SPONSORLU İÇERİK - BMI Business School İstanbul

Türkiye'nin Beşerî Sermayesini Güçlendirmek: Yeni Dönemin Stratejik Önceliği

8 Mayıs 2025, Perşembe

İş Dünyasında Rekabet Avantajı Artık İnsan Kaynağının Niteliğiyle Belirleniyor

Küresel düzeyde yaşanan ekonomik dalgalanmalar, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik ve yeni kuşakların işgücüne katılımı; kurumları sadece teknolojik değil, aynı zamanda insan odaklı bir dönüşüme zorluyor. Bu dönemde şirketlerin uzun vadeli başarısı, yalnızca sermaye ve teknoloji yatırımlarıyla değil, nitelikli insan kaynağına yaptıkları yatırımla ölçülmeye başlanıyor.

Küresel düzeyde, 2023 yılında yönetici gelişim programları pazarı 42,5 milyar ABD doları olarak değerlenmiştir. Bu pazarın, 2030 yılına kadar 98,6 milyar ABD dolarına ulaşması beklenmektedir. Bu büyüme, teknolojik değişimin hızı, iş uygulamalarının küreselleşmesi ve liderlik rollerinin evrimi gibi faktörlerden kaynaklanmaktadır.

Türkiye özelinde bakıldığında, genç ve dinamik işgücüne rağmen yönetici gelişimi alanında hâlâ yapısal eksiklikler bulunuyor. Yönetici adaylarının ve mevcut liderlerin, çağın gerekliliklerine uygun şekilde stratejik düşünme, dijital farkındalık, sürdürülebilirlik anlayışı ve insan ilişkileri yönetimi gibi çok yönlü yetkinliklerle donatılması artık bir tercih değil, zorunluluk.

Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya ve Kuzey Afrika gibi bölgelerin kesişim noktasında yer alan Türkiye, yalnızca coğrafi değil, ekonomik ve ticari olarak da bölgesel bir merkez olma potansiyeline sahip. Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir rekabet avantajına dönüşmesi, yalnızca altyapı yatırımlarıyla değil, stratejik düşünceye sahip liderler ve yetkin yöneticilerle mümkün.

Sürekli Gelişim Kültürü: Hem Kurumlar Hem Bireyler İçin Yeni Standart

Bu bağlamda, nitelikli insan kaynağına yapılan yatırım, yalnızca bireysel kariyerler için değil; kurumların sürdürülebilir başarısı ve ülke ekonomisinin rekabet gücü açısından da kritik bir rol oynuyor. Bugünün yöneticileri, artık yalnızca operasyonel yeterlilikle değil; stratejik düşünme, teknolojiye uyum, belirsizlik yönetimi ve insan odaklı liderlik gibi çok boyutlu yetkinliklerle donanmak zorunda. Bu da hem kurumlar hem profesyoneller için, yetkinliklerini geliştirmeye yönelik nitelikli eğitim ve gelişim programlarına duyulan ihtiyacın giderek arttığını ortaya koyuyor.

İşte tam da bu noktada, iş dünyasının ihtiyaçlarını odağına alan, uygulamaya dönük ve uluslararası standartlarda çalışan business school yapılarının önemi daha da artıyor. Gelişmiş ülkelerde uzun süredir sistematik biçimde var olan bu yapı, Türkiyede henüz yeni yeni kurumsallaşıyor. Bu nedenle, business schoollar yalnızca eğitim sağlayan kurumlar değil; ülkenin beşerî sermaye stratejisine katkı sunan, özel sektör ile entegre çalışan dönüşüm platformları olarak görülmeli.

BMI Business School Istanbulun Akademik Direktörü ve Yönetici Ortağı Dr. Emirhan Altunkaya, konuyu şöyle özetliyor:

Bugünün dünyasında liderlik artık unvanla değil, etkiyle ölçülüyor. Bu etkiyi yaratmak ise ancak sürekli öğrenmeye açık, stratejik düşünebilen ve insan odaklı yöneticilerle mümkün. Türkiyenin sahip olduğu genç ve dinamik işgücünü sürdürülebilir başarıya taşıyacak olan da bu yeni liderlik anlayışıdır. BMI olarak hedefimiz, yöneticilerin bu dönüşüm yolculuğuna yalnızca bilgi değil; perspektif, farkındalık ve vizyon da katabilmek.”

BMI Business School Istanbul: Türkiyede Business School Modeline Öncülük Eden Kurum

Bu yaklaşımın Türkiyedeki öncülerinden biri olan BMI Business School Istanbul, 20 yılı aşkın süredir iş dünyasına yönelik profesyonel gelişim alanında faaliyet gösteriyor. Sadece yöneticilere eğitim sunan bir kurum olmanın ötesinde, BMI kendini Türkiye'den doğan, dünya standartlarında bir business school markası yaratma vizyonuna adayan bir yapı olarak konumlandırıyor.

Dr. Emirhan Altunkaya, kurumun uzun vadeli vizyonunu şu sözlerle özetliyor:

Bizim en büyük motivasyonumuz, Türkiyeden dünya standartlarında bir business school markası çıkarmak. Sadece Türkiye iş dünyasına değil, bölgedeki tüm ülkelere hitap eden, stratejik gelişimi odağına alan, etkili, dinamik ve çağdaş bir işletme okulu modeli yaratmak istiyoruz. Eğitim bizim için yalnızca bilgi aktarmak değil, liderlik üretmek demek. Bu yolculukta hem Türkiye'nin beşerî sermayesini güçlendirmeye hem de bölgesel etki yaratmaya kararlıyız.”

Bu vizyon doğrultusunda, BMI, akademi ve iş dünyası arasında kritik bir bağlantı noktası oluşturarak; iş dünyasının ihtiyaç ve beklentilerine yönelik özel olarak programlar tasarlıyor. Bu programlar iş dünyasına yönelik yalnızca teorik bilgi değil; vaka analizleri, sektör uygulamaları ve yönetsel simülasyonlar gibi pratik içeriklerle, doğrudan uygulanabilir yetkinlikler kazandırmayı hedefliyor.

Bu doğrultuda, BMI tarafından düzenlenen Yönetici Gelişim Programları (Executive Education), farklı sektörlerden yönetici ve profesyonellerin kendi gelişim yolculuklarını desteklemek için tasarlanıyor. Bu programlar; liderlik, strateji, finans, pazarlama, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik, satış – iş geliştirme ve insan kaynakları gibi tematik başlıklarda, yöneticilere yeni nesil yetkinlikler kazandırıyor.

Ayrıca, BMI Business School İstanbulun sunduğu birçok eğitim programı, doğrudan global iş dünyasının beklentilerine göre şekilleniyor. Örneğin, Fransa merkezli IAE Paris Sorbonne Business School ile ortak yürütülen Executive MBA Programı, akademik niteliği ve uluslararası yapısıyla Türkiyenin en seçkin yönetici programları arasında gösteriliyor. Bu işbirliği, katılımcılara hem yerel hem küresel bakış açısı kazandıran çift diplomalı bir model sunuyor.

BMI yalnızca bireysel gelişimi değil, kurumsal kapasiteyi artırmayı da önceliklendiriyor. Kurumlara özel akademiler, liderlik / yönetici gelişim okulları, finans – pazarlama – insan kaynakları – satış – tedarik zinciri - teknoloji gibi farklı iş birimlerine odaklı eğitimler, Micro-MBA gibi program ve uygulamalarla Türkiyenin önde gelen şirketlerinin yöneticilerine çözüm ortağı oluyor. Enerji, finans, savunma sanayii, perakende, sağlık gibi farklı sektörlerde birçok kurum, yöneticilerini BMI Business School iş birliğiyle gelişim yolculuğuna çıkartıyor.

Yeni Dönemin Stratejik İhtiyacı: Entelektüel Sermaye ve Liderlik Yatırımı

Türkiyenin kalkınma hedeflerine ulaşması ve bölgesel liderlik iddiasını güçlendirmesi için, fiziksel yatırımlar kadar, entelektüel sermaye ve yönetici kapasitesine yatırım yapılması gerekiyor. İşte bu noktada, business schoolların yalnızca eğitim değil, strateji üreten, özel sektörle bütünleşen ve uzun vadeli düşünce geliştiren kurumlar olarak konumlanması kritik önem taşıyor.

Bu bağlamda BMI Business School İstanbul, yalnızca bir eğitim kurumu değil; Türkiyenin rekabetçiliğini destekleyen, bölgesel ölçekte etki yaratmayı hedefleyen stratejik bir dönüşüm platformu olarak konumlanıyor.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş