
Doksanlı yıllar, iş yaşamında yönetici gücünün yasa olduğu hazin bir dönemdi. Zira patronun temsilcisi olmakla övünen yöneticiler, o dönemin ferasetiyle içimizdeki çocuğa “Boş ver” diyen; motivasyonumuzu tuzla buz eden, ensemizde anbean soluklarını hissettiğimiz âdeta emir eri yaratan komutanlar gibiydiler. Tabii ki duygusal zekâsı yüksek, iyi yürekli istisnaları ayrı tutabilir...
Giriş yap veya
ücretsiz üye ol, okumaya devam et