Çizginin Üstü serimizin bu bölümünde Sütaş Grubu İnsan Kaynakları Başkan Yardımcısı Ahmet Kumbasar ile insan faktörünün gelecek için dönüşümünü ve adaptasyonunu, organizasyonların dönüşüm yolculuğuna çıktıklarında olmazsa olmaz sayılan ihtiyaçlarını ve çok daha fazlasını konuştuk.

Günümüzde hem bireylerin hem de organizasyonların uzun vadede bir başarı elde edebilmeleri için çizginin üstüne çıkacak faaliyetlerde bulunmasının son derece önemli olduğunu görüyoruz. Çizginin üstüne çıkabilme durumunun kendi hayatında alışık olduğu konfor alanından çıkmayı anımsattığını belirten Ahmet Kumbasar, değişen dünyayla birlikte bugün sahip olduğumuz yetkinlik veya beklentilerin yarın için değerini yitirebilecek bir hal almaya başladığını ve iş dünyasının bu süreci başarılı bir şekilde yönetebilmesi için değişim kültürünü çalışanlarına aşılaması gerektiğinin önemli bir unsur olduğunu söylüyor. Organizasyonların değişim ve dönüşüm sürecini sürdürülebilir bir şekilde devam ettirebilmesi için liderlik, takımdaşlık ve dayanıklılık kavramlarını her zaman gündemlerinde yer alması gerektiğinin farkındayız. Liderlerin mevcut durumu görerek geleceği doğru tahmin edebilmesinin kurum vizyonunu oluşturmada son derece etkili bir yetkinlik olduğunu ve oluşturulan bu vizyonu çeşitli iletişim kanallarıyla çalışanlara benimsetmek gerektiğini vurgulayan Kumbasar, bu süreçte yetki dağılımı, hiyerarşik yapı ve çevik ekiplerin varlığı gibi faktörlere sahip olmanın organizasyonların dayanıklılığını belirlediğini ve veriyi doğru analiz etme, dijital altyapıyı kurma ve ekiplerin birbirine geri bildirim vermesi sayesinde organizasyonların içinde bulundukları değişim dönemini rakiplerine kıyasla daha başarılı bir şekilde yönetebileceğini aktarıyor. İçinde bulunduğumuz değişim süreçlerinde ihtiyaçların, beklentilerin ve taleplerin sürekli olarak farklılaşmaya başlamasıyla iş dünyasında insan okuryazarlığı kavramının hayatımızın merkezine yerleşmeye başladığının ve organizasyonların bunu mercek altına alarak iş yapış biçimlerine uyarladıklarının bilincindeyiz. Organizasyonların konfor alanı dışına çıkmaları aşamasında insan faktörünü odağına almanın önemli bir başarı getireceğini ancak değişimin sürekli bir hale gelmesiyle pandemi veya savaş gibi öngöremediğimiz durumlar karşısında insanı merkeze alamama durumunun kriz yönetimi sürecinde birtakım sorunlara yol açabileceğine değinen Kumbasar, şirketleri ve çalışanları geleceğe hazırlarken çevik dönüşümü merkeze alma ve farklı kültürlerden ortaya çıkan çeşitli düşünceleri iş yapılarına dahil etmenin son derece önemli olduğunu bizlerle paylaşıyor. Öte yandan, Türkiye’deki iş dünyasına baktığımızda küresel anlamda çizginin üstüne çıkmayı hedefleyen organizasyonların kültürel değişimi dirençli bir şekilde gündemlerine almaları gerektiğini görüyoruz. Bu noktada Kumbasar, ülkemizdeki şirketlerin işe alım aşamasında yeni bir yetkinliği bünyelerine katarken kendi kültürlerine uygun olup olmadığına dikkat etmeksizin sadece alanında başarılı oldukları için onları almak istemelerinin en büyük hatalardan biri olduğunu söylüyor. Pandemi sonrasında iş dünyasının geleceğine bakıldığında ise kurumların uzun vadede hedefledikleri aşamaya gelmeleri için liderlerin çalışanların istek, bulunduğu ortam ve ihtiyaçlarını doğru bir şekilde analiz ederek onlara destek olmasının önemli bir başarı unsuru olduğunun farkındayız. Organizasyonlardaki hiyerarşi ve merkeziyetçi yapının değişim sürecini olumsuz etkilediğini belirten Kumbasar, kurumların yalın ve çevik bir yapı oluşturarak insanlara inisiyatif verme ve konfor alanından çıkan çalışanlara farklı rotasyon ve projeler gibi yeni heyecanlar yaratmaları gerektiğini vurguluyor. 

Ahmet Kumbasar’ın iş dünyasının gündeminde olan değişim ve kültür kavramının gelişimi, şirketlerin dönüşüm sürecindeki ihtiyaçları, çizginin üstüne çıkma aşamasında insan faktörünün uyumu ve bu noktada liderlere düşen sorumluluklarla ilgili açıklamalarını dinledik. Yeni yayın serilerimizle çizginin üstüne çıkabilmeye odaklanmaya ve bu noktada başarılı olan organizasyonları mercek altına almaya devam edeceğiz.