SPONSORLU İÇERİK - INTEL

İş Yerinde Mobilite

5 Nisan 2016, Salı

Farkında mısınız ofislerde içten içe bir değişim yaşanıyor. Kübikler terk ediliyor, masaların mülkiyeti ortadan kalkıyor, yöneticiler odalarına veda ediyor. İş arkadaşlarımız ofise uğramadan günler hatta haftalar geçiriyor. Takımlar video konferans üzerinde stratejik öncelikleri tartışırken yan taraftaki terasta üç çalışan informal bir beyin toplantısı yapıyor. Çalışma ortamlarının o statik, her şeyin düzen ve nizam içinde olduğu dünyası artık geride kaldı. İş birliğinin, ortak yaratımın ve çevik ekiplerin şekillendirdiği, mekan ile sınırlanmamış işgücünün oyun alanına yani mobil çalışma ortamlarının dünyasına hoş geldiniz.

İşgücü içerisinde mobilitenin ağırlığı hızla artıyor. IDC’nin gerçekleştirdiği bir araştırmaya göre sadece ABD’de mobil çalışanların sayısı 2015 yılı sonu itibariyle 96,2 milyon kişiye ulaşmış durumda. Bu rakamın 2020 yılında 105,4 milyon kişiye ulaşması bekleniyor ki bu da ABD’deki işgücünün yüzde 72’den fazlasının mobil olacağı anlamına geliyor.

Bu noktada mobil işgücünün tanımına odaklanmak önem kazanıyor. Mobilite sadece fiziksel alan dışından çalışmayı kapsamıyor mevcut çalışma alanı içerisinde de özgürce hareket edebilmek, mekana bağlı kalmadan bilgiye erişimi mümkün kılabilmek anlamına da geliyor.

Peki ne oluyor da iş dünyasında mobilite bu kadar hızlı biçimde artıyor? Bu soruya birçok farklı cevap verilebilir ancak bazı genel trendler mobilitenin etkin ve güçlü biçimde iş hayatında alan kazanmasına imkân veriyor.

Etkileştirici teknolojilerdeki gelişim: Mobili çalışmada en önemli konulardan biri olan bulut bilişim ile kurumsal ve kişisel bilgilere etkin ve güvenli biçimde erişmek mümkün. Geniş bant mobilite teknolojileri bağlantı hızı ve etkinliği açısından oldukça ileri bir seviyeye erişmiş durumda. Cihazlar arası iletişim güçlendikçe bu kaldıraç etkisi de kendini daha fazla hissettiriyor.

Açık inovasyon ve iş birliği: Her şirket yenilikçi fikirleri açığa çıkarmak, geliştirmek ve bunlardan maksimum faydayı elde edebilmek için ciddi zaman ve emek harcıyor. Bu Google’da serbest proje zamanları olarak kendini gösterirken, IBM’de jam session’lar, GE’de inovasyon platformu olarak hayata geçirilebiliyor. Bu dinamik arayışın başarılı olabilmesi, çalışanların zaman ve mekan bağımsız iş birliği yapabilmelerine, dünyanın farklı bölgelerindeki ofislerin anlık ihtiyaçlar için etkileşime geçip fikir üretebilmesine bağlı oluyor.

Kitlelerin gücünü kullanmak: Bugün her şirket, sadece kendi kaynakları kullanarak başarılı olamayacağının farkında ve kitlelerin aklını ve gücünü kullanmanın yolunu arıyor. Bu da kitlelerin mensupları için freelance’den dış kaynağa kadar birçok alanda iş imkanı oluşması anlamına geliyor. Kimi zaman bir animasyonun oluşturulmasında, kimi zaman bir iletişim projesinde çalışan bu kitlelerin mensuplar, güçlü, güvenilir ve etkin cihazlara ihtiyaç duyuyor ve bu ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor.

Tüm bu çizdiğimiz resim kulağa hoş gelse de uygulanması aşamasında kapsamlı bir planlama ve yaklaşım önem kazanıyor. Mobil çalışanların iş birliğini pekiştirecek iletişim platformları ve uygulamaları neler olmalı? Mesajlaşmanın ve video konferansların sonuç vermesi için nasıl bir altyapı gerekli? Mobil çalışanlar ofisin güvenli ortamından ayrıldıkça veri güvenliği ve gizliliği nasıl sağlanacak? Çalışanlar arasında iş birliği ve kendiyle baş başa kalma dengesi nasıl sağlanabilir? Bir freelance çalışan aldığı işi hakkıyla yapabilecek bir yapıyı nasıl oluşturabilir?

Bunlar ve daha birçok soruya verilecek cevapların ortak noktası, kesişim kümesi cihazlar... Gerek ofiste gerekse ofisin dışında cihazla başlayan, bu cihazı ekosisteme bağlayan uygulamalar ve altyapı ile devam eden ve ortak çalışma bilinciyle perçinlenen bir değer zincirinden söz ediyoruz.

Intel Skylake’in Avantajı

İşte Intel’in yeni Skylake işlemcileri bu cihaz ve sistemin kalbinde yer alarak yepyeni açılımların kapılarını aralıyor. Yeni nesil Skylake işlemciler bir yandan notebook ve masaüstü sistemlerin etkinliğini artırırken diğer yandan da getirdiği güvenilir yapıyla mobil çalışmanın keyifli ve etkili biçimde hayata geçirilmesine zemin hazırlıyor.

Extra pil ömrü: Mobil çalışanların en büyük sıkıntılarından biri olan pil ömrü Skylake işlemciler ile yüzde 30’a kadar artırılabiliyor. Bunun anlamı daha uzun süre bilgisayarı kullanabilmek ve daha kesintisiz çalışabilmek. Ayrıca video ve benzeri yüklü uygulamaları da daha uzun kullanabilmek söz konusu. Animasyon veya editing işindeki bir freelancer için iyi haber olsa gerek!

Artan performans: Skylake işlemcilerin sağladığı ilave performans zorlu işlemlerin daha kolay gerçekleştirilmesini mümkün kılıyor ayrıca mobilitenin kaçınılmaz unsurlarından olan güvenlik uygulamalarının da daha hızlı ve etkili kullanılmasına, uzaktan bağlantının daha etkin biçimde yapılmasına da imkan sağlayan bu geliştirme dikkate değer. Performans artışı sadede işlem gücünde kendini hissettirmekle kalmıyor, özellikle grafik sistemi ve RAM anlamında da yeni teknolojisi ile fark yaratıyor.

Daha ince notebooklar: Skylake’in ultra ince yapısı sayesinde bilgisayarların form faktörlerini de inceltmek, performansından taviz verilmeden daha kolay kullanılabilen ve şık görünen cihazlar üretmek mümkün hale geliyor. Skylake ile birlikte mobilitenin tüm avantajlarından yararlanmak, iş birliğini ve yaratıcılığı zirveye çıkarmak, kitlelerin aklından ve gücünden yararlanmak ve ofisin içinde ve dışında hareketliliği artırmak artık çok daha kolay.

Paylaş:

Bu içeriği beğendiyseniz daha fazlası için ücretsiz üye olun!

SEÇENEKLERİ GÖRÜNTÜLE

Sınırsız Erişime Sahip Olmanın Tam Zamanı

HBR Türkiye içeriğine bir yıl boyunca tüm platformlardan erişin!
ABONELİĞİMİ BAŞLAT

Tüm Arşive Gözatın

Paylaş