tırmanmak istiyorsan sadece sevdiğin değil sevmediğin birçok şeyi de yapmak zorunda kalacaksın. İşin sadece sevdiğin kısımlarını yaparak başarılı olamazsın, bununla ne kadar erken barışırsan o kadar iyi olur, derdim. Bu alanda çalışmak isteyen kişilere de en önemli tavsiyem kuracakları takımı iyi kurmaları ve delegasyona önem vermeleri. Birbirine saygı duyan, birbirinin haklarını koruyan ve kollayan bir takımın parçası olmak tüm alanlarda olduğu gibi kültür-sanat alanı için de çok önemli. Ben koleksiyon yapmanın, müzik dinlemenin, DJ’lik yapmanın, her sabah güne gazete veya dergi okuyarak dünyada nelerin olduğunu anlamaya çalışarak başlamanın önemli olduğuna hep inandım. Guardian, New York Times ve Economist neler yazmış diye hep takip ettim. Oksijen, T24, Diken, Serbestiyet, 10Haber, Aposto, Murat Yetkin, Oray Eğin ve Yeni Şafak’ı her gün okumaya çalışıyorum, en azından bakıyorum. V&A, TATE’te ne sergiler oluyor takip ediyorum. Live Nation ve benzeri sitelerden de dünyada nerede ne konser var onlara bakıyorum.

Bundan on yıl önceyle karşılaştırdığınızda, Türkiye’de insanların kültür-sanata bakışı sizce nasıl değişti?

Türkiye sadece son 10 yıl içinde değil son 20 ve 30 yıl içinde de değişti. Yine de Türkiye’de insanların kültür-sanata bakışı buradaki büyük değişimleri yansıtacak kadar farklılaştı mı, emin değilim. Sanat, kültür ve bunlara erişim bir insan hakkı meselesi; halbuki hâlâ bir lüks olarak görülüyor. Önem verilmesi, yaşatılması, özen gösterilmesi gereken değerlerden ziyade bütçeden ilk silinecek, herhangi bir kriz durumunda ilk vazgeçilecek kalemler olarak değerlendirildiği sürece kültür ve sanata dair algının büyük değişimlere uğraması çok da mümkün değil.

Bir gün İKSV etkinliklerinde yapay zekâ küratör görür müyüz?

Ben görmeyeceğime eminim!