Hukuk firmaları mantıksız bir beyin göçü yaşıyor: Aldıkları kadın çalışan sayısı (yüzde 60), erkeklerden (yüzde 40) daha fazla olsa da, üst kademelerde erkekler hüküm sürüyor. Bu nasıl mümkün olabiliyor? Çünkü kadın çalışanlar, diğer şirketlerden ya da kamu sektöründen gelen teklifleri kabul edip şirketten ayrılıyor. (Buraya, hukuk alanında çalışmayı bırakmadıklarını, yalnızca firmaları bıraktıkların not etmek gerekiyor.) Bazı üst düzey şirketler bu meselenin farkında ve çeşitliliği teşvik eden bir takım çözümleri uygulamaya başladılar. Ama yine bir sonuç alınamıyor. Peki, neden? Çünkü bu konudaki değişimi bir liderlik sorunu olarak ele almak gerekiyor, bu oldukça açık ve net. Hakiki bir değişim gerçekleştirebilmek için işin tepeden başlaması şart. Ve değişimi yönetecek kişinin söz konusu sorunu yaşayan grubun dışından biri olması, istenilen sonucun elde edilmesi noktasında çok daha faydalı olacaktır (ki aslında bu bütün iş ve işletmeler için geçerli). Bu olayda çözüm, şirketin tepesindeki bir erkeğin cinsiyet eşitliğini daha güçlü bir şekilde savunması olacaktır.

Avivah Wittenberg-Cox’un How One Law Firm Maintains Gender Balance adlıyazısından uyarlandı.

Ayrıca Deborah Kolb, Robin Ely ve Herminia Ibarra’nın Kadının Yükselişi: Görünmez Duvarlar isimli makalesi de ilginizi çekebilir.